Değişik bir tarzı var abimizin.
GT-I9300 Tapatalk
GT-I9300 Tapatalk
Attığın Golerle
Güldürdün Yüzleri
Kartalım Kanatlandı
Çılgınlar Gibi
Tertemiz Kalbinle
Sevdirdin Kendini
Fethettin Gönülleri
Çılgınlar Gibi
Güldürdün Yüzleri
Kartalım Kanatlandı
Çılgınlar Gibi
Tertemiz Kalbinle
Sevdirdin Kendini
Fethettin Gönülleri
Çılgınlar Gibi
Çok yazan bir adam olduğum söylenemez. Ama içimden geldi ve kendimce bir şeyler karaladım.
Yorumlarınızı merak ediyorum ve bu sebeple paylaşmaya karar verdim.
Umarım çok saçma olmamıştır.
NEDEN?
Usul usul sardı elem kalbimi
Yıkık dökük sensiz tüm duvarları gönlümün
Bir tek sen vardın oysa tahtımın tek ve eşsiz sahibi
İnandırmışken kor alevlere bile yürüyebileceğimize birlikte
Neden kapattın gönül gözünü ey sevgili
Bilmez miydin ki bu biçare sadece tılsımını kaybetmiş bir yansıma idi sensiz
Bile bile bunları kör (ama) kalmak neden...
Oysa mezara gömdüğün aşk yalnız tende değil en ücra köşelerinde değil miydi gönlümüzün
Neden soruyorum sana neden;
Ateşe yürümeyi bile göze almışken ben, sen ateşe su serpip terki diyar eyledin.
Oysa değmez miydi, sabah güneşinin parıltısına erişmek için
Gecenin ayazına direnmeye birlikte
İçimizde büyüttüğümüz sevdanın ateşi yetmez miydi bütün karanlıkları aydınlatmaya
Söyle neden uçsuz bucaksız bu karanlığa terk ettin aşkımızı
Bilmez misin ey canan
Nasıl her karanlığın sonu aydınlıksa
Bitmez denen her geceninde sabahı vardı aslında...
Yorumlarınızı merak ediyorum ve bu sebeple paylaşmaya karar verdim.
Umarım çok saçma olmamıştır.
NEDEN?
Usul usul sardı elem kalbimi
Yıkık dökük sensiz tüm duvarları gönlümün
Bir tek sen vardın oysa tahtımın tek ve eşsiz sahibi
İnandırmışken kor alevlere bile yürüyebileceğimize birlikte
Neden kapattın gönül gözünü ey sevgili
Bilmez miydin ki bu biçare sadece tılsımını kaybetmiş bir yansıma idi sensiz
Bile bile bunları kör (ama) kalmak neden...
Oysa mezara gömdüğün aşk yalnız tende değil en ücra köşelerinde değil miydi gönlümüzün
Neden soruyorum sana neden;
Ateşe yürümeyi bile göze almışken ben, sen ateşe su serpip terki diyar eyledin.
Oysa değmez miydi, sabah güneşinin parıltısına erişmek için
Gecenin ayazına direnmeye birlikte
İçimizde büyüttüğümüz sevdanın ateşi yetmez miydi bütün karanlıkları aydınlatmaya
Söyle neden uçsuz bucaksız bu karanlığa terk ettin aşkımızı
Bilmez misin ey canan
Nasıl her karanlığın sonu aydınlıksa
Bitmez denen her geceninde sabahı vardı aslında...
Öncelikle tebrikler. Şiir üstadı değiliz tabi ama biraz üzerinde çalışmalısın sanki Alpay Asma
Ben de yazıyorum ama böyle uzun uzun olmuyor. Beyitler şeklinde genelde. Kafiyeli ve serbest karışık takılıyorum.
Zamanım olsa aruz öğrenip yazacağım.
Ben de yazıyorum ama böyle uzun uzun olmuyor. Beyitler şeklinde genelde. Kafiyeli ve serbest karışık takılıyorum.
Zamanım olsa aruz öğrenip yazacağım.
Benim de ilk defa bu kadar uzun oldu.
Bitmemiş çok şiirim var. Metrobüs kafası ile ancak bu kadar oluyor galiba.
İşin şakası derinliği olan şeyler yazmak isterim, keşke becerebilsem.
Ama hem daha fazla okumak, daha fazla yazmak hem de biraz daha yaşanmışlık lazım galiba.
Bitmemiş çok şiirim var. Metrobüs kafası ile ancak bu kadar oluyor galiba.
İşin şakası derinliği olan şeyler yazmak isterim, keşke becerebilsem.
Ama hem daha fazla okumak, daha fazla yazmak hem de biraz daha yaşanmışlık lazım galiba.
Alpay Asma
Tebrikler.
Ben de pek anlamam bu işlerden ama izlenimimi yazayım yine de.Şiirsel anlatımdan sanki biraz uzak olmuş, bazı cümleler uzun tutulmuş.Okurken akıcılığı engelliyor biraz. Yoksa anlam bakımından beğendim, özellikle son kıtanın ilk iki dizesi.
Tebrikler.
Ben de pek anlamam bu işlerden ama izlenimimi yazayım yine de.Şiirsel anlatımdan sanki biraz uzak olmuş, bazı cümleler uzun tutulmuş.Okurken akıcılığı engelliyor biraz. Yoksa anlam bakımından beğendim, özellikle son kıtanın ilk iki dizesi.
ÖLÜ
Bir sancı kaldı artık senden geriye
Yanında ince bir sızı, hafif bir boşluk ama
En çokta sahipsiz kalmış anılar
Ve derin bir 'ah' çekiş, zamana inat edercesine uzun uzun
Hani nefes düğümlenir ya boğazına boğazına bazen
İsmini her haykırdığımda sessiz çığlıklar ile
İşte o his...
Kalabalığın içinde, içine içine haykırarak dolaşan bir yalnız
Hıçkırıkların selinde kaybolmuş yüreğini arayan bir telaşe
En çokta ne biliyor musun?
Yüreğinin mezarına ruhunu gömmüş bir yaşayan ölü
Sonsuzluğa hapsedilmiş bir sevda kaldı geriye...
Artık dönsen ne çare, ruhunu kaybetmiş biri var şimdi
Bir zamanlar 'sevda çiçeği' yeşeren bu bedende.
A.A
Bu da 2.denemem oldu.
Fonda Rodrigo'nun Aranjuez'i eşliğinde...
Bir sancı kaldı artık senden geriye
Yanında ince bir sızı, hafif bir boşluk ama
En çokta sahipsiz kalmış anılar
Ve derin bir 'ah' çekiş, zamana inat edercesine uzun uzun
Hani nefes düğümlenir ya boğazına boğazına bazen
İsmini her haykırdığımda sessiz çığlıklar ile
İşte o his...
Kalabalığın içinde, içine içine haykırarak dolaşan bir yalnız
Hıçkırıkların selinde kaybolmuş yüreğini arayan bir telaşe
En çokta ne biliyor musun?
Yüreğinin mezarına ruhunu gömmüş bir yaşayan ölü
Sonsuzluğa hapsedilmiş bir sevda kaldı geriye...
Artık dönsen ne çare, ruhunu kaybetmiş biri var şimdi
Bir zamanlar 'sevda çiçeği' yeşeren bu bedende.
A.A
Bu da 2.denemem oldu.
Fonda Rodrigo'nun Aranjuez'i eşliğinde...
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum..
ORHAN VELİ KANIK
Ezbere bildiğim, ilk ve tek şiir. Yeri ayrıdır bende. Her kız arkadaşıma okuduğum bir şiirdir
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum..
ORHAN VELİ KANIK
Ezbere bildiğim, ilk ve tek şiir. Yeri ayrıdır bende. Her kız arkadaşıma okuduğum bir şiirdir
HAZAN VAKTİ
Gök kubbelerinde hüzün var artık bu şehrin
Hafif kekremsi bir tat, adını bir türlü koyamadığım
Sen yoksun ya ey sevgili!
Zaman tersine akıyor, beni unutma dercesine adeta
Kelimeler kifayetsiz
Oysa bilmez misin ey sevgili
Gözlerimi kapatsam da silemem ki anıları
Unut desem de aklıma defalarca
Söz geçiremem ki , dört bir yanı sen kokan kalbime
Yoksa ,haykırsam duyar mı dağlar sesimi
Sussam razı gelir mi gönül acaba
Kaçsam kurtulur muyum
Aklımı kemiren bütün hatıralardan
Ama söz versem de binlerce kere kendi kendime
Vaz geç artık ey gönül
Hazan vaktindesin artık bu sevdanın diye
Tutamam , söküp atamam ki içimden
Senli zamanların , içimde 'kavak yelleri' estiren tınılarını
Şimdi sen yoksun ya hani buralarda
Her yanıma işleyen seni söküp atsam da
Bir gülüşünle, pır pır eden güvercinler gibi atan kalbim
Yeniden kanatlanır mı bir başka sevdaya
Kırık kanatlarında hala senden izler taşısa da...
Son düzenleme:
valla bende bu siiri cok seviyorum
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
....
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif Ersoy
[TABLE="width: 100%"]
[TD="width: 100%, align: left"]Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi
Ko bu ayş u işreti çün kim fenâdur âkibet
Yâr-ı baki ister isen olmaya tâat gibi
Olsa kumlar sağışınca ömrüne hadd ü aded
Gelmeye bu şîşe-i çarh içre bir sâat gibi
Saltanat didükleri ancak cihân gavgâsıdur
Olmaya baht u saâdet âlem-i dünyada vahdet gibi
Ger huzûr itmek dilesen ey Muhibbî fâriğ ol
Varmıdur vahdet makâmı gûşe-i uzlet gibi
[/TD]
[TD="width: 100%"][/TD]
[TD="width: 100%, align: left"]
[/TABLE]
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
....
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif Ersoy
[TABLE="width: 100%"]
[TD="width: 100%, align: left"]Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi
Ko bu ayş u işreti çün kim fenâdur âkibet
Yâr-ı baki ister isen olmaya tâat gibi
Olsa kumlar sağışınca ömrüne hadd ü aded
Gelmeye bu şîşe-i çarh içre bir sâat gibi
Saltanat didükleri ancak cihân gavgâsıdur
Olmaya baht u saâdet âlem-i dünyada vahdet gibi
Ger huzûr itmek dilesen ey Muhibbî fâriğ ol
Varmıdur vahdet makâmı gûşe-i uzlet gibi
[/TD]
[TD="width: 100%"][/TD]
[TD="width: 100%, align: left"]
Muhibbî - Kanunî Sultan Süleyman Han
[/TD][/TABLE]
SENİ DÜŞÜNMEK - NAZIM HİKMET
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
smodum dertlisin
Her insan biraz dertlidir zaten, bu aralar birazlar fazla birikmişse demek bende, onları harcıyorum yeni dertlere yer açmak için.
Senin sol göğsünün altında vuran,
Kalp değil, taştır be, taştır insafsız.
Sen arap kısrağı, bense küheylan Peşinden koştur haa koştur insafsız
Bakışın gücünü bende mi sınar?
İnlesem azarlar, ağlasam kınar.
Sen ceylansın diye gözlerim pınar,
O yüzde yastır be yastır insafsız.
Tercüman olmaktan aciz halime, Osmanlı dilinde yüzbin kelime,
Bir şarap kadehi verdin elime,
Unuttun ekmektir, aştır insafsız.
İçimde cevapsız kalan merak var.
İki yay altında binlerce ok var.
Ava mı çıktın ki bu kadar çok var?
O nasıl kirpiktir, kaştır insafsız?
Bülbülden ibret al, duy avazından.
Dinle isyanını kendi ağzından.
O dahi uslanmış gülün nazından. Gönülde küstür be küstür insafsız
Ey derd-i aşkımla iftihar eden,
Sordun mu kimdir bu intihar eden?
O ömür törpüsü gözlerden tüten,
Esrara kestir be kestir insafsız
C.Safi
Kalp değil, taştır be, taştır insafsız.
Sen arap kısrağı, bense küheylan Peşinden koştur haa koştur insafsız
Bakışın gücünü bende mi sınar?
İnlesem azarlar, ağlasam kınar.
Sen ceylansın diye gözlerim pınar,
O yüzde yastır be yastır insafsız.
Tercüman olmaktan aciz halime, Osmanlı dilinde yüzbin kelime,
Bir şarap kadehi verdin elime,
Unuttun ekmektir, aştır insafsız.
İçimde cevapsız kalan merak var.
İki yay altında binlerce ok var.
Ava mı çıktın ki bu kadar çok var?
O nasıl kirpiktir, kaştır insafsız?
Bülbülden ibret al, duy avazından.
Dinle isyanını kendi ağzından.
O dahi uslanmış gülün nazından. Gönülde küstür be küstür insafsız
Ey derd-i aşkımla iftihar eden,
Sordun mu kimdir bu intihar eden?
O ömür törpüsü gözlerden tüten,
Esrara kestir be kestir insafsız
C.Safi
Son düzenleme:
Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..
Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter..
Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter..
Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..
Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını...
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter..
Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter...........
Yavuz Bülent Bâkiler
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..
Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter..
Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter..
Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..
Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını...
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter..
Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter...........
Yavuz Bülent Bâkiler
banane
hava soğuk,üşüyorum
üşürsen üşü banane
dişarda kar yağiyor
yağarsa yağsin sanane
fakirin yiyeceği yok
Allah düşünsün banane
maaşlara zam yok
bende para çok banane
duydum ki
karin ölecekmiş
ölürse ölsün sanane
sana miras kalacakmiş
yahu baştan söylesene
aşık memo
hava soğuk,üşüyorum
üşürsen üşü banane
dişarda kar yağiyor
yağarsa yağsin sanane
fakirin yiyeceği yok
Allah düşünsün banane
maaşlara zam yok
bende para çok banane
duydum ki
karin ölecekmiş
ölürse ölsün sanane
sana miras kalacakmiş
yahu baştan söylesene
aşık memo
Son düzenleme:
ONLAR YOKSUL ETİ YERLER
Bak
Şu
Dağlara
Alı
Al
Moru
Mor
Saf
Saf
Omuz
Omuza
Dünya
Elvan
Elvandır.
Bu
Dirlik
Düzenlik
Kavgasında
Yunus
Kollar
Daldırma
Gül
Ve
Yürek
Kocamandır.
He
Vallah
Kocamandır.
Kalabalık
Yücedir
Kalabalık
Vatandır
Ah
Len
Ah
Onlar
Yoksul
Eti
Yerler
Ve
İçtikleri
Kandır.
Enver Gökçe
Bak
Şu
Dağlara
Alı
Al
Moru
Mor
Saf
Saf
Omuz
Omuza
Dünya
Elvan
Elvandır.
Bu
Dirlik
Düzenlik
Kavgasında
Yunus
Kollar
Daldırma
Gül
Ve
Yürek
Kocamandır.
He
Vallah
Kocamandır.
Kalabalık
Yücedir
Kalabalık
Vatandır
Ah
Len
Ah
Onlar
Yoksul
Eti
Yerler
Ve
İçtikleri
Kandır.
Enver Gökçe
benim canım otomobilim
ben seni çok çok severim
sana biner sevdiklerime giderim
kornaya basar düt düt ederim
seninle giderken bana bakar kızlar
camımı da açarım düzelince havalar
aman yetişeyim bozulmasın aralar
bu yoldan geçemem sevdiceğim bağlar karalar
tonguç kulun çok sever seni
her pazar yıkar parlatır her yerini
üstüne bi de cila çekti mi
değmeyin keyfime e-5 bekler beni
e-5 tıkalı olur atamam vitesi beşe
ama boş oldumu hızıma yetişemez kimse
köprü üstünde yavaşlatsa da hızımı gişe
canım feda olsun senin gibi otomobile
Tonguç Baraner
ben seni çok çok severim
sana biner sevdiklerime giderim
kornaya basar düt düt ederim
seninle giderken bana bakar kızlar
camımı da açarım düzelince havalar
aman yetişeyim bozulmasın aralar
bu yoldan geçemem sevdiceğim bağlar karalar
tonguç kulun çok sever seni
her pazar yıkar parlatır her yerini
üstüne bi de cila çekti mi
değmeyin keyfime e-5 bekler beni
e-5 tıkalı olur atamam vitesi beşe
ama boş oldumu hızıma yetişemez kimse
köprü üstünde yavaşlatsa da hızımı gişe
canım feda olsun senin gibi otomobile
Tonguç Baraner