Umarım yönetim fener medyasının muhtemel bir " küme düşmüş takımın kalecisi " yaftası baskısından çekinip Ruffier seçeneğini elememiştir.
İstatistiklerini lütfen bir incelesinler:
Şampiyon Lille yediği gol sayısı 36, attığı 68
Düşen Monaco yediği gol sayısıi 40, attığı 36
Monaco şampiyon Lille'den yalnızca 4 gol fazla yemiş.
Atılan gol sayılarına bakıldığında Monaco'nun asıl sıkıntısının hücumda olduğunu ve Ruffier'in performansının Monaco nun düşüşünü neredeyse engellemek üzere olduğunu (eğer birkaç maçını da izlediyseniz) görebilirsiniz. Sadece 2 puan farkla küme düştüler.
Düşen diğer iki takım Lens ve Arles'in yediği gol sayıları sırasıyla 58 ve 70.
Takımının küme düşmüş olması transfer edecek takım için bir avantaj, muhtemelen takımdan ayrılmak isteyeceği için 8 milyon € civarında olduğu varsayılan bonservisi için bir pazarlık şansıda var.
Ruffier'i hiç izlememişler için örneklendirebilmek adına, Volkan Demirel'in kaleciliğini beğenen biri olarak (insanlığı için aynı şeyi söyleyemesem de) neredeyse onun kadar güçlü, ondan daha da çevik ve hırslı bir adam olduğunu söyleyeyim. Yine Volkan'la kıyaslarsak tek dezavantajını boyunun kısa olması sebebiyle yan toplarda yaşayabilir fakat bunuda çevikliği ile kapatabilme ihtimali mevcut. Ruffier'in karşı karşıya pozisyonlarda rakibi dövmeye gidercesine bir tarzı var ki Volkan'ın en beğendiğim özelliklerinden biri de budur. Bu tarz genelde forveti aceleyle hareket etmeye sevk eder tabi karşınızda üst düzey bir forvet varsa yapabilecek pekte birşey yoktur.
Dünyanın en iyi kalecisi olmayabilir fakat sahip olduğu hırs ve konsantrasyonun bir benzerini sadece Kahn da görmüştüm. Tabi birde Ömer'in akıl sır erdiremediğim şekilde yalnızca Galatasaray maçlarına has konsantrasyon ve hırsının tüm bir sezona yayıldığını hayal edersek bu Ruffier'in durumu hakkında bir örnek olabilir.