Üye Görüşü - Galatasaray'ın Teknik Heyet ve Sistemsel Problemleri - Sayfa 2 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Üye Görüşü Galatasaray'ın Teknik Heyet ve Sistemsel Problemleri


Fatih Terim'e defol git falan diyecek değilim, kendisi artık onarılamayan noktaya geldiğimizi düşünürse gidecektir diye düşünüyorum. Buradaki genel kanının aksine derdinin para olduğunu falan düşünmüyorum. Takımın durumunun da farkında ancak oyunculara güven vermek istiyor. Açıkçası takım olamamışız gibi duruyor, son 3 maçtaki net pasların verilmemesi herkesin kendisinin gol atma çabası bana bunu düşündürdü.

Dolayısıyla sayın hocamız ya sürekli süregelen hataları artık en aza indirgemeli ya da alternatifleri düşünmeli. En azından Marcao döndükten sonra biraz daha bekleme taraftarıyım ben ama takım ileriye değil geriye gidiyor bu da bir gerçek.

Admirim Popescu’nun attığı penaltıyı canlı izleyen nesilin hocaya defol git diyebileceğini düşünmüyorum ben de. Benim ağzımdan da çıkmaz öyle şey.

Oyunculara güven vermek istediğinin ben de farkındayım. Hatta baya paketlemeye çalıştığımız Babel ısrarı, basın toplantısında övmesi falan bu yüzden. Çok pozisyona girdik diyor misal maçlardan sonra ama bunun böyle olmadığının o da farkındadır. Aksi halde durum çok ciddi zaten.

Ama cidden sonuçtan bağımsız olarak ilk defa Galatasaray’ı izlerken futbol olarak sıkılıyorum, Aykut’un fenerini izlermiş gibi hissediyorum. Bu anlamsız(getirisi olmayan Muslera-stoper-bek-ön libero-Muslera) paslaşma serisi beni boğuyor(ligde).

Dünya futbolunu artık eskisi kadar takip edemiyorum ama pasla çıkmak, uzun vurmamak, pas oyunu böyle bir şey değil. Olmamalı. Hocanın bu işi ya düzeltmesi ya da bir son vermesi gerekiyor. İnanılmaz bireysel performans düşüklükleri, bireysel hatalar, konsantrasyon kayıpları söz konusu. Bunu çözmesi gereken de hoca ama ilerleme olmuyor bu konuda hatta gerileme var.

Bir de pozisyona girdik, 1 Ocak, biz gol hediye ettik gibi söylemler de hocaya yakışmıyor. Son maçta da İrfancan ilk golü hediye etmese maç zor dönerdi. Lazio’yu yendik 2 aaat basın toplantısı yaptı, keyfi yerindeydi, İtalyancalar falan. Kayseri bize 3 atmış Hiko’ya sallıyor fazla konuştu diye, benim yerime de anlatmıştır maçı vs. Sen kazanınca konuşuyorsun 2 saat o adamın Kayseriyle bize 3 atması bizim Lazio galibiyetinden daha değerli belki de futbol mantığı çerçevesinde. Tabi konuşur. Bu tip şeyler yakışmıyor hocaya. Yaş 35, kendisine en sinir olduğum dönem olabilir.

Umarım toparlar.
 
Admirim Popescu’nun attığı penaltıyı canlı izleyen nesilin hocaya defol git diyebileceğini düşünmüyorum ben de. Benim ağzımdan da çıkmaz öyle şey.

Oyunculara güven vermek istediğinin ben de farkındayım. Hatta baya paketlemeye çalıştığımız Babel ısrarı, basın toplantısında övmesi falan bu yüzden. Çok pozisyona girdik diyor misal maçlardan sonra ama bunun böyle olmadığının o da farkındadır. Aksi halde durum çok ciddi zaten.

Ama cidden sonuçtan bağımsız olarak ilk defa Galatasaray’ı izlerken futbol olarak sıkılıyorum, Aykut’un fenerini izlermiş gibi hissediyorum. Bu anlamsız(getirisi olmayan Muslera-stoper-bek-ön libero-Muslera) paslaşma serisi beni boğuyor(ligde).

Dünya futbolunu artık eskisi kadar takip edemiyorum ama pasla çıkmak, uzun vurmamak, pas oyunu böyle bir şey değil. Olmamalı. Hocanın bu işi ya düzeltmesi ya da bir son vermesi gerekiyor. İnanılmaz bireysel performans düşüklükleri, bireysel hatalar, konsantrasyon kayıpları söz konusu. Bunu çözmesi gereken de hoca ama ilerleme olmuyor bu konuda hatta gerileme var.

Bir de pozisyona girdik, 1 Ocak, biz gol hediye ettik gibi söylemler de hocaya yakışmıyor. Son maçta da İrfancan ilk golü hediye etmese maç zor dönerdi. Lazio’yu yendik 2 aaat basın toplantısı yaptı, keyfi yerindeydi, İtalyancalar falan. Kayseri bize 3 atmış Hiko’ya sallıyor fazla konuştu diye, benim yerime de anlatmıştır maçı vs. Sen kazanınca konuşuyorsun 2 saat o adamın Kayseriyle bize 3 atması bizim Lazio galibiyetinden daha değerli belki de futbol mantığı çerçevesinde. Tabi konuşur. Bu tip şeyler yakışmıyor hocaya. Yaş 35, kendisine en sinir olduğum dönem olabilir.

Umarım toparlar.

Evet taraftarı konsolide etmektense daha da ayrıştırmaya başladı yaptığı açıklamalarla. Açıkçası çağın gerisinde kaldığı fikrine falan katılmıyorum aksine problem çağın en zor oyununu oynatmaya çalıştığı için oluyor. Biz hep defanstan çıkma konusunu görüyoruz, bu paslaşmaları hücumu set'e oturtup yapabilsek en azından olumlu ışık alabilicez ama herhalde bu sene, bu şekilde gol bile atamadık henüz. Bir kere zaten oyuncuların pas kalitesi öyle iyi değil, Kerem tek başına dribblingleriyle tüm takımın kaybedeceği kadar top kaybediyor her maç. Pas oyunu böyle olmazki, pas oyununda topu kaybetmemek esastır, topu ilerde sabırla döndürerek hücum kovalarsın bizse geriden çıkmayı gidip alakasız adamlarla yapmaya çalışıyoruz. Luyindama'ya şu işi ısrarla yaptırarak bir yerde alışmasını mı bekliyoruz anlamıyorum gerçekten.

Dinamikliğimizi geçiş hücumlarında kullansak Trabzon maçı gibi çok rahat skoru alabileceğiz halbuki. Takımın başında en uzun süre duran hoca bizde olduğu için ne oynadığı en öngörülebilir takımda biziz, bu da ayrı problem. Her rakip önde basma kafasıyla çıkıyor ve biz ısrarla bekleri 30 metre öne yollayıp 3 kişiyle oyun kurmaya çalışıyoruz, biri de Luyindama yani. Bu kadar vakittir uğraşıyorum, bu yapıdan vazgeçmeyeceğim deyip işi inada bindirdi herhalde bilemiyorum.

Bir şeyler değişmezse gelecek karanlık orası kesin, set hücumu yapamıyorsak da bu oyunu oynamanın manası yok. Haftasonu City - Chelsea maçı vardı, City öyle bir oynuyorki bu oyunu, forvetsiz oynayıp Chelsea'ye top göstermediler onu geçtim her top kaybında kontra pressle 3-5 saniyede geri aldılar topu, kolay mı yahu bu oyunu oynayabilmek. Biz top göstermemeyi de, kontra presi de henüz beceremiyoruz, ne zaman beceririrz muamma.

Bir de yardımcı antrenör alınmamasından da çok sıkıldım, zerre mantık da göremiyorum bu konuda.
 
Bizim oyun şablonumuzda sahada oynanan oyun tamamen saha içindeki şartlara bağlı kuruluyor. Temel bir oyun yapımız var onun adı da pas oyunu; oyunu geriden kur, ileri set halinde çık, kenarlara topla buluştur, bundan sonra her şey saha içindeki duruma göre doğaçlama oluşsun. Savunma da ise hızlıca geriye gel, ani preslerle topu kap ve tekrar topu geriye atıp oyunu set halinde kur. Hani arada hızlı top yapmamız falan hiç plan gereği değil, tamamen o anki futbolcunun doğaçlama karar vermesinden kaynaklı oluyor. O kadar doğaçlama oynuyoruz ki ne yan top ne duran top hiç bir organizasyon bile yapma gereği duymuyoruz. Bence bizim en temel eksiğimiz bu. Ya takım yeni kurulduğu için söylenenleri yapamıyor ya da iyi çalışmıyoruz.

Herkes gibi ben de bu oyun şablonundan hiç memnun değilim ama FT'ye yine de güvenmek istiyorum. Burada oyuncular transfer edilirken herkes sabırlı olmamız gerektiğini savunuyordu. Şimdi ise herkes FT yerine teknik direktör arıyor. Herkes FT gitse şu an süper oynayacağız gibi basit bir sanrı içerisinde. Yeni TD geldiğinde her şey birincisi sil baştan olacak. 1-2 maç gazla alınan skorlardan sonra yine aynı duruma düşeceğiz ve sonra da sorunun futbolculardan kaynaklı olduğunu düşünmeye başlayacağız. Yıllardır futbol takip eden ve değerli zamanımı burada bunu yazacak kadar harcayacak kadar futbol takipçisi olan ben, bu döngüyü kaç kere yaşadığımızı artık hatırlamıyorum bile.

Velhasıl kelam kurulan yeni takıma hocanın dediği gibi sabırlı olmamız gerekiyor. Çünkü başımızdaki hocanın kredisi fazlasıyla bunu karşılıyor. Dediği gibi Ocak ayına kadar her şey bambaşka olacaksa ve bunun teminatını veriyorsa bize başka kim bu teminatı verebilir? Gelecek hiçbir hoca bunu veremez. Her şey de kağıt üstünde göründüğü gibi basit değil, özellikle genç arkadaşlarımız bunu daha iyi anlamalı.
 
Bizim oyun şablonumuzda sahada oynanan oyun tamamen saha içindeki şartlara bağlı kuruluyor. Temel bir oyun yapımız var onun adı da pas oyunu; oyunu geriden kur, ileri set halinde çık, kenarlara topla buluştur, bundan sonra her şey saha içindeki duruma göre doğaçlama oluşsun. Savunma da ise hızlıca geriye gel, ani preslerle topu kap ve tekrar topu geriye atıp oyunu set halinde kur. Hani arada hızlı top yapmamız falan hiç plan gereği değil, tamamen o anki futbolcunun doğaçlama karar vermesinden kaynaklı oluyor. O kadar doğaçlama oynuyoruz ki ne yan top ne duran top hiç bir organizasyon bile yapma gereği duymuyoruz. Bence bizim en temel eksiğimiz bu. Ya takım yeni kurulduğu için söylenenleri yapamıyor ya da iyi çalışmıyoruz.

Herkes gibi ben de bu oyun şablonundan hiç memnun değilim ama FT'ye yine de güvenmek istiyorum. Burada oyuncular transfer edilirken herkes sabırlı olmamız gerektiğini savunuyordu. Şimdi ise herkes FT yerine teknik direktör arıyor. Herkes FT gitse şu an süper oynayacağız gibi basit bir sanrı içerisinde. Yeni TD geldiğinde her şey birincisi sil baştan olacak. 1-2 maç gazla alınan skorlardan sonra yine aynı duruma düşeceğiz ve sonra da sorunun futbolculardan kaynaklı olduğunu düşünmeye başlayacağız. Yıllardır futbol takip eden ve değerli zamanımı burada bunu yazacak kadar harcayacak kadar futbol takipçisi olan ben, bu döngüyü kaç kere yaşadığımızı artık hatırlamıyorum bile.

Velhasıl kelam kurulan yeni takıma hocanın dediği gibi sabırlı olmamız gerekiyor. Çünkü başımızdaki hocanın kredisi fazlasıyla bunu karşılıyor. Dediği gibi Ocak ayına kadar her şey bambaşka olacaksa ve bunun teminatını veriyorsa bize başka kim bu teminatı verebilir? Gelecek hiçbir hoca bunu veremez. Her şey de kağıt üstünde göründüğü gibi basit değil, özellikle genç arkadaşlarımız bunu daha iyi anlamalı.
Adem son paragrafına binaen yazıyorum

Hiçbir hoca şu zamanda şöyle olucaz bu zamanda böyle olucaz diyip kesin konuşamaz futbolda,konuşsada yalan ve zaman kazanmak için bunu söylüyodur,bu iş saate ayarlı fırından çıkacak yemek değil şu kadar sürede hazır olur densin

Taraftarı uyuttuğunu ve zaman kazanmak için 1 ocağa kadar süre vermesini 2018,2019,2020,2021 ve bu sezon kaybedilen onlarca maçtan sonra dediği "düzelicez",kazanılan onlarca maçtan sonra dediği "hergün üzerine koyarak gidip çok daha iyi olucaz"saçmalıklarından anlayabiliyoruz

Ne kaybettikten sonra düzeldik nede kazandıktan sonra çok daha iyi olup üstüne koyduk

Bizim bi oyunumuz yok,mecburi stoper paslaşmasına pas oyunu diyenlerde gidip eskrime yönelsin,olmayan bir oyununda üstüne koyamazsın zaten,koyamıyosunda

Bazen bireysel bişey yapan olursa iyi oynuyoruz saman alevi gibi hepsi o,geçen senede 1 maçtan sonra yaptığı basın toplantısını hatırlıyorum bayern liverpool gibiyiz,dominant forvet,beki manipüle konuştuda konuştu peki sonuç koca bir SIFIR

Bu işin genci yaşlısı yok,ota boka eleştiri yapmak için eleştirenleri ayırıyorum onun dışında vefa adı altında durumu romantikleştirmeye kalkmak iş bilmezlerin,yetersizlerin,başarısızların tutunduğu dal olabilir en fazla,hiçbir sorunu çözmez

Ranieri leiçesteri şampiyon yaptı dimi hemde premier ligde ,leicester kimdi ki,naptı sonra leicester başarı tekrarlanmayınca gönderdi,belkide futbol tarihinin en büyük başarısıydı bu,romantizm gereği ömür boyu leçesterın tdsi olması gerekirdi onuda geçtim kulübün bütün hisseleri ona devredilmeliydi ama öyle olmadı

Rehagel-yunanistan,mou-inter şl,bursa-ertuğrul sağlam vs onlarca yüzlerce örnek sayabilirim böyle

Bu vefa bizden çok şey götürdü,vefa diye diye sabriyi yıllarca bu kulüpte barındırdık,başarısız ftyi kovamadık,semihi transfer etmek zorunda kaldık,ardayı almak zorunda kaldık,yetersiz eski futbolculara yardımcı antrenörlük vermek zorunda kaldık,hepsinin sonucuna bak istisnalar hariç çoğu bize zarar vermiş

Bu vefa iyiyse müthiş artı getiriyo ama kötüyse müthiş eksisi var,selçuğun ntvde kırılma anı diye bi videosu yayınlandı geçen,gsde aldığın büyük paranın karşılığını verdiğini düşünüyomusun diye müthiş bir soru sordu emek ege selçuğun verdiği cevap şu,fazlasıyla verdiğimi düşünüyorum..

Hepi topu bizde 1 sezon hadi 1de ben veriyim maksat ayağı alışsın 2 sezon iyi top oynamışlığı var geri kalan 5-6 senesi çöp,aldığı parada 2-3m eurodan az değildi bu arkadaşın son 2-3 seneside ağır faildi ve çıkıp 1 sezon top oynamasıyla 8 senede kazandığı ortalama 20m euronun karşılığını verdiğini söylüyo yetmiyo fazlasınıda verdiğini söylüyo ,işte bunlar hep vefa

Bugünkü rezillikte imparator diye vefa gösterelimciler olduktan sonra,rezilliği yaşatan kişide üzüldüm ve kırıldım diyebiliyo,deme hakkını buluyo kendinde
 
Renktaşların çoğu bilir ki Terim'e muhalefetim sadece saha içiyle alakalı değil. Geliş şeklinden, yönetim şekline, kendisi dışındaki dünya ile ilişkilerine, temsil ettiği şeye kadar çok şey sayabilirim ama burada sadece saha içinde neden olmuyora odaklanacağım. Çünkü bu sebeplerden en az %60-70i de saha içi.

Öncelikle yukarıda ismini zikrettiğim arkadaşların atladıklarını düşündüğüm bir noktayı hatırlatarak başlayayım. Biz sadece bu sene kötü top oynuyor değiliz, hoca takımı aldığı ve yaz kampı geçirdiği günden itibaren oyun her hafta geriye gitti. Bu uzun 3-4 senelik süreçte inişler çoktu çıkışlar nadirdi. Örneğin hiçbir hoca yoktur ki 3 sene kötü top oynatsın ama 8 haftalık iyi bir dönemi geri kalan onlarca kötü haftadan daha çok konuşulsun. Bu da hocanın şansı(!) diyelim.

Dolayısıyla takım yeni olsa bile hoca eski. Yani elinde kendi kurmadığı, FFP sınırında kurduğu, bonservis harcatarak kurduğu, yaşlı olan, genç olan, yaratıcı, fizikli neredeyse farklı farklı her türlü kadro şekli oldu ama sorun hiç bitmedi. Galatasaray'ın en temel sorunu ne peki? Doğru yerleşemiyor ve planlı hücum edemiyor. Bütün bunlar ise bir noktada sürekli gol yenerek savuşturulan bireysel hatalar ile sonuçlanıyor. Peki neden bu iki soruna hoca çözüm bulamıyor? İlerde bulabilir mi? Yukarıdaki arkadaşlar eleştirileri olsa da anladığım kadarıyla daha iyimserler. Benim cevabım daha net. 10 sene beklesek de olmayacak. Bunun bence ikisi hocanın teknik direktör olarak sahip olduğu yeteneklerle 2021 yılının dünyasının (sadece futbol değil) uyuşmazlığı ve biri de teknik direktör olarak sahip olmadığı yeteneklerle alakalı olmak üzere totalde 3 nedeni var.

Öncelikle 96-2000 seneleri dışında oyun geliştiren bir hoca olmadı. Oyuncu geliştiren bir hoca da olmadı. Ama harika bir yönetici oldu. Kastettiğim şey taktik bilmiyor değil. Oyun geliştirmekle taktik bilmek farklı şeyler. Ve hocanın yönetmeye alıştığı bir kitle var. O kitle yönetilmeyi, liderliği kabul eden bir kitleydi 2013 serüveninin sonuna kadar. Yani jenarasyon olarak bir lider etrafında birleşmeye müsait, onun sözlerinde kendilerini bulan kitle. Şimdi ise öyle bir kitle yok. Şimdi rollerinin belirlenmesini bekleyen kitle var. Hoca rol tayin edici değil, hedef tayin edici bir karakterde olduğundan kadrolarıyla iletişimi sorunlu bence. Bu birinci sebep.

İkincisi hoca saha içinde kendisini göreceği adamlarla çalışmaya çok yatkın. Bu hem liderlik anlamında hem de yetenek anlamında. Yani hcoa iyi kadrolarla iyi, kötü veya gelişime açık diyebileceğimiz kadrolarla kötü genelde. Çünkü hoca sahada sorun çıktığında oyuncuların kimisinden fiziki fedakarlık, kimisinden ise yeteneğe dair mucize bekleyen bir yapıda. O yüzden oyun ve oyuncu değiştirerek 3-4 yıldır hiçbir sorunu çözemiyor. Bekliyor ki Babel soldan girip sağ çatala yollasın, bekliyor ki Feghouli araya salsın, bekliyor ki sakatlanan oyuncu çıkmasın. Yukarıda bahsettiğim 8 haftalık dönemi de hatırlayın. Hepimiz Seri'yi konuştuk. Hoca oyuncu bazlı bir antrenör plan bazlı değil. Ama bizim son kadrolarımızda bir Hagi, bir Sneijder, bir Drogba, kendini paralayan Bülent veya Hakan Şükür yok. Dolayısıyla planla kazanmamız gereken anlarda istisnalar hariç(fener maçları gibi) elimiz kolumuz bağlı mucize bekliyoruz. İyi oyuncu tabiki bugün de farkettiriyor saha içinde ama artık daha plan öncelikli bir oyun var. Daha önce de söylediğim gibi bir çok hoca böyle bu ayıp değil. Sadece demode.

Üçüncü konu ise şu sıkça söz edilen pas oyunu ile alakalı. Bu konuda hoca çağın gerisinde değil iddiasına katılmıyorum. Çünkü bir oyunu seçmek çağın gerisinde olmadığın anlamına gelmez. O oyunun arka planıyla ilgili donanıma sahip olup olmadığın bunu belirler. Hoca bunu 2008'de de denemişti. Nihat ile 4-6-0 denen o günün modasını oynamaya çalışıyordu ve her defasında başarısız oluyordu. Ne zaman ki Semih benzeri adamları, Tümer gibi bir şutla iş değiştirecek adamları kullanıyordu başarılı oluyordu. Bunu şimdi de deniyor. Hocanın modern futbolu izleyici olarak yakından takip ettiğine şüphem yok. Ama yapıcı olarak aynı şeyi söyleyemem. Basite indirgeyerek anlatırsam bence hoca Pep veya Klopp'u yakından izliyor ve içinden diyor ki ben de böyle oynatmalıyım. Adım da Terim ki ben bu oyunu oynatırım. Ama o oyunun arka planına dair bilgi birikimi olmadığının farkında değil. Kendisinin olmadığı gibi buna uygun ekibi de yok. Yine ayıp değil diyorum çünkü oyunu Ancelotti de Mourinho da oynatmıyor veya oynatamıyor.

Bunu bazen kendimden örnekliyorum. Bazen öyle programlar oyunlar filan görüyorum ki bunu ben de yapmalıyım filan diyorum. Kısıtlı R ve Python bilgimle bir iki kod karalıyorum. Renkli, dışardan güzel görünen bir şekil çıkarıyorum ama içi işlevsiz çöp. Çünkü benim 2 ayda gördüğüm 3-5 kod yazımıyla o programlar yazılamaz. Hoca da bence bu anlamda geri kalmış durumda.

Yukarıdaki sorunlar değiştirilebilecek şeyler olmadığı için herhangi bir ümidim yok. Adem renktaşın söylediğinin aksine de bu genç kadroya yeni hoca gelmezse asıl o zaman bu oyuncular tahtaya konacak. Türk medyasında işler böyle işler. 2 gün sonra Pjanic ile Cica kıyaslanacak ve Romen köylüsü denecek. Morutan nere Mesut nere denecek.

Bu genç takımın mutlaka geliştirici bir hocaya ihtiyacı var. Yerli böyle bir isim yok ve yakın zamanda da olacak gibi görünmüyor. Devrimsel bir şey lazım. Ve Keramettin ile dün konuştuğumuzun aksine böylesi isimlerin getirilme ihtimali söylendiği kadar az değil.

Bu sene başka hoca da olsa şampiyonluk şansımız çok düşük bunu görüyorum. Ama Terim kaldıkça yapılan yatırımlar atıllaşacak ve zarar yazacak kar beklerken diye düşünüyorum.

Son olarak ilk paragrafıma atıf olarak, böylesi bir değişim Galatasaray'ı sadece teknik olarak değiştirmeyecek. Galatasaray'ı kötü, karanlık, geride, kavgacı, paçoz ve tabiri caizse ortadoğulu gösteren bu havayı da dağıtacaktır.
 
Mesajlar diğer konuda kaybolmasın diye bu konuya aktardım dikkatimi çeken mesajları, gözden kaçırdığım olduysa affola.

Bu konu altında umarım cıvıklaşmadan ve konuyu yine Fatih Terim'i aşağılayıcı noktaya getirmeden konuşmaya devam edebilirsiniz.
 
Dizilisle sorunların çözüleceğini düşünmüyorum.. Kaç hafta oldu hoca hala savunma orta saha arasındaki 30 metrelik uçurumu göremiyor ..Bu takım açık ve net top çıkaramıyor bekler ayrı alemde ön libero disindakiler ayrı alemde ..Her top çıkışımız aynı luyindama Nelson aralarına gömülen Berkan veya Taylan.. 3 oyuncu içiçe en yakınlarındaki isim en az 20 metrede bekliyor.. Bu kadar kopuk bir oyun olamaz ..Geriden çıkardığımız her topta sanki rakip ceza sahasına ara pası atiyormus gibi ince paslar denemek zorunda kalıyoruz top kaybı olduğu an top kalemizde.. Ayriyetten kerem Van aanholt gibi isimler topun kıymetini bilmiyorum çok kolay top kaybediyoruz on alanda bu da habire kontra yememize neden oluyor.. First touch problemi yaşamayan topçu yok neredeyse..
Feghouli veya Babel olunca hızlı çıkma ihtimalimiz 0 kerem desen dümdüz koşarak adam geçeceğini sanıyor Berkan ve Taylan topla katetmekten çekiniyor.. O kadar çok sorun var ki takımda say say bitmiyor..
Tüm bunların dışında ligin açık ara en kötü duran top kullanan en kotu orta açan ve sut ceken takimiyiz muhtemelen..
Ortada tonla sorun var ve su ana kadar bir tanesine bile çözüm bulamadı Terim..
 
3 lü dizilişi doğru düzgün yapamadıktan sonra zarardan başka birşey değil. Zaten hoca top bizdeyken bekleri kanat oynatarak 2-5-3 tarzı garip bir dizilişe döndürüyor. 3 lü defansın kanat bek performansına zaten biz şuanki dizilişle de muhtacız. Takımın kötü oynamasındaki temel sebeplerden biri de Mariano Nagatomo katkısının Yedlin- Aanholttan gelememesi. Bu bek performansıyla 3-5-2 de şuanki oyundan daha rezil bir oyun çıkacağına eminim.

Sorun dizilişte değil kesinlikle. Takım çok genç olduğundan oyunu olgun bir şekilde oynayamıyorlar. Tempoyu düşürmeler gereken zamanlarda kafaları yine hep hücumda, bu da ekseriyetle yüksek top kaybıyla sonuçlanıyor. Belki hocaya kızıyorsunuz ama Arda yı Feghouliyi arıyorum derken bunu kastettiğine eminim ki haklı. Bazen oyunu soğutabilmek gerekiyor ki 2-0 dan çevrilen maçların da temel sebebi bu. Takımdaki genel sorun takım olamamak şuan için. Kimse diğerinin ne yapcağını bilmiyor; birbirine güvenen 2 romen var onların kafa uyumunu hissedebiliyoruz sadece. Fatih terimi ben de eleştiriyorum ancak eldeki oyuncu kadrosuyla daha iyisini yapabilecek birini bence çok zor buluruz. Bu takım başka td gelirse 5. 6. Lığa oynar , ancak hoca bir ihtimal şampiyonluğa oynatabilir. Ancak güzel oyun beklentim kısa süre içerisinde yok.
 
Defanstan oyun kurulumunda özellikle luyindama nın oynadığı maçlarda rakipler hep aynı şeyi yapıyor..sol stoper nelson ise ya da marcao ise o tarafın pas kanallarını kapatıp oyun kurmada bizi luyindamaya zorluyorlar..sonrada önde basıp luyindama ve sağbekin olduğu kısımda bizi hataya zorluyorlar..ve biz bir çok maçta buna hiç çözüm üretemedik..zaten bekler ve orta saha ile defans arasındaki bloklar çok açık kalıyor geriden çıkarken..haliyle topla fazla oynayan luyindama ya da pas yeteneği oyun aklı olmayan yedlin ile oyun kuramıyoruz..hatta bireysel hata ile gol yiyoruz..sol stoper ve sol taraf ile çıkmayı başardığımız zamanlarda bu sefer kerem çok top kaybı yapıyor..takım set oyununa geçmeye giderken yerleşemeden top kaybı ile atak karşılama moduna geçiyoruz..bence saha da takım oyununa en büyük sekteyi vuran iki etken luyindama ile oyun kurma ve keremin atağa çıkarken ki fazlaca yaptığı top kayıpları..bunlar takımın maç içindeki ritmine ciddi derece sekte vuruyor..biz geriden topu sağlıklı çıkarıp set hücumana geçerek takımı rakip sahaya yerleştirmeyi başarırsak bu kadar kolay gol yemeyeceğiz bence...lazio maçında hem marcao hem nelson olunca bu sorunları yaşamadık biz..tabi takım ekstra mücadele etti..iyi alan daralttık..
bir de şu saha parselizasyonunda sıkıntılar var..oyuncular arasında bazen bloklar çok açık kalıyor..toğu ayağına alan oyuncular son maçlarda sürekli yaklaş hareketi yapar oldu..hocanın bu meseleye de eğilmesi gerekir..
son olarak fatih hocanın gerçekten yardımcı ekibini güçlendirmesi şart..niteliği geçtim nicelik olarak yetersiz bir teknik ekip var..
 
Tekniği, taktiği geçtim; hoca çok fazla bağırıp çağırıyor saha kenarında. En çok ayakta, güçlü durması gereken insan; futbolcunun baktığında güç alacağı insan ufacık hatada sanki dünyalar yıkılmış gibi tepki veriyor.
 
Sistem vs. konuşmadan önce ``geliştirici yabancı hoca`` olayından başlayayım. Gerek ülkenin şartları , gerek takımların durumları ve memleketin malum itibarı sebebiyle bazı arkadaşları rasyonel beklentilere girmeye davet ediyorum. Maalesef temeli olmayan beklentiler içerisinde olanlar var. Sanıyorum ki Ali Koç gibi bir adamın aylarca orada burada hoca peşinde sürünmesi ve sonunda komik bir şekilde Pereira'yı getirebilmesi ders olmuyor insanlara. Bence daha açıkça durumu anlatabilecek bir örnek yok. 3. döneminde Terim'in gitmesi için sayısız mesajlar yazmışımdır foruma , konuşulan isimlerden biri Heynckes idi durumun farkını öyle anlatayım günümüzle. Doğru düzgün hoca önerisi yapabilen yok. Yapan da muhtemelen oturup beş maçını izlememiştir o hocanın takımlarının, birbirimizi kandırmayalım burada koca koca insanlar olarak. Tedesco bir seçenek olabilir belki de Schalke sonrası ne yapmış bilen yok. Schalke döneminde de bilen bizim maçlardan dolayı biliyordur. Yerli işine ise hiç girmiyorum çünkü ortada 1 tane bile makul seçenek yok. Sezon başından beri keyfimizden hoca kalsın demiyoruz yani öncelikle bunların bir altını çizelim.

İşin taktik ve sistem kısmına gelince ; benim kanaatimce hoca iki üç senedir Manchester City'i takıntı haline getirmiş kendisine. Benzer tatta bir oyun kurmaya çalıştığı çok açık. Çok nadir anlarda görebildiğim bir kaç pozisyondan ve devamlı yaptığı pas oyunu vurgusundan çıkarıyorum bunu. Gel gelelim bu kadar başarılı bir adamda hali hazırda zaten olması gereken egosu , böyle bir kurulum için topyekün bir zihniyet değişimi gerektiğini ve bunun yanında hem zaman açısından hem de maddi açıdan sınırsız kaynağa sahip olması gerektiği gerçeğini reddediyor.

Hocanın en büyük problemi ; ekstrem beklentisi olan oyunculardan o karşılığı alamayacağını kabullenmemesi. En net örneği Luyindama. Sen bu adamı izledin , aldırdın. Madem aklında pas oyunu vardı, bu adamın ayağının kötü olduğunu bildiğini varsayarak soruyorum, bu adam niye alındı 8 kağıda ? Kaldı ki üstte bahsettiğim gibi , istediği oyunu oynatabileceği profilde oyuncuları transfer etmemiz olası değil. Hem pozisyon bilgisi hem top tekniği gerektiriyor çünkü istediği şey. PVA gibi Kerem gibi laubali şekilde top kaybeden futbolcularla bu iş olmaz, Cica gibilerle olur , Marcao ile olur. E tüm takımı da bu şekilde kuramıyorsun şartlar malum. Acilen kafasındaki ütopyadan kurtulması gerekiyor. Bu takımın oynaması gereken oyun geçiş oyunu. Ön tarafta çok hareketli , pres özelliği olan , bir blok halinde hareket edebilen hücumcularımız var. Trabzon maçının ilk 30 dakikası buna güzel bir örnek teşkil ediyor zaten. Topun arkasına akıllıca geçip doğru şekilde pres yapıp hızlıca top kazanarak sonuca gidebiliriz , tekniği zayıf bir kaleci ve stoperle ceza sahamızda paslaşarak değil. Ha ille City'e özeniyorsan otur Chelsea'ye nasıl kontra pres yaptıklarını analiz et. Kafandakine uygun takım kuramıyorsan takımına uygun futbolu oynatacaksın , hoca ise kariyeri boyunca çok nadir esnek davranmıştır. Bu zaten sorunların çözülebilme ihtimalini düşüren bir husus. Diziliş işine gelirsek üçlü savunmanın belki şu yönde faydası dokunur ; Gustavo'yu daha rahat bir şekilde regista olarak kullanırsın ve defansif zaaflarını üçlüyle kapatırsın arkada. Ha yine pas oyunu oynayabileceğimizi sanmıyorum. Ortayı halletsen beklerin ayak kalitesi kötü. Ortada zaman zaman kullanman gereken Taylan ve Berkan da yetersiz bu konuda. Taylan'ı ele alalım mesela. Yazdan bu yana söylüyorum üç saniye düşünmeden pas atamıyor diye. Pas oyunu dediğin şeyin en kıymetli değişkeni zaman. Önündeki savunma bloğunu sağa sola çalkalamadan açamazsın.

Yardımcı hususu ise ayrı bir dava. Yıllardır askeri dehalar ve düşünme tarzları üzerine okurum. Yanında ona itiraz eden , alternatifler sunan askerler yerine kendisine duymak istediği şeyleri söyleyen yardakçıları tutan liderler her daim kaybetmiştir tarih boyunca. Selçuk ve Necati'nin ne gibi bir eğitimi ve futbol bilgisi var da oradalar ? Liyakat olmadığı sürece süreklilik teşkil eden başarılar gelmeyecek.

Kimse bir bildiği var diye kabul etmek zorunda değil hocanın hatalarını. Acilen üstüne düşünüp bu kendi kafasının içindeki problemleri çözmesi gerekiyor. Sorunların kaynağı onun düşünme tarzı çünkü. Ha hala gitsin yollansın istemem çünkü ne ben bir alternatif bulabiliyorum düşününce ne de konuşulan isimler ikna edici.
 
Üst Alt