İzlediğiniz Filmler, Görüşleriniz ve Önerileriniz (ARŞİV) - Sayfa 4 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Silver Linings Playbook

O kadar onerilmesine ragmen ancak izleyebildim. Guzel basladi, sahane bitti, ortalarinda ise biraz bocaladi bana kalirsa.

Pat, karisini is arkadasi ile yakaladiktan sonra sinir krizi gecirmis ve uzun sure tedavi gormustur. hastaneden ciktkktan sonra da karisi Nikki'yi tekrar etkilemek icin calismalara baslar. Bu surecte hayatina giren Tiffany, olaylarin akisini degistirecektir.

Filmin en hosuma giden kismi sanirim dans sahnesi, ister istemez bir tatmin duygusu uyandiriyor insanda. Yalniz benim merak ettigim, Pat, Tiffany'nin arkasindan gitmeden once karisinin kulagina ne anlatti uzun uzun?

Deep Thought cihazından gönderildi.


Muthis bir filmdi bu. Geç kalmissin izlemekte. Filmin sonunda insan bir mutlu oluyor sebepsizce :D
 
Muthis bir filmdi bu. Geç kalmissin izlemekte. Filmin sonunda insan bir mutlu oluyor sebepsizce :D

O mutlugun sebebi bence benzer iki ruhun kavuşmasından ziyade intikam tatmini. Adam kötü şeyler yapmis olabilir ama baştan sona adamı haklı buluyorsun içten içe. Son olanlar eşinin önünde olunca oradan geliyor bence tatmin hissi.

-Tapatalk-
 
redviolin_ban.jpg


Izledigim en guzel filmlerden kesinlikle. Iki saatlik filmde bir kemanin ve kemanin sahiplerinin ucyuz yillik hikayesi anlatiliyor. Turu gizem, drama olan filmin soundtracki de Oscar kazanmis 2000 yilinda.
 
1235643057_5.jpg


Ladykillers (2004) - IMDb

artik hepsini izledigime göre sunu rahatlikla söyleyebilirim ki, coen biraderlerin intolerable cruelty ile birlikte acik ara en kalitesiz filmi. hikayenin hicbir ilgi cekici yönü yok, bir de üstüne cok uyutucu bir tempoda akiyor bütün film. sonlara dogru biraz kipirdama geliyor belki ama o da filmi kurtarmaya yetmemis kanimca.

ek olarak kapanisin serefine tüm filmografiyi tamamen sübjektif bir sekilde puanlandirayim dedim:

KqJJxLL.jpg
 
attachment.php

Le cercle des poètes disparus (1989) - IMDb

Ölü Ozanlar Derneği", hakikaten devrimci bir bakış açısına sahip olan kitap/filmlerden birisi. Gerek anlatımı, gerekse de başroldeki Robin Williams'tan genç oyunculara dek, herkesin üst düzey performans göstermesi filme lezzet katıyor. Filmde yer yer gerçeküstü göndermeler ve arkadaşlar arası dayanışmayı çok etkili bir şekilde dışavuran sahneler mevcut... 1950’lerin Welton Akademisi ciddi, disiplinli ve akademik çevrelerde saygınlığı yüksek olan ancak gerikafalılığın iktidarda olduğu bir okuldur. Okul yönetiminin muhafazakar ve ortodoks tavırları okulu öğrenciler için sıkıcı ve bunaltıcı bir yer haline getirmektedir. Fakat yeni İngilizce öğretmeni John Keating’in okula atanmasıyla çok şey değişecektir... Keating öğrencilerine ders kitaplarını yırtıp atmalarını, kalıplaşmış düşünce şekillerinden uzaklaşmalarını ve hayatlarını dolu dolu yaşamalarını öğütlemesiyle okulun statükocu tavrına son derece zıt bir profil çizmektedir. Öğrencilerini şiir ve nitelikli edebi yapıtlarla tanıştıran Keating onların pek çoğu üzerinde derin bir etki yaratır ve onların geleceğe dair hayallerinin şekillenmesini sağlar. Elbette Keating’in yaklaşımının okul yönetimi tarafından farkedilmesi ve üstüne gidilmesi uzun sürmeyecektir. Fakat okul müdürü Nolan Keating’i okuldan uzaklaştırma kararı aldığında hayatlarını değiştirdiği öğrencileri Keating’i savunmak için harekete geçerler. 1989’da dört dalda Oscar’a aday olan Ölü Ozanlar Derneği, Tom Schulman’a En İyi Senaryo ödülünü getirmişti. Williams'ın da, ilerici öğretmen rolüyle destan yazdığını ve kariyerinin en iyi oyunlarından birini çıkardığını da söylemek mümkündür... (alıntı)


Sürekli ertelediğim bir filmdi ama sonunda izledim bayağı iyi bir filmmiş. Kitabını alıp onuda okumak lazım:) tavsiye ederim gerçekten iyi bir film.
 

Ekli dosyalar

  • MV5BMzA5MTE0NTUwOV5BMl5BanBnXkFtZTgwOTgyMDUxMDE@._V1__SX1303_SY615_.jpg
    MV5BMzA5MTE0NTUwOV5BMl5BanBnXkFtZTgwOTgyMDUxMDE@._V1__SX1303_SY615_.jpg
    37.7 KB · Görüntüleme: 91
La migliore offerta;


attachment.php


Virgin Oldman'ın sanat eserlerini sattığı antikacı dükkanı olan ve aynı zamanda açık arttırmalarda yöneticilik yapan evinin gizli ve güvenli bir odasında yıllarca özenle satın alınmış kadın portresi olan tabloları vardır. 300 yıllık sanat tarihi ve eserleri konusunda uzmandır. Genç bir kız olan Claire'in yakın zamanda ailesi ölmüştür. 400 yıllık villa ve içindeki değerli antika eşyalar ona kalmıştır. Agorafobik hastalığı vardır ve yıllardır odasından çıkammıştır. Claire evdeki sanat eserlerinin fiyatını öğrenmek için Virgin Oldman'a başvurur ve ikili arasındaki hikaye başlar.

IMDB puanı: 7,8/10

Çok beğendim filmi izlemenizi tavsiye ederim. Son dönemde izlediğim en iyilerden bile diyebilirim.
 

Ekli dosyalar

  • llindir.jpg
    llindir.jpg
    7.2 KB · Görüntüleme: 90
biriken filmlerden biriydi iste yav. izleyip sileyim de yer acilsin diye seyettim. yoksa biz independent sinemayi da cok iyi biliriz;)
 
lucy-filmi-izle.jpeg


Dün sinema da izledim eleştirilere rağmen.

Filmle ilgili genel olarak söyleyebileceğim şey evet çok iyi bir konu ve daha ustaca işlenebilirdi, ama bence imdb'den daha yüksek bir puanı da hak ediyormuş sanki.

Oyunculukları ise beğendim.

Benden 7.4/10
 
13541-izlediginiz-filmler-gorusleriniz-onerileriniz-0816692.jpg


Gel 7 Kasım Gel! ;( Güneş sistemleri, Galaksiler, Gezegenler, Kara Delik vs... o sonsuz boşluğun, hiçliğin içerisindeki devasa küreler :hat: Uzay bilimleri veyahut uzay ile alakalı film ve belgesellere son derece büyük bir ilgi duyan ve hatta şu anda 17 milyar km ötemizde, güneş sistemimizden çıkan veya çıkmak üzere olan insan yapımı voyager-II isimli bir cihazın o karanlık uzay boşluğunda mermiden 20 kat hızlı bir şekilde ilerlediğini düşününce dahi gözleri dolan benim gibiler için biçilmiş kaftan bir film olacak gibi duruyor. Yönetmenlik koltuğunda Christopher Nolan, başrolde ise Matthew McConaughey, konu solucan deliği ve yıldızlararası seyahat.... Belki bu yüzden hayal kırıklığına uğrama şansım çok yüksek ama çok büyük bir beklenti içerisindeyim çok... :angel:

Hayal kırıkllığına uğrama düşüncesi beklenti büyüklüğünden mi yoksa yönetmen ve başrolden dolayı mı??
 
Hayal kırıkllığına uğrama düşüncesi beklenti büyüklüğünden mi yoksa yönetmen ve başrolden dolayı mı??
Çok uzun süredir sabırsızlıkla beklediğim bir yapım olduğu için beklentilerim de doğal olarak olağan dışı bir şekilde arttı. Sebebi bu sadece :) Yani kaliteli bir yapım olacak ondan eminim. Christopher Nolan'ın kalitesiz bir film yapacağına ihtimal vermiyorum. Ama beklentilerimin altında kalırsa belki diye endişem var. O da benden kaynaklı çünkü beklentileri elimde olmadan gerçekten çok yükselttim. The Dark Knight Trilogy ve Inception gibi efsanelere imza atmış olan ve en beğendiğim yönetmenlerden biri yönetmenlik koltuğunda hatta bu da yetmezmiş gibi en beğendiğim aktörlerden biri(Özellikle True Detective performansına hayranlık duymamak elde değil) başrolde :H
Bunlar da yetmezmiş gibi filmin konusu son derece ilgi duyduğum ve benim için en cezbedici olan konulardan biri; Uzay denen o karanlık ve ürkütücü sonsuz boşluk :hat: Ben nasıl beklentilerimi yükseltmeyeyim sen söyle renkdaş :asd22:
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt