Sosyal medyada gerek kuşlar, gerek tinerciler, gerekse de bizim taraftarların bir kısmında GS'ı satıp tüpçünün kucağına gitti, hain, parator vs diye yorumlar gördüm sıkça. (Zamanında bunu az demedim ben de)
Esasen Fatih Hoca'ya çok kırgınım (hala). Zamanında çok ağır laflar da etmişimdir o tüpçü şerefsiziyle sırıta sırıta milli takıma gitmesinden dolayı.
Belki bazılarına saçma gelebilir ama o olaya şöyle bi benzetme aklıma geldi:
Birbirine delicesine aşık olan bir çift ayrıldığında bazen çevresine karşı egosunu tatmin etmek, yıkılmadım ayaktayım, sen kaybettin ben değil vs gibi görünmek için anında gidip normalde selam bile vermeyeceği kro, kekonun biriyle çıkmaya başlar. Instaya mutlu mutlu onlarca fotoğraf atar hergün.. Bizimki de o hesaba benziyor biraz. Antrenmanda kovulduğunu öğrenince anında tüpçünün safına geçti. O anki sinirle. Yaptığının hoş bir şey olmadığı gerçeğini tabii ki değiştirmez ve bahane de değil. Yapmamalıydı. Ancak olaylara madalyonun 2 tarafından bakmakta fayda var. Herkes gibi o da insan ve herkes gibi o da pişman olacağı hatalar yapabilir, yapacaktır ve nitekim yaptı da. Kendim de çok çabuk parlayan ve sonra pişman olduğum şeyler yapabilen bir insan olduğum için az çok ruh halini anlayabiliyorum ''şu an''.
Amblemimizdeki 4 yıldızdan birini tek başına kazandırmış, GS'a ve bu ülkeye tarihlerinin en büyük başarılarını yaşatmış bir insandır Fatih Terim ve bu adamın GS'lılığını sorgulamak kimse kusura bakmasın ama tartışmak bile saçmadır.
Şu anda hiçbir şey kaybedilmiş değil. Ancak kazanabileceğimizin de garantisi yok her şeye rağmen elbette. Elindeki oyuncu grubuna bakarsak birçok oyuncunun performansı tavan yapabilir. Aslında tam onluk bir kadro. Gereken kritik mevkilere nokta atışı kaliteli adamlar alırsak bence şampiyonluk hiç de uzak değil.
Neyse uzatmayayım. Hoşgeldin hocam...