Sabri Sarıoğlu, Kendisine Yapılan Ayıpları Anlattı | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu




Sabri Sarıoğlu: "Prandelli döneminde kadro dışı kaldıktan sonra Mancini ile konuştum. Hakkımda olumsuz bir rapor yazmadığını ve benden memnun olduğunu söyledi. 2.5-3 ay kadro dışı kaldım. O dönem borçsuzluk kağıdı imzalamam için yöneticiler her gün aramaya başladı."

"Yöneticilere başkan veya hoca ile görüşmek istediğimi söyledim. En azından niye kadro dışı kaldığımı öğrenmek istedim. Sadece bu görüşmeyi yapıp gözüm kapalı imzalayacağımı söyledim. Hiçbir şekilde bana geri dönüş yapılmadı."

"Seçime 3-4 gün kala Abdurrahim Albayrak beni aradı. Kaptan bir yerlere röportaj verme dedi. Duygun Yarsuvat seçildi. Kasımpaşa maçından 3-4 gün önce antrenmana çağrıldım ve Prandelli'nin benimle görüşmek istediğini söylediler."

"Prandelli'nin odasına gittim. "Hoşgeldin kaptan, bu verilen kararda benim hiçbir zaman dahlim olmadı. Sözleşme imzalarken bana bir liste verdiler, bunları kullanacaksın, bunları hiçbir zaman kullanmayacaksın dediler, ben de kabul ettim" dedi."

"Cenk Ergün ve arkasındaki destekçileri beni istemedi. Ben daha o destekçileri konuşmadım bile. Galatasaray'a zarar vermek istemiyorum. Ben Galatasaray'ı bırakmadım. Galatasaray'dan ayrılmam için 2-3 sene önce başladı olaylar. Neler neler yaşadım."

"Ben Galatasaray menfaatlerini, hep kendi menfaatlerimin önünde tuttuğum için ve bazılarının yaptığı yanlışların farkında olduğum için, bir şekilde beni oradan göndermeleri gerekiyor. Cenk Ergün bunun başını çeken adamdı. Birkaç yöneticiyi de ikna etti."

"Bunun arkasında başka isimler de var. İnsanların duyup da şok olabileceği. Sezon bitti, ailemle tatildeyim. Telefon geldi. Sözleşmemin yenileneceğini ve İstanbul'da olmam gerektiğini söylediler. İstanbul'a döndüm. Telefon geldi, "kontratın yenilenmeyecek" dendi."

"Cenk Ergün denen şahıs, inanılmaz destek verdiğimiz, hep sohbet ettiğimiz, içimizde olan bir insandı. Ben 300. maçıma çıkacağım. Stada geldim, soyunma odasında dolabıma plaket koymuşlar. Kim yaptı, neden sahada değil dedim. Cenk Ergün öyle istedi dediler."

"Arda'ya kaptanlık verilmeden önce bizimle toplantı yapıldı. Biz Ayhan abi devam etmeli dedik ama başkanın böyle bir talebi var dediler. Biz de kabul ettik. Arda bizim kardeşimiz. 24 saatimizi beraber geçiriyorduk. Arda'ya kaptanlık verildi diye kimse gocunmadı."

"2015'te 1+1 sözleşme verdiler. Rakam falan pazarlık etmeyeceğim, niye 1+1 dedim. FFP dediler. 20 maç oynarsam 1 yıl uzayacaktı. 19 maç oynamışım. 20. maç Bursaspor'la. Antrenmandan sonra Mustafa Hoca, Mehmet Özbek seninle görüşmek istiyor dedi."

"Mehmet Özbek, "yarın Bursa maçı var, FFP bize dert açıyor. Bu opsiyonu iptal etmemiz gerekiyor" dedi. Olayı idrak edemedim, başka bir şey için çağrıldığımı düşündüm. "Tamam abi maçtan sonra imzalarız" dedim. "Yok, bunu imzalamazsan seni oynatmayacağız" dedi."

"O an idrak ettim. Tamam abi getir imzalayayım dedim. Kendisi çok şaşırdı. Dursun Özbek'i aradı, teşekkür ettiler. Maçları hiç saymıyordum. O an öğrendim 19 maç oynadığımı. Biz görevde oldukça sen buradan ayrılmayacaksın dediler ama onların döneminde ayrıldım."

Emek Ege: "4. yıldız kutlamalarında Selçuk, Burak tarafından yıldız olarak davet ediliyor. Senin hakkın olduğunu düşünüyor musun?

Sabri Sarıoğlu: "Yıldız olarak, Kaptan olarak davet ediliyor. Bunlardan bahsediyorum. Sabır taşı olsaydı çatlardı ama yine de sabrediyorum."

Emek Ege: "Galatasaray teammüllerine göre Arda'nın kaptanlığını içine sindirebiliyorsun anladığım kadarıyla, Selçuk İnan belki o silsileyi mi bozdu?"

Sabri Sarıoğlu: "Arda konusunda yönetim bizim de fikirlerimizi aldı. Öbür olayda ben kadro dışı kalınca yapılan bir iş var."

Sabri Sarıoğlu: "Ben geri döndükten sonra normalde ne olması gerekiyor? Ben sana soruyorum."

Emek Ege: "Senin tekrar kaptan olman gerekiyor."

Sabri S.: "Neden olmadı sence?"

Emek Ege: "Uygun mu bulmadılar seni kaptanlığa?"

Sabri S.: "Yok. Selçuk İnan geri vermek istememiş."

Sabri Sarıoğlu: "Selçuk İnan ile bu konuyu hiç konuşmadım. Çok büyük kırgınlığım vardı ona. 3 ay kadro dışı kaldığım dönemde bir kere telefon açıp halimi hatrımı sormadı mesela."

Emek Ege: "Düzeldi mi aranız?"

Sabri Sarıoğlu: "Görürsem selam veririm sadece."

"Diyorum ya Galatasaray'ı çok sevdiğim için konuşmuyorum. Benim yerimde başkası olsa kendini aklamak için yaşadığı her şeyi anlatır ama ben Galatasaray altyapısından yetiştiğim için konuşmuyorum. Çünkü Galatasaray'a zarar geleceğine, bize gelsin deriz biz."


Emek Ege: "Göztepe'den sonra Galatasaray'a dönmek istedin mi?"

Sabri Sarıoğlu: "Onu da anlatmak isterim de, yine anlatmayacağım. Tabii ki Galatasaray'da bırakmak vardı ama şöyle bir şey de vardı 38 yaşıma kadar oynamak istiyordum."

Sabri Sarıoğlu: "34 yaşımda futbolu bıraktım ve sebebi benimle alakalı değil. Konuşamayacağım konu olduğu için söylemeyeceğim. Transferin son gününe kadar beklemem söylendi."

Emek Ege: "Kim söyledi?"

Sabri Sarıoğlu: "Söylemeyeceğim. Kendi kendime beklemedim, bekle dediler."

"EURO 2008'deki Almanya maçı en iyi oynadığımız maçtı, kaybettik. Finali kaçırdığımızı düşünüyorum. Maçın hakkı bizimdi. Yediğimiz son gol hala düzenli olarak ayda bir rüyalarıma giriyor."

"İlk yarıda ciddi bir kontra yakalayıp, gole giderken, Alman bir oyuncu sakatlandı diye Hamit topu dışarı atmıştı. Biz de o an Kazım düştüğü için, biz de aynı şeyi beklerken, o 2-3 saniyelik dalgınlığımız bizi bitirdi."

"Hamburg maçında öne geçtiğimiz zaman gidiyoruz dedim. Hamburg'u geçseydik Kadıköy'deki finale kadar gidebilirdik."

"Bordeaux maçından önce ligde Kocaelispor'dan çok ağır bir yenilgi almıştık. Bayağı bir protesto yemiştik taraftardan, haklı olarak."

"Yeri gelmişken onu da söyleyeyim. Taraftar oyuncuları protesto ediyor ya, taraftar haklı. Bazen bir kısım çok fazla abartıyor ama taraftar haklı. Futbolcu şunu bilecek, senin işin bu. Protesto ve övgü bu işin içinde var."

"Buna sağlam duruş, sağlam karakter gerek. Oyuncu protestodan, spor basınından yapılan eleştiriden bir şeyler çıkarabiliyorsa, o zaman daha rahat, daha iyi performans gösterebilir ama bunlar ölçülü olmak zorunda."

"Basındakilerin eleştirileri de ölçülü olmak zorunda. Bazen hakaret boyutuna varıyor. Aynı şey taraftar için de geçerli."

"Malta maçında kuyruk sokumum kırıldı. Doktor 4 ay hiçbir şey yapmayacaksın dedi. O zamanki hocamız Feldkamp'tı. 4 ay her şey yasak. Hızlı bile yürümeyeceksin."

"Çapraz bağ kopunca üst vücut çalışırsınız. Ayak kırılır, yine üst çalışırsınız ama benim öyle bir imkanım yoktu. Sakatlandığımda 68 kiloydum, 4 ay sonra 76 kiloydum. Ama elimde değildi, her şey yasaktı. 1 cm daha kenardan kırılsaymış, kariyerim bitiyormuş."

"4 ay bitti. Daha doğru düzgün düz koşulara başlamamışım. Taraftar işin içeriğini bilmediği için yapmıştır belki. Takım Avrupa maçı için kampa girecekti. 5. gün doktor 5'e 2'ye gir ayağın alışsın dedi."

"Antrenmandan sonra eve dönecektim. "Hoca seni kampa aldı, seni çağırıyor" dediler. Feldkamp "yarın oynayacaksın" dedi. Şaşırdım. "4 aydır hiçbir şey yapmıyorum, daha 4-5 gün oldu koşulara başlayalı. Görüyorsunuz halimi, 2-3 haftaya ihtiyacım var." dedim."

"Oynayamam dedim. Uğur Uçar ağır gripti. Feldkamp "mecbur oynayacaksın, beni ilgilendirmez" dedi. Oynarım ama hazır değilim dedim. "Orasına karışma, o sorumluluk benim" dedi."

"İlk yarının ortalarında falan, orta sahaya pas attım, kaptırdık, döndü gol yedik. Tribünlerden tepki geldi. 44. dakika kenara bir baktım, 55 numaralı forma oyundan çıkıyor. Daha çok tepki almaya başladım, direkt soyunma odasına gittim."

"Taraftarlara tepki de vermek istemedim. 4 ay hiçbir şey yapmadığımı ve 3-4 günlük koşuyla sahaya çıktığımı belki bilmiyorlardır."

"Feldkamp oyundan çıkan oyuncunun, direkt kulübeye gelmesini isterdi. Takıntısı vardı. Ben de ertesi gün kendisinden özür dilemek için yanına gittim ama şunu sordum, "neden devrede değil de 44'te çıkardınız" dedim. Feldkamp "kendimi kurtarmalıydım" dedi."
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Selcuk Inan ile mesafeli demek. Bir de 38 yasina kadar oynayacaktim ama 34 yasinda birakmak zorunda kaldim diyor, aciklamasini ama yapmiyor. Zorla futbolu birak diyen olsa bile git baska takimda devam etseydin? Illa Galatasaray'da futbola basladin diye Galatasaray'da birakmak zorundamisin? Zaten Goztepe'ye transfer olmussun, daha ne Galatasaray'i olacakti? Bu kafayla az bile yapilmis sana. Zaten daha erken ayrilmaliydin Galatasaray'dan.
 
Arda,Selçuk ve Burak ile çok yakın olan,hepsiyle çok vakit geçirmiş,muhabbeti olan bir tanıdığım,aralarında en iyi,en içi dışı bir olanı Burak,en sinsileri en içten pazarlıklı olanı ise Selçuk derdi.Sabri de Selçuk için öyle demek istiyor gibi.
 
Sabriyi sevmem ama Selcuk denen herifin yilanin teki oldugu besbelli zaten. Zamaninda menajeri araciligiyla da meloya saldiriyordu. Meloya karsi taraftara oynuyor diye demecleri vardi menajerinin. Belesten antrenörlügü de kapti, kene gibi yapisti kulübe.
 
Anlattıklarının tamamının doğru olduğunu düşünüyorum. Mental yeterliliği tartışılır, naif ve dürüst bir kişiliğe sahip. Tam fit haliyle gayet faydalı da oldu. Sonra gelenlerden bir tek Mariano ondan daha iyiydi; böyle de bir durum var...
 
Utanmaz herif sen Galatasaray’da oynayacak kalibrede bir adammıydın.? Senin futbolcu olduğundan dahi şüpheliyim. Bide 38 yaşına kadar oynamak istiyormuş. Git amatör de oyna elini ayağını tutan mı var.?
 
Yabanci siniri olmasa, 5 sene önce yollanacak adamdi. Ve o kural sayesinde rahat senede 500 bin fazla maas almistir.
 
Eger haksizliga ugradigini dusunuyorsa bunu dile getirmesi cok Normal

Ama Normal olmayan ise ben Galatasaray’a zarar vermemek icin konusmuyorum diyor,1 bucuk saatlik roportaj vermis bastan sona Galatasaray konusulmus
 
Anlattıklarının tamamının doğru olduğunu düşünüyorum. Mental yeterliliği tartışılır, naif ve dürüst bir kişiliğe sahip. Tam fit haliyle gayet faydalı da oldu. Sonra gelenlerden bir tek Mariano ondan daha iyiydi; böyle de bir durum var...
Tarihimiz boyunca Mariano, Eboue, Prates ve Capone disinda bir sey veren yabanci sag bekimiz oldu mu hic? Yasim geregi sadece ikisini izleyebildim.
 
Üst Alt