Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
Çok güzel yazı.
Galatasaray taraftarının mükemmel bir analizi.
Çok güzel yazı.
Galatasaray taraftarının mükemmel bir analizi.
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
Platini bu konuda çok ısrarcı ama elinden pek bir şey geleceğinide sanmıyorum.
Sen Manu,Chealse,Liverpool,City,Barca,Real'i Avrupa kupalarına almamakla tehdit edemezsin,eğer edersen ya koltuğu bırakırsın yada 10 sene önceki Uefa'dan bağımsız lig projesini hayata geçirirler.
Zaten bu proje de bir çok Avrupa devinin işine gelir.
Çünkü Uefa sponsor gelirlerinin yarısını bile kulüplere dağıtmıyor.
Platini bu konuda çok ısrarcı ama elinden pek bir şey geleceğinide sanmıyorum.
Sen Manu,Chealse,Liverpool,City,Barca,Real'i Avrupa kupalarına almamakla tehdit edemezsin,eğer edersen ya koltuğu bırakırsın yada 10 sene önceki Uefa'dan bağımsız lig projesini hayata geçirirler.
Zaten bu proje de bir çok Avrupa devinin işine gelir.
Çünkü Uefa sponsor gelirlerinin yarısını bile kulüplere dağıtmıyor.
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
O bağımsız lig projesinin içinde biz de vardık hatırladığım kadarı ile
G-13'müydü neydi, bizimle G-14 oluyordu yanlış hatırlamıyorsam
O bağımsız lig projesinin içinde biz de vardık hatırladığım kadarı ile
G-13'müydü neydi, bizimle G-14 oluyordu yanlış hatırlamıyorsam
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
Çoğu arkadaşın karıştırdığı bir durum var. Kurumsallaşma ve Profesyonelleşme.
Sözlük anlamlarına bakalım:
Kurumsallaşma:
Kurumsallaşma; bir spor klübünün/şirketin, faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan sürdürebilmesini ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapı oluşturulması demektir.
Kurumsallaşmanın temel amacı, firmanın (patron, yönetici, kritik personel vb.) kişilerden ve onların “kendi becerilerine bağlı icra yöntemlerinden” bağımsız hale gelmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. Bu, işletmenin önemli noktalarında insanın olmayacağı değil, fakat onlar olmadığında aksama yaşanmadan her şeyin kaldığı yerden devam edebilmesi anlamına gelir.
Profesyonelleşme:
Belirli bir iş veya görevin, adı geçen konuda alt yapı eğitimini almış ve edindiği tecrübeleri ile pratiğini gerçekleştirmiş kişi ve kişilerce belirli bir kazanç karşılığında gerçekleştirilmasi olayıdır.
Peki bu ne anlama geliyor. 1 Başkan yaklaşık 15 gönüllü üyeden oluşan yönetim kurullarının ana görevinin aslında belirli bir konuda uzman olup ayrı ayrı projeler takip etmekten çok, klübün ana "misyon" ve "vizyon" larını belirleyip, olması gereken yapıyı oluşturması, bu doğrultuda görev tanımlarını yapması, başarı kriterlerini belirleyerek kurumsal yapının devamlılığını sağlamasıdır. Bu kurumsal yapının uygulayıcıları da profesyonellerdir. Yönetim kurulu üyeleri değil.
Başkan ve Y. Kurulu üyelerinin seçilirken gözetilmesi gereken ön koşullar daha iyi anlaşılmıştır umarım.
Çoğu arkadaşın karıştırdığı bir durum var. Kurumsallaşma ve Profesyonelleşme.
Sözlük anlamlarına bakalım:
Kurumsallaşma:
Kurumsallaşma; bir spor klübünün/şirketin, faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan sürdürebilmesini ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapı oluşturulması demektir.
Kurumsallaşmanın temel amacı, firmanın (patron, yönetici, kritik personel vb.) kişilerden ve onların “kendi becerilerine bağlı icra yöntemlerinden” bağımsız hale gelmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. Bu, işletmenin önemli noktalarında insanın olmayacağı değil, fakat onlar olmadığında aksama yaşanmadan her şeyin kaldığı yerden devam edebilmesi anlamına gelir.
Profesyonelleşme:
Belirli bir iş veya görevin, adı geçen konuda alt yapı eğitimini almış ve edindiği tecrübeleri ile pratiğini gerçekleştirmiş kişi ve kişilerce belirli bir kazanç karşılığında gerçekleştirilmasi olayıdır.
Peki bu ne anlama geliyor. 1 Başkan yaklaşık 15 gönüllü üyeden oluşan yönetim kurullarının ana görevinin aslında belirli bir konuda uzman olup ayrı ayrı projeler takip etmekten çok, klübün ana "misyon" ve "vizyon" larını belirleyip, olması gereken yapıyı oluşturması, bu doğrultuda görev tanımlarını yapması, başarı kriterlerini belirleyerek kurumsal yapının devamlılığını sağlamasıdır. Bu kurumsal yapının uygulayıcıları da profesyonellerdir. Yönetim kurulu üyeleri değil.
Başkan ve Y. Kurulu üyelerinin seçilirken gözetilmesi gereken ön koşullar daha iyi anlaşılmıştır umarım.
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
kendimizi yanlıs adamlarla kıyaslıyoruz arkadaslar... yapmayın...
onların borcları bizim birkac katımız olabilir... ancak önemli olan borclarının gelirlerine olan oranıdır...
evet dogru cok büyük borcları vardır... ancak cok büyük gelirleri de vardır...
ancak buna ragmen bircok ingiliz klübü su anda fazla ödeme yaptıgı futbolcularını gözden cıkarıyor...
bunları neden yapıyor?... 2012 kriterleri safsata oldugu icin mi?...
bizim adetimizdir... ciddiye almayız... ta ki yumurta kapıya dayanana kadar...
ama bu sefer yumurta deve kuşu yumurtası...
kendimizi yanlıs adamlarla kıyaslıyoruz arkadaslar... yapmayın...
onların borcları bizim birkac katımız olabilir... ancak önemli olan borclarının gelirlerine olan oranıdır...
evet dogru cok büyük borcları vardır... ancak cok büyük gelirleri de vardır...
ancak buna ragmen bircok ingiliz klübü su anda fazla ödeme yaptıgı futbolcularını gözden cıkarıyor...
bunları neden yapıyor?... 2012 kriterleri safsata oldugu icin mi?...
bizim adetimizdir... ciddiye almayız... ta ki yumurta kapıya dayanana kadar...
ama bu sefer yumurta deve kuşu yumurtası...
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
Kardes bizim bilgilerimize gülüyorsun ama sende yanlis bilgi edinmisin.. Ben bu 2012 Kriterini takmiyorum ama surasini düzeltebilirim...
O Hani Gelir gider farki diyorsun ya...
Onlarin Geliri de bizimkinden fazla, gideride bizimkinden baska... Yine ayni yola geldik..
Kardes bizim bilgilerimize gülüyorsun ama sende yanlis bilgi edinmisin.. Ben bu 2012 Kriterini takmiyorum ama surasini düzeltebilirim...
O Hani Gelir gider farki diyorsun ya...
Onlarin Geliri de bizimkinden fazla, gideride bizimkinden baska... Yine ayni yola geldik..
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
Bakın ben bugun formda neyi fark etim uzun uzun yazdığınızda daha bilge bir adam imajı çizip, hani bide sert erkeğim ama bir o kadarda sevecenim ağır konuştuysam üzdüysem alınmayın kızmayın ama ben hep haklıyım imajı prim yapmakta. Futbolcu iki pas yapamaz taraftar protesto eder haksız olur, takım adam gibi bir galibiyet serisi yakalayamaz taraftar protesto eder haksız olur, başkan çevresindeki yöneticileri doğru seçemez taraftar protesto eder yine haksız olur, yöneticiler doğru transferler yapamaz taraftar protesto eder taraftar yine haksız olur, taraftar başarsızlıklarda başarsızlığın nedeni olarak gördüğü insanları istifaya davet eder yine haksız olur, o haklı bu haklı taraftar herzaman haksız olur, o gitmicek bu gitmicek taraftarmı istifa edip gidicek, ironiyi fransız lastik markası zanneden bazı renkdaşlarımada ne demek istemişim, ne demek istememişim biraz daha anlamaları için çaba sarfetmeye davet ediyorum, tabiki biz bunların hiç birini hakketmiyoruz.
Yeri geldiği zaman, Galatasarayın 14 senelik şampiyon olamadığı dönemden dem vuranlar, herşeyi işlerine geldiği gibi yorumlamasalar ne güzel olacak! O dönemde kendileri tribün amigosumuydu acaba? o tribünler hiç mi takıma serzenişte bulunmadı? takımı hiçmi protesto etmedi? Galatasaray Spor Klübünün faaliyet alanı nedir? Galatasaray Spor Klübü hizmet üreten bir klüptür. Ürettiği hizmet futbol özelinde başarı satmaktır, başarı arzının olmadığı yerde talep onunla doğru orantılı olarak haraket eder, insanlar tabiki mazoşist olmadıkları sürece başarsız bir takımı izlemek için o stada gitmeyecektir ama elbetteki hani hep iyi günde ve kötü günde dedik ya gene vicdanımız elvermedi onlara destek olmaya gittik ya, eh işte o stada takımına sahip çıkmak için gidip, oynan ruhsuz, umarsız soytarlığı görüp elinden gelen tek şey olan protesto hakkını kullandığında kimse bana "motto"imiş "vandalizm"imiş "You'll Never Walk Alone" imiş demesin. Biz onları hiç bir zaman yalnız bırakmadık, ta ki onlar bizi yalnız bırakana kadar. Galatasaray taraftarı kimilerine göre vefasız olarak görülebilir, kimilerine göre unutkan olarakta görülebilir, sonra çıkıp bunu birileri dilede getirebilir ama Galatasaray taraftarı aptal değildir, bilgi sahibi olmadan fikir sahibide değildir, onun bunun ağzına bakıp fikirlerini değiştirmez, insanların fikirlerinin değişmesi bir süreç sonucudur, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Dün dünyanın düz bir tepsi olduğuna inanlar eskilere vefasızlık olmasın diye hala bunamı inansınlar? iki kişi koltuk kırdı diye, bütün Galatasaray taraftarımı vandaldır? herşeyden önce bir Galatasaray taraftarı böyle bir genellemeyi kendi renkdaşlarına nasıl yapar? bu nasıl bir aidiyet duygusudur? peki bunları söyleyen, bu genellemeyi yapmaktan nasıl gocunmaz? Galatasaray, başkanspor değildir. Bir başkanı istememek nasıl kendi camiasına küfretmek olur? Galatasaray camiası demek Sayın Polat, Sayın Polat demek Galatasaray camiası demekmidir? Asıl şimdi bu nasıl bilgi sahibi olup fikir sahibi olmaktır? Galatasaray taraftarı ne Arsenal taraftarını, ne Manchester United, nede Liverpool taraftarını kendine örnek alır, Galatasaray taraftarının kendi mazisinde örnek alacağı çok daha büyük efsaneler vardır. Galatasaray taraftarı, birilerine öykünmenin peşinde değildir. "Uzun yazdıysam birilerini kırdıysam, bla bla bla bla bla..........."
Saygılar
Bakın ben bugun formda neyi fark etim uzun uzun yazdığınızda daha bilge bir adam imajı çizip, hani bide sert erkeğim ama bir o kadarda sevecenim ağır konuştuysam üzdüysem alınmayın kızmayın ama ben hep haklıyım imajı prim yapmakta. Futbolcu iki pas yapamaz taraftar protesto eder haksız olur, takım adam gibi bir galibiyet serisi yakalayamaz taraftar protesto eder haksız olur, başkan çevresindeki yöneticileri doğru seçemez taraftar protesto eder yine haksız olur, yöneticiler doğru transferler yapamaz taraftar protesto eder taraftar yine haksız olur, taraftar başarsızlıklarda başarsızlığın nedeni olarak gördüğü insanları istifaya davet eder yine haksız olur, o haklı bu haklı taraftar herzaman haksız olur, o gitmicek bu gitmicek taraftarmı istifa edip gidicek, ironiyi fransız lastik markası zanneden bazı renkdaşlarımada ne demek istemişim, ne demek istememişim biraz daha anlamaları için çaba sarfetmeye davet ediyorum, tabiki biz bunların hiç birini hakketmiyoruz.
Yeri geldiği zaman, Galatasarayın 14 senelik şampiyon olamadığı dönemden dem vuranlar, herşeyi işlerine geldiği gibi yorumlamasalar ne güzel olacak! O dönemde kendileri tribün amigosumuydu acaba? o tribünler hiç mi takıma serzenişte bulunmadı? takımı hiçmi protesto etmedi? Galatasaray Spor Klübünün faaliyet alanı nedir? Galatasaray Spor Klübü hizmet üreten bir klüptür. Ürettiği hizmet futbol özelinde başarı satmaktır, başarı arzının olmadığı yerde talep onunla doğru orantılı olarak haraket eder, insanlar tabiki mazoşist olmadıkları sürece başarsız bir takımı izlemek için o stada gitmeyecektir ama elbetteki hani hep iyi günde ve kötü günde dedik ya gene vicdanımız elvermedi onlara destek olmaya gittik ya, eh işte o stada takımına sahip çıkmak için gidip, oynan ruhsuz, umarsız soytarlığı görüp elinden gelen tek şey olan protesto hakkını kullandığında kimse bana "motto"imiş "vandalizm"imiş "You'll Never Walk Alone" imiş demesin. Biz onları hiç bir zaman yalnız bırakmadık, ta ki onlar bizi yalnız bırakana kadar. Galatasaray taraftarı kimilerine göre vefasız olarak görülebilir, kimilerine göre unutkan olarakta görülebilir, sonra çıkıp bunu birileri dilede getirebilir ama Galatasaray taraftarı aptal değildir, bilgi sahibi olmadan fikir sahibide değildir, onun bunun ağzına bakıp fikirlerini değiştirmez, insanların fikirlerinin değişmesi bir süreç sonucudur, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Dün dünyanın düz bir tepsi olduğuna inanlar eskilere vefasızlık olmasın diye hala bunamı inansınlar? iki kişi koltuk kırdı diye, bütün Galatasaray taraftarımı vandaldır? herşeyden önce bir Galatasaray taraftarı böyle bir genellemeyi kendi renkdaşlarına nasıl yapar? bu nasıl bir aidiyet duygusudur? peki bunları söyleyen, bu genellemeyi yapmaktan nasıl gocunmaz? Galatasaray, başkanspor değildir. Bir başkanı istememek nasıl kendi camiasına küfretmek olur? Galatasaray camiası demek Sayın Polat, Sayın Polat demek Galatasaray camiası demekmidir? Asıl şimdi bu nasıl bilgi sahibi olup fikir sahibi olmaktır? Galatasaray taraftarı ne Arsenal taraftarını, ne Manchester United, nede Liverpool taraftarını kendine örnek alır, Galatasaray taraftarının kendi mazisinde örnek alacağı çok daha büyük efsaneler vardır. Galatasaray taraftarı, birilerine öykünmenin peşinde değildir. "Uzun yazdıysam birilerini kırdıysam, bla bla bla bla bla..........."
Saygılar
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
Ben açıkcası bir çoğunun aksine galiba Polat yönetiminin devam etmesinden yanayım. Çünkü futboldaki hatalarına rağmen bu süreçte çok uğraştılar. Klübü iyi bir noktaya getirdiler. Ama seçim ve yönetim değişikliğine de hayır demem. Sonuçta dejenere olmuş bir ekip var ortada. Ama İnan Kıraç'ın yoluyla olmaz bu iş.
Işın Çelebi çok önemli noktalara parmak bastı. Artık Galatasaray'ın kimsenin parasına ihtiyacı yoktur. Gördük Ünal Aysal'ın parasına güvendiğimizde ne olduğunu. Toplu olan hisseleri aldı. Bir kaç sene daha elinde tutup klüp düzlüğe çıktığında satmak yerine en zor zamanımızda parçalara bölerek piyasaya sürdü. Galatasaray artık kendini çevirebilecek noktaya gelmiştir. Gerçekten paraya ihtiyaç duyduğumuz dönemde Ünal Aysal şaka yapar gibi satmasaydı da o hisseleri o zaman verseydi parasını. Şu anda bunu kabullenmek klübü geriye götürmek demektir.
İşin en güzeli, yani benim ütopyam yeni bir seçim, Adnan Polat'a bir şans daha verilmesi, gerekirse Haldun Reiz gibi düşünenlerin ikna edilip klübe döndürülmesi ve şu noktada bütün projeleri en iyi bilenlerle yola devam edilmesi. Belki tüm bu işlerin Adnan Polat değil de önceki seçimde aslında daha iyi bir projesi olan yıpranmamış Adnan Öztürk çatısı altında yapılması. Işın Çelebi gibi klübün şu anki karmaşık durumunu çok iyi bilen adamları yönetimden uzaklaştırmamak lazım Fatih Terim lafıyla hasat zamanında.
Yada ne olursa olsun bağımsız kimsenin parmak atmadığı, parasını bulaştırmadığı bir seçim.
Şu haliyle Adnan Polat İnan Kıraç'a karşı bir gladyatör konumunda.
Ben açıkcası bir çoğunun aksine galiba Polat yönetiminin devam etmesinden yanayım. Çünkü futboldaki hatalarına rağmen bu süreçte çok uğraştılar. Klübü iyi bir noktaya getirdiler. Ama seçim ve yönetim değişikliğine de hayır demem. Sonuçta dejenere olmuş bir ekip var ortada. Ama İnan Kıraç'ın yoluyla olmaz bu iş.
Işın Çelebi çok önemli noktalara parmak bastı. Artık Galatasaray'ın kimsenin parasına ihtiyacı yoktur. Gördük Ünal Aysal'ın parasına güvendiğimizde ne olduğunu. Toplu olan hisseleri aldı. Bir kaç sene daha elinde tutup klüp düzlüğe çıktığında satmak yerine en zor zamanımızda parçalara bölerek piyasaya sürdü. Galatasaray artık kendini çevirebilecek noktaya gelmiştir. Gerçekten paraya ihtiyaç duyduğumuz dönemde Ünal Aysal şaka yapar gibi satmasaydı da o hisseleri o zaman verseydi parasını. Şu anda bunu kabullenmek klübü geriye götürmek demektir.
İşin en güzeli, yani benim ütopyam yeni bir seçim, Adnan Polat'a bir şans daha verilmesi, gerekirse Haldun Reiz gibi düşünenlerin ikna edilip klübe döndürülmesi ve şu noktada bütün projeleri en iyi bilenlerle yola devam edilmesi. Belki tüm bu işlerin Adnan Polat değil de önceki seçimde aslında daha iyi bir projesi olan yıpranmamış Adnan Öztürk çatısı altında yapılması. Işın Çelebi gibi klübün şu anki karmaşık durumunu çok iyi bilen adamları yönetimden uzaklaştırmamak lazım Fatih Terim lafıyla hasat zamanında.
Yada ne olursa olsun bağımsız kimsenin parmak atmadığı, parasını bulaştırmadığı bir seçim.
Şu haliyle Adnan Polat İnan Kıraç'a karşı bir gladyatör konumunda.
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
bence inan kıraç karşısında zavallı konumunda.düşüncem bu yönde.
bence inan kıraç karşısında zavallı konumunda.düşüncem bu yönde.
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
Çoğu insan, birileri gibi tek düze ''belli'' araçlarla uyuşturulmuş zihin yapısına sahip değil. Galatasaray camiası meclis hiç değil. İnsanlar zaten mecliste, anahaber bültenlerinde bir tiyatro izliyor.
İlk öncelikle kendi emeğinin ve fikrinin ürünü olan bir "yapı" bahsedemiyorsak spor bültenlerine bağlanmak doğru olmaz. İnan Kıraç'tan bahsediyorum.
İstediğin kişiyi Galatasaray'da başkan olarak görmek istersin, özgür iradendir ,ancak rasyonel bakmadıkça holiganize edilmiş tüm aidiyet duyguları her aklı başında ufku geniş insanın midesini bulandırır.
İnan Kıraç gibi düşünenlerin zihniyetinin yaptığı tek şey ''kendi iradesini'' belli bir otoriteye teslim ederek, sadece yapılan ne olursa olsun alkış tutup olağanın şakşakcılığını yapmak. Kendi liseli felsefesini savunmak. O yüzden kimin ne tür bir hayal dünyasında yaşadığını, ne tür afyonlarla kendinden geçtiğini çok iyi anlıyorum.
Daha evrensel düşünmeli İnan Kıraç. Herşey, sizin o küçücük kendi iradenizi teslim ettiğiniz dar pencerenizden ibaret değil.
Benim fikirlerim, düşüncelerim,
ne bazıları gibi olağanın şakşakcısı bazı olgularla oluşturulmuş filtreli bakış açısına sahip olan ''akıllılarla'' var oldu, ne de İnan Kıraç zihniyeti gibi; Sanki meclis konuşmalarında yapılan ''tiyatro''ları algılayaman çapsızların ithamlarıyla değer kaybetti.
Bireyler, filmlerde oynayan figüranlarmıdır ki sırası geldiğinde istediklerinizi şakşaklasın..
Çoğu insan, birileri gibi tek düze ''belli'' araçlarla uyuşturulmuş zihin yapısına sahip değil. Galatasaray camiası meclis hiç değil. İnsanlar zaten mecliste, anahaber bültenlerinde bir tiyatro izliyor.
İlk öncelikle kendi emeğinin ve fikrinin ürünü olan bir "yapı" bahsedemiyorsak spor bültenlerine bağlanmak doğru olmaz. İnan Kıraç'tan bahsediyorum.
İstediğin kişiyi Galatasaray'da başkan olarak görmek istersin, özgür iradendir ,ancak rasyonel bakmadıkça holiganize edilmiş tüm aidiyet duyguları her aklı başında ufku geniş insanın midesini bulandırır.
İnan Kıraç gibi düşünenlerin zihniyetinin yaptığı tek şey ''kendi iradesini'' belli bir otoriteye teslim ederek, sadece yapılan ne olursa olsun alkış tutup olağanın şakşakcılığını yapmak. Kendi liseli felsefesini savunmak. O yüzden kimin ne tür bir hayal dünyasında yaşadığını, ne tür afyonlarla kendinden geçtiğini çok iyi anlıyorum.
Daha evrensel düşünmeli İnan Kıraç. Herşey, sizin o küçücük kendi iradenizi teslim ettiğiniz dar pencerenizden ibaret değil.
Benim fikirlerim, düşüncelerim,
ne bazıları gibi olağanın şakşakcısı bazı olgularla oluşturulmuş filtreli bakış açısına sahip olan ''akıllılarla'' var oldu, ne de İnan Kıraç zihniyeti gibi; Sanki meclis konuşmalarında yapılan ''tiyatro''ları algılayaman çapsızların ithamlarıyla değer kaybetti.
Bireyler, filmlerde oynayan figüranlarmıdır ki sırası geldiğinde istediklerinizi şakşaklasın..
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
"Büyük balık küçük balığı yer, Büyük daha da büyür, sonuçta da balık sayısı azalır , taa ki tek balık kalıncaya kadar" korkusu her daim vardı bu dünyada. Bunu engellemeye çalışmanın yöntemi Gelir-gider dengelerini sağlamak zorunda bırakmak olamaz Plati'ninin yapmaya çalıştığı gibi. Geliri/marketi daha büyük olan takımlar küçük şehir takımlarını eninde sonunda yine yiyecektir günün sonunda. Bu konuda başarılı olan bir adres var aslında NBA. Salary Cap denen bir sınırlama var. Basketbol'dan tüm yıl boyunca edinilen toplam gelirler (Maç yayınları, ürün satışları, bilet satışları vs vs) yıl sonunda toplanıp bir rakam bulunuyor (CBA), klüp sayısına bölünüp çıkan rakam sisteme katkılarına, raytinglerine bakılmaksızın tüm takımlara eşit olarak dağıtılıyor. Çok daha karmaşık aslında ama kısa kesiyorum: tüm takımlar eşit bütçeyle transfer yapıyor. Ak koyun kara koyun ortaya çıkıyor. Doğru yapılanan takımlar küçük marketlerine/gelirlerine rağmen şampiyon olabiliyor (örn: San Antanio). Bu şekilde tekelleşme önleniyor. Küçük balıklar yaşıyor. Tüm şehirlerin seyircileri evlerine yakın yerlerde yıldızları seyredebiliyor. Şampiyonluk yarışıiçinde olabiliyor. Daha sayamayacağım kadar faydası var.
Bence Platini gelir-gider dengesi olayını bırakıp nasıl olurda parayı tek bir havuzda toplayabilirim ve bunu kimlere nasıl eşit dağıtabilirim buna kafa yorsun.
"Büyük balık küçük balığı yer, Büyük daha da büyür, sonuçta da balık sayısı azalır , taa ki tek balık kalıncaya kadar" korkusu her daim vardı bu dünyada. Bunu engellemeye çalışmanın yöntemi Gelir-gider dengelerini sağlamak zorunda bırakmak olamaz Plati'ninin yapmaya çalıştığı gibi. Geliri/marketi daha büyük olan takımlar küçük şehir takımlarını eninde sonunda yine yiyecektir günün sonunda. Bu konuda başarılı olan bir adres var aslında NBA. Salary Cap denen bir sınırlama var. Basketbol'dan tüm yıl boyunca edinilen toplam gelirler (Maç yayınları, ürün satışları, bilet satışları vs vs) yıl sonunda toplanıp bir rakam bulunuyor (CBA), klüp sayısına bölünüp çıkan rakam sisteme katkılarına, raytinglerine bakılmaksızın tüm takımlara eşit olarak dağıtılıyor. Çok daha karmaşık aslında ama kısa kesiyorum: tüm takımlar eşit bütçeyle transfer yapıyor. Ak koyun kara koyun ortaya çıkıyor. Doğru yapılanan takımlar küçük marketlerine/gelirlerine rağmen şampiyon olabiliyor (örn: San Antanio). Bu şekilde tekelleşme önleniyor. Küçük balıklar yaşıyor. Tüm şehirlerin seyircileri evlerine yakın yerlerde yıldızları seyredebiliyor. Şampiyonluk yarışıiçinde olabiliyor. Daha sayamayacağım kadar faydası var.
Bence Platini gelir-gider dengesi olayını bırakıp nasıl olurda parayı tek bir havuzda toplayabilirim ve bunu kimlere nasıl eşit dağıtabilirim buna kafa yorsun.
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
ya arkadaş bu adam kanaltürkün bu sirk programında kadrolu bir elemanmı. hep buraya konusuyor. GS KİMSENİN TEKELİNDE DEGİLDİR KARDEŞİM.. BU ADAM ÖNEMLİ BİRİ OLABİLİR. AMA GS IN SAHİBİ DEGİL SONUCTA FAZLA TAKMAYIN..
ya arkadaş bu adam kanaltürkün bu sirk programında kadrolu bir elemanmı. hep buraya konusuyor. GS KİMSENİN TEKELİNDE DEGİLDİR KARDEŞİM.. BU ADAM ÖNEMLİ BİRİ OLABİLİR. AMA GS IN SAHİBİ DEGİL SONUCTA FAZLA TAKMAYIN..
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
takmayın mı
görürsün Barış mayısta en gec haziran başında
takmayın mı
görürsün Barış mayısta en gec haziran başında
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
bu adam konustu dİye bİsey degİsmİyecek herhalde. Kesİn bİrseyler degİscek zaten
takmayın mı
görürsün barış mayısta en gec haziran başında
bu adam konustu dİye bİsey degİsmİyecek herhalde. Kesİn bİrseyler degİscek zaten
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
bu adam konustu diye degısecek zaten.adamın bu seneye kadar yuzunu gormemıstım,sadece ısmını bılıyordum
bu adam konustu dİye bİsey degİsmİyecek herhalde. Kesİn bİrseyler degİscek zaten
bu adam konustu diye degısecek zaten.adamın bu seneye kadar yuzunu gormemıstım,sadece ısmını bılıyordum
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
yÜzÜnÜde gÖrdÜn ya cennete gİdersİn artik BENDE ÖNEMLİ BİRİ DİYORUM ZATEN. BEN BU PROGRAMA KONUSUYO DİYE TAKMAYIN DEDİM
yÜzÜnÜde gÖrdÜn ya cennete gİdersİn artik
BENDE ÖNEMLİ BİRİ DİYORUM ZATEN. BEN BU PROGRAMA KONUSUYO DİYE TAKMAYIN DEDİMCevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
İnan kıraç özelinde sana katılıyorum ama onu destekleyenleri şakşakçı olarak görmen kendi savunduklarınla ters düşmüyor mu? insanlar bir düşüncenin yanında olunca buna iyi yada kötü darbe yada dikta ne dersen de ama her şeyden önce onlar için bir ideal ve bu senin düşüncenin tam tersi ise bu şakşakçılık mıdır ? yani ya benimlesin ya düşmanımsın mantığı karşı çıktığın şeye dönüşmene neden olmaz mı?
İnan kıraç özelinde sana katılıyorum ama onu destekleyenleri şakşakçı olarak görmen kendi savunduklarınla ters düşmüyor mu? insanlar bir düşüncenin yanında olunca buna iyi yada kötü darbe yada dikta ne dersen de ama her şeyden önce onlar için bir ideal ve bu senin düşüncenin tam tersi ise bu şakşakçılık mıdır ? yani ya benimlesin ya düşmanımsın mantığı karşı çıktığın şeye dönüşmene neden olmaz mı?
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
İnan Kıraç,Polatın gitmesini isteyince vesayet düzeninden dem vurup bundan rahatsızlığını dile getirenler,aynı Polatın başkan olabilmek için İnan Kıraç başta olmak üzere duayenlerin icazeti peşinde ne taklalar attığını bilmiyor mu? Unutmak mı istiyor? Yoksa muhteşem icraatları yüzü suyu hürmetine önemsemiyor mu?...''Besleme'' lerin Polat aşkını anlıyorum tabi de ''Vesayet'' e karşı olanların Adnan Polata en baştan karşı olmaları gerekmez mi?...
İnan Kıraç,Polatın gitmesini isteyince vesayet düzeninden dem vurup bundan rahatsızlığını dile getirenler,aynı Polatın başkan olabilmek için İnan Kıraç başta olmak üzere duayenlerin icazeti peşinde ne taklalar attığını bilmiyor mu? Unutmak mı istiyor? Yoksa muhteşem icraatları yüzü suyu hürmetine önemsemiyor mu?...''Besleme'' lerin Polat aşkını anlıyorum tabi de ''Vesayet'' e karşı olanların Adnan Polata en baştan karşı olmaları gerekmez mi?...
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
Taraftar profili ilerleyen zamanlarda daha fazla degisecektir. Ve bu degisim oldugu surece gecmise atiflar da artacaktir gecmiste su sekilde idi ya da bu sekilde idi gibi tarzinda. Sorun taraftar da degil futbol sistemi artik beklentileri vs. vs. herseyi degistiriyor futbolcular birer Hollywood starina maclar gørsel showa dønusturuluyor bu durum yikiyor taraftar ve futbolcu arasindaki klasik bagi.
Mesala Almanya'da futboldan memnun kalmadiklarinda scheiBe millionär seklinde bagiriyorlarmis. Futbola artik mafyasi zengin is adamlari vs. vs. girdiyse orada klasik taraftar-takim bagi kalmaz. Bu durum yeni iliskileri de beraberinde getirir ve hersey degisir.
UEFA istedigini yapsin sonucta 10-15 tane takim uzerinden dønuyor futbol aslinda. Digerleri biraz da figuran gibi. Iyilerin ne kadar guclu olduklarini ispatlayacak figuran rolune burunmusler. Ara sira bazi butcesi kucuk takimlar cikis yapabilir fakat bu cikis sistemli falan degilse alttan surekli yeni oyuncularla desteklenmiyorsa zaten futbolcularin cogunu kaybeder kucuk butceli takimlar.
Futbol bu kadar endustrilesince beraberinde lobi vs. vs. hepsini daha da arttiracak. Barca'si olsun Madrid'i olsun butcelerini denklestirebilirler kucuk butceli takimlar da denklestirir. Fakat totalde fazla birsey degismez. Madrid, Manu vs. vs. futbol tekellerine dønduklerinden gelirlerini dengeleseler bile her zaman diger kuluplerden bir adim ønde olurlar gelir olarak.
Fazla birsey degismeyecek . Onceki sayfada bir mesaj vardi. Ortak havuz gibi. En ideali o gibi fakat sistem bir kere yanlis yapilandi. UEFA zamaninda mudahale edemedi. Turkiye'de Digiturk vs. vs.den gelen para artinca bile Anadolu kulupleri Turkiye øzelinde iyi takimlar kurmaya basladilar. Gelir ortaklastiginda biz de dahil Fener de Besiktas da ayri havuza geciyoruz diyebilirler ve bu konuda lobileri Anadolu kuluplerinden cok daha fazla olur.
Barca'si Madrid'i vs. vs. kesinlikle cøzum bulurlar birsekilde. Futbolcu fiyatlari dusebilir uzun vadede belki fakat gene bu dususte bile Madrid'in Manu'nun vs. vs. verecegi para cok daha fazla olacaktir diger kuluplere gøre. Ronaldo'nun bonservisinin yarisindan fazlasi sadece forma satisi reklam vs. vs. uzeriden karsilanmis. Premier ligde maclari artik ulke disinda oynayalim vs. vs. deniliyormus. Bir sekilde orda endustrilesme yani kapitalistlesme olursa kar ya da prestij icin yapamayacaklari lobi vs. vs. kalmaz ve bir sekilde øyle bir ayarlanirki takimlar gene bulunduklari konumdan fazla ileri gidemezler futbolda iste hangi asamada bulunuyorlarsa.
Ilerde cok fazla daha sey degisecek ve bu degisim kesinlikle taraftarin bilincsiz olmasi vefakarsiz olmasi vs. vs. ile alakasi yok direk futbol sistemi bu hale getiriyor taraftarlari.
Buradan Inan Kirac vs. vs. hatali idi o sekilde konusmasinda. Fakat Ustunel'in dedikleri orada hepsini asiyor vizyon olarak. Transfer yanlis yapmistir dogru yapmistir ayri bir tartisma fakat Avrupa futbolu ile ilgili gørusmeler yapma futbolu profesyonellere birakma ve birsekilde iyi yapilanma vs. vs. orada ekonominin de iyiyi gitmesi søylemlerinden darbe yapariz søylemlerinden de daha vizyonlu. Yapilacak teksey bu. Hic bir zaman gelir olarak futbolun tekelleri yakalanmayacak ve sistemsiz cikislarda bir iki kere top noktasina ulasilacak sonra geri dusulecek.
O yuzden bizim sorunumuz isim falan degil. Artik darbe olur vs. vs. etik degildir vs. vs. bunlar da o kadar ønemli degil. Futbol olarak ne sunacaklari nasil yapilanacaklari kimlerin sorumlu olacaklari ønemli. Ortada futbol anlaminda dogru kurumsallasma yoksa gelirler cok artsa da birsey degismez ki zaten butcemizin zor bir City'i falan yakalamasi ki o tarz ørnekler de var.
Artik fark aciliyor iyice hem ekonomik olarak hem altyapi yapilanma vs. vs. olarak. O yuzden ne olacaksa cabuk olsun ve bence en ønemli sey sunacaklari projeler yapilanmaya dair verecekleri vaadler vs. vs. Aysal gelir digeri gelir cok ønemli degil.
Taraftar profili ilerleyen zamanlarda daha fazla degisecektir. Ve bu degisim oldugu surece gecmise atiflar da artacaktir gecmiste su sekilde idi ya da bu sekilde idi gibi tarzinda. Sorun taraftar da degil futbol sistemi artik beklentileri vs. vs. herseyi degistiriyor futbolcular birer Hollywood starina maclar gørsel showa dønusturuluyor bu durum yikiyor taraftar ve futbolcu arasindaki klasik bagi.
Mesala Almanya'da futboldan memnun kalmadiklarinda scheiBe millionär seklinde bagiriyorlarmis. Futbola artik mafyasi zengin is adamlari vs. vs. girdiyse orada klasik taraftar-takim bagi kalmaz. Bu durum yeni iliskileri de beraberinde getirir ve hersey degisir.
UEFA istedigini yapsin sonucta 10-15 tane takim uzerinden dønuyor futbol aslinda. Digerleri biraz da figuran gibi. Iyilerin ne kadar guclu olduklarini ispatlayacak figuran rolune burunmusler. Ara sira bazi butcesi kucuk takimlar cikis yapabilir fakat bu cikis sistemli falan degilse alttan surekli yeni oyuncularla desteklenmiyorsa zaten futbolcularin cogunu kaybeder kucuk butceli takimlar.
Futbol bu kadar endustrilesince beraberinde lobi vs. vs. hepsini daha da arttiracak. Barca'si olsun Madrid'i olsun butcelerini denklestirebilirler kucuk butceli takimlar da denklestirir. Fakat totalde fazla birsey degismez. Madrid, Manu vs. vs. futbol tekellerine dønduklerinden gelirlerini dengeleseler bile her zaman diger kuluplerden bir adim ønde olurlar gelir olarak.
Fazla birsey degismeyecek . Onceki sayfada bir mesaj vardi. Ortak havuz gibi. En ideali o gibi fakat sistem bir kere yanlis yapilandi. UEFA zamaninda mudahale edemedi. Turkiye'de Digiturk vs. vs.den gelen para artinca bile Anadolu kulupleri Turkiye øzelinde iyi takimlar kurmaya basladilar. Gelir ortaklastiginda biz de dahil Fener de Besiktas da ayri havuza geciyoruz diyebilirler ve bu konuda lobileri Anadolu kuluplerinden cok daha fazla olur.
Barca'si Madrid'i vs. vs. kesinlikle cøzum bulurlar birsekilde. Futbolcu fiyatlari dusebilir uzun vadede belki fakat gene bu dususte bile Madrid'in Manu'nun vs. vs. verecegi para cok daha fazla olacaktir diger kuluplere gøre. Ronaldo'nun bonservisinin yarisindan fazlasi sadece forma satisi reklam vs. vs. uzeriden karsilanmis. Premier ligde maclari artik ulke disinda oynayalim vs. vs. deniliyormus. Bir sekilde orda endustrilesme yani kapitalistlesme olursa kar ya da prestij icin yapamayacaklari lobi vs. vs. kalmaz ve bir sekilde øyle bir ayarlanirki takimlar gene bulunduklari konumdan fazla ileri gidemezler futbolda iste hangi asamada bulunuyorlarsa.
Ilerde cok fazla daha sey degisecek ve bu degisim kesinlikle taraftarin bilincsiz olmasi vefakarsiz olmasi vs. vs. ile alakasi yok direk futbol sistemi bu hale getiriyor taraftarlari.
Buradan Inan Kirac vs. vs. hatali idi o sekilde konusmasinda. Fakat Ustunel'in dedikleri orada hepsini asiyor vizyon olarak. Transfer yanlis yapmistir dogru yapmistir ayri bir tartisma fakat Avrupa futbolu ile ilgili gørusmeler yapma futbolu profesyonellere birakma ve birsekilde iyi yapilanma vs. vs. orada ekonominin de iyiyi gitmesi søylemlerinden darbe yapariz søylemlerinden de daha vizyonlu. Yapilacak teksey bu. Hic bir zaman gelir olarak futbolun tekelleri yakalanmayacak ve sistemsiz cikislarda bir iki kere top noktasina ulasilacak sonra geri dusulecek.
O yuzden bizim sorunumuz isim falan degil. Artik darbe olur vs. vs. etik degildir vs. vs. bunlar da o kadar ønemli degil. Futbol olarak ne sunacaklari nasil yapilanacaklari kimlerin sorumlu olacaklari ønemli. Ortada futbol anlaminda dogru kurumsallasma yoksa gelirler cok artsa da birsey degismez ki zaten butcemizin zor bir City'i falan yakalamasi
ki o tarz ørnekler de var. Artik fark aciliyor iyice hem ekonomik olarak hem altyapi yapilanma vs. vs. olarak. O yuzden ne olacaksa cabuk olsun ve bence en ønemli sey sunacaklari projeler yapilanmaya dair verecekleri vaadler vs. vs. Aysal gelir digeri gelir cok ønemli degil.
Cevap: İnan Kıraç canlı yayında önemli mesajlar verdi
Herşeyi bir yana koyalım; tüm camiada yaratmış olduğu sinerji bakımından İnan Kıraç' a saygı duyuyorum. 2 gündür her yerde ve her ortamda G.Saray konuşuluyorsa bu İnan Kıraç'ın yaptığı çıkış sayesindedir. Söylemlerinin doğruluğu veya yanlışlığı tartışılabilir, tarzını doğru veya yanlış bulanlarda olabilir. Ama neticede G.Sarayımızı içinde bulunduğu çöküntüden ve kaostan kurtarabilmek adına birileri kendini feda edecekse; ne acıdır ki bu konuda en cesur kişi 74 yaşındaki İnan Kıraç olmuştur.
Herşeyi bir yana koyalım; tüm camiada yaratmış olduğu sinerji bakımından İnan Kıraç' a saygı duyuyorum. 2 gündür her yerde ve her ortamda G.Saray konuşuluyorsa bu İnan Kıraç'ın yaptığı çıkış sayesindedir. Söylemlerinin doğruluğu veya yanlışlığı tartışılabilir, tarzını doğru veya yanlış bulanlarda olabilir. Ama neticede G.Sarayımızı içinde bulunduğu çöküntüden ve kaostan kurtarabilmek adına birileri kendini feda edecekse; ne acıdır ki bu konuda en cesur kişi 74 yaşındaki İnan Kıraç olmuştur.