Chelsea ondan sonraki dönemde benzer harcamalar yapan EPL takımları olmasına rağmen iki kez UCL kazandı. RM' deki macerası totalde başarısızlıktır. Herifin çalıştırdığı onca diğer takımda yapabildiği ne var peki?..
Kariyerini adım adım izleyecek olursak:
1) 2004'te Porto ile CL alarak yüz yılda bir gelecek tarzda bir başarı elde etmiştir. Bundan önce beş büyük ligden birinde oynamayıp CL finaline çıkan son takım Ajax'mış 90'larda, Porto'dan beri de CL finalini bırak kazanmayı gören yok
Porto'yu ayrıca 3 yıl aradan sonra şampiyon yapmış Portekiz'de. Totalde iki sezonda 2 Portekiz Ligi şampiyonluğu, 1 Portekiz Kupası, 2 Portekiz Süper Kupası, 1 UEFA Kupası, 1 Şampiyonlar Ligi kazanmış. Yok artık Ali Sami dedirtecek bir performans
2) Chelsea'deki işleri paraya bağlıyorsun ama Mourinho Chelsea'ye gittiğinde Abramoviç kulübü alalı henüz 1 sene dolmamış. Sırf milyarlarca dolar akıttın diye şampiyon da olamıyorsun PL'de, Man City çok daha agresif harcama yapmasına rağmen 4 sene bekledi şampiyonluğu, ki o şampiyonluk da kolay gelmemişti.
Mourinho Chelsea'ye gittiğinde ligde Wengerli Arsenal, SAFlı Utd, Benitezli Liverpool gibi çok kallavi rakipler var. Zaten Arsenal son sezonu namağlup şampiyon tamamlamış. O Liverpool takımı CL alacak kadar güçlü, keza Utd takımı 2008'de kupaları süpürecek kadar iyi.
Her neyse, Mourinho daha ilk sezonunda sadece bir mağlubiyet alıp 15 gol yiyerek sezonu tamamlıyor ve Chelsea'yi şampiyon yapıyor. 95 puanla lig rekorunu kırıyor. Ortada bir beklenti varsa dahi onun çok üstünde bir başarı sağlıyor. Zaten o gol yememe rekoru bir 50 sene mümkün değil kırılmaz. Ertesi sezon tekrar şampiyon oluyor.
Totalde Chelsea'de dört sezonda iki şampiyonluğu var ki bu çok büyük başarı çünkü dediğim gibi o dönem Liverpool, Arsenal ve Man Utd çok ciddi rakipler. PL'de içerde 86 maç yenilmeyerek bir daha kırılması imkansız görünen bir rekor kırıyor. 1 FA Cup 2 Lig Kupası 1 Süper Kupa kazanıyor. Zaten tarihsel olarak bakınca ne öncesinde ne sonrasında Chelsea'nin üst üste şampiyonluğu da yok, dört yıla bu kadar kupa sığdırdığı bir periyot da yok.
O Chelsea ile CL kazanmadığı için başarısız gibi komik bir şey söylüyorsun ama CL kazanmak öyle basit bir şey değil. Guardiola'nın kurduğu City futbol makinesi bile geçen sezon güç bela ilk CL şampiyonluğunu aldı. PSG hala o ilk CL'yi arıyor. CL'yi almak sezon boyunca en iyi topu oynayarak değil biraz da şans faktörü ve kaderin cilvelerini içeriyor. Buna rağmen Chelsea bence o dönem CL'de gayet başarılı: iki defa yarı finalde domine etmesine rağmen Liverpool'a eleniyor, bir kere tarihin en iyi takımlarından biri olma sürecinin başındaki Barcelona'ya ucu ucuna eleniyor, bir kere de finalde görece iyi oynadığı maçta penaltılarda eleniyor. Belki CL finaline Chelsea'nin başında çıkan isim olsa o kupayı alacaktı, kim bilir.
3) Inter'de yine Porto'daki gibi efsane işler yapıyor. Inter'in yıllardır kovalayıp alamadığı CL kupasını alıyor. Uzun uzun yazmaya gerek yok, Inter ile tarih yazıyor.
4) 2010'da Real Madrid'e gittiğinde tarihin en gelmiş geçmiş en iyi futbolunu oynayan takımlarından Guardiola Barcelona'sına rakip oluyor. O Barcelona ki iki yıldır rahat şampiyonluklar almış, Avrupa'da başarıdan başarıya koşuyor. Real Madrid ise 2002'den beri hasretini çektiği La Decima (10. CL kupası) peşinde perişan olmuş, 6 sezondur son 16 turunda eleniyor.
Mourinho iki sezon içinde bu Barcelona'yı alaşağı edecek makine gibi takımı oluşturup puan ve gol rekoru kırarak şampiyon oluyor. Esas hedef olan Şampiyonlar Ligi'nde ise üç defa yarı finalde takılıyor. Genel olarak bakınca ne başarılı ne başarısız diyebileceğimiz bir serüveni var ama Pep Guardiola Barcelona'sına çomak sokarak ve Real Madrid'e bugün hala devam ettirdikleri oyun karakterini kazandırarak tarihin en başarılı kulüplerinden birinin oluşumuna ön ayak oluyor (bu benim yorumum değil, Real Madrid camiasının genel görüşüdür)
5) İkinci Chelsea dönemi. Bu dönemde artık underdog statüsüne geçmiş Chelsea ile çok ekstra bir şampiyonluk kazanıyor. Bir yandan da kabul etmek gerek ki bu Mourinho'nun son büyük başarısı. Son sezonunda işler rezalete bağlayınca ayrılıyor. Genel olarak bakınca Chelsea'yi bu dönemde şampiyon yaptığı için hayli başarılı demek gerekir
6) Man Utd. Avrupa Ligi'ni alıyor, Lig Kupası'nı alıyor. PL'de ikinci oluyor. Ferguson sonrası dönemde açık ara en başarılı hoca. Bu net oğlu net bir başarıdır. Geri dönüp bakınca o eşşeklerle nasıl Avrupa Ligi almış, nasıl ikinci olmuş anlamak güç.
7) Tottenham, bana göre tek başarısız dönemi. Fazla konuşmaya gerek yok, hoca-camia uyumu açısından en kötü tercih. Kupa kazanmadığı tek serüven.
8) Roma. 10 yılı aşmış kupa hasretini bitiriyor. Üç farklı Avrupa Kupası'nı kazanan üçüncü hoca oluyor (diğerleri Lattek ve Trapattoni). İkinci sezonunda Avrupa Ligi finalinde hakem rezaletiyle kaybediyor. Bunu başardığı Roma takımı ise FFP kıskacında transfer yapamayan Roma
Üçüncü sezonunda artık klasikleşmiş şekilde takımın yarısıyla papaz olmuş vaziyette olduğu için oyuncularının performansı kendisini kovduracak seviyeye düşüyor. De Rossi sonrası Roma çıkışı De Rossi'ye bağlanıyor ama aslında satıştaki oyuncular düzgün oynamaya başladı, hepsi bundan ibaret. Zaten De Rossi de geçen günkü Bologna gibi test maçlarında mat olmaya devam ediyor. Şimdi fikstürün kolay kısmı bitti, Roma sezon sonuna kadar ne başaracak göreceğiz.
Mourinho'nun Roma kariyeri tartışmasız başarılıdır. Roma'yı yeniden mühim ve kupa alabilecek bir kulüp haline kuruş harcatmadan getirmeyi başarmıştır.