Cevap: Karne Paylaşım Alanı
Eğitim çok önemli bir mesele, bir kişi daha kendi tanımadan önüne kitap, defter ve eli sopalı hocayla karşı karşıya kalıyor(du)
Lakin otoriter eğitim sistemi her ülkede dönem dönem ayyuka çıktı. Şu anda öyle bir durumun olduğunu düşünmüyorum, benim zamanımda olsa da... En azından kıyafet ve giyim konusunda eskisi kadar baskı yok sanırım. Aynı şekilde Avrupa ve Amerika'da da buna benzer bir eğitim biçimi denendi, çok sık eleştiriler aldı, hatta adına şarkılar yazıldı.
Bilakis Türkiye'de anlaşılmayan daha doğrusu eleştirilmesi gereken şey; çocuklara bilgiye yönelik değil, tamamen not endeksli bir öğrenim veriliyor olmasıdır. Katkı sıfır, yaratıcı düşünce sıfır, analitik düşünce sıfır... Varsa yoksa ezbere, yüksek not tabanlı eğitim ve tamamen makineleşme var. Adam üniversite okuyor ama sıfır bilgiyle mezun oluyor, diploması sadece onu iş hayatında işi öğrenmesi için bir araç haline getiriyor. Temel bilgi sıfır, analitik düşünce sıfır, yaratıcı fikirlerden yoksun. Okul hayatını okula gitmeyerek, sabahlara kadar bilgisayar başında çat çut yaparak geçiren, sadece finallere ve vizelere çalışan bir adamı bilgiye teşvik edeceğine daha çok okulundan uzaklaştıran bir zihniyetten neler doğduğunu şu ülkeye alıcı bir gözle bakarak rahatlıkla çözebilirsin.
Şu başlığı açan arkadaş bile bu not hastalığı denen kervanın bir ürünüdür. Not almış, sorsan bir soru tıkanıp kalır ama...
Istanbul'daki okullar ya da Yozgat'taki okullar demiyorum. VAROSLAR diyorum. Yani suc orani oralarda daha fazladir diyorum. Zaten bu yeterince acik Yozgat Istanbul nerden buldun bilmiyorum.