Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!! - Sayfa 5 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!


Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



adı rıjkaard olmasaydı burda işi olmazdı zaten o kadarda para verilmezdi.rıjkaard olduğu için getirildi.bir sistem için.rıjkaard olduğu için beklentiler var.ondan dolayı bu kadarsabır.4-3-3 dediğiniz sistem çok zor oturtulan bir sistemdir.sarpla ayhan la barışla olacak iş değil.ben o sistemin adamları alınmadıkça rıjkaarda kızmam.



Ya geçin bunları.Defansa takviye istedim yapmadılar diyen Rijkaard Ortasaha hakkında konuşamaz mıydı ?



Yapılan transferlerin hepsi Rijkaarda danışılarak yapıldı.Forvete gerek yok diyen de yine Rijkaarddı.Artık sabredilecek birşey kalmadı rijkaardın.Bundan sonra Rijkaardla geçen her gün zarardayız..
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Derwall ile Rijkaardı karıştırmayın.Skibbe ile kıyaslasanız daha mantıklı olurdu hatta.Ki öyle de saçma olurdu.Bulundukları durumun Birbirleriyle pek alakası yok
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Bilgiler için sağol. Derwall'in de çok fazla problem yaşadığını söylemişlerdi bana o yüzden sormuştum. İşte ona da çok fazla eleştiriler yapılmış, medya hemen üstüne gitmiş vs. vs. Zor gerçekten Türkiye'de bir sistem oturtmak , futbolu ileri taşıyacak bir adım atmak gerçekten zor iş. Derwall. Terim'i ne kadar sevmesem ve td olarak iyi olduğunu düşünmesem de bir ara bir yerde okumuştum. Çok ilginçti mesala. 4-4-2'ye geçmek için baya bir uğraş vermış. Bunun için blokları kaydırma vs. vs. bir çok yol denemiş ki en sonunda başarılı olmuş. Ki bence şöyle de bir avantajı vardı, Okan , Suat, Emre, Tugay, Hagi gibi. Bunları kendisi altyapıdan çıkarmış olabilir ki o futbolcuların da altyapıdan çıkıp görülmemesi gibi bir şey olamazdı zaten. Arda gibi. Mesala orda o 4-4-2'ye geçerken ve başarılar alırken bir şekilde kadro yapısı bunu yapmasına müsade etti ve onu gerçekleştirebildi. Terim'i bireysel olarak sevmiyorum. Gene de Derwall, Terim dersek bu çizginin devamı gerekli. Ve bu devam çizgisi Lucescu, tekrardan Terim gibi insanlarla çok zor. Eğer bu 3. halka yakalanamazsa zaten ben uzun vadede gene başarı görmüyorum..



Zico olayı mesala. Bir yıl çeyrek final oynat, Fenerbahçe iyi oynasın, sonra çöküş. Sistem vs. sırf futbolculara kalırsa zor Türkiye'de. Hatta çok uç olacak da öyle bir şeyki istedikleri zaman oynarlar, istemedikleri zaman oynamazlar, bu kadar doruğuna ulaşabilir futbolcuya dayalı sistem..
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



1. Terim o kadar iyi bir teknik direktördü ve sınırlı kadrolarla da birşeyler yaratabiliyordu neden ikinci geldiğinde takımı bırakıp gitti. Türk milli takımının kötü bir kadrosu yoktu neden dünya şampiyonasına götüremedi vs. vs. Rijkaard için yapılan eleştirilere benzer eleştiriler Terim için de yapılır. UEFA dersek zaten herkes sadece Galatasaray'ın değil, Türk futbol tarihinin en iyi kadrosu olduğunu söylüyor+ Hagi ..



2. Baça kadrosunda Xavi ,Eto v.b futbolcular Rijkaard'ın kendi futbollarının gelişimi için ne kadar önemli olduğunu vurguladıkları zamanlar var. Transfer nöbetine eskiden Xavi'nin açıklamaları taşınmıştı, Rijkaard'ın kendisinden forvet hattına 15 metre kadar mesafade oynaması ve bunun futbolunu geliştirmesi, gene bir ara Eto'nun da açıklamaları forumda gündeme gelmişti, artı Pep'in açıklamaları Rijkaard hakkında olumlu idi, o olmasa Barça'nın şimdiki seviyede olmayacağını söylemişti bir yerde okumuştum buna benzer forumda ya internette.



Fatih Terim ile GS'nin başına gelen "X" bir TD'yi karşılaştırmak huyum değildir ve doğru da bulmam.Fatih Terim,sadece GS'de değil Türk futbolunda yaptığı devrim niteliğindeki başarılarla Demokles'in kılıcı gibi her yeni gelen TD'nin başında duruyor. Doğru mu? Değil. Geriye bakarak koşan,önündeki ufacık taşı bile farkedemez ve düşer. Sanırım GS'nin bu süreçteki başarısızlığı da buradan ileri geliyor(Ayrıca ülkenin mevcut ekonomik yapısı ve futbol mantalitesiyle beraber).



Bu orucu bozarak, ters mantıkla gidersek; Rijkaard'ın Xavi ,Eto vb futbolcuların gelişiminde etkisi olduğunu söylüyorsun ama Fatih Terim'in Türk futbol tarihinin en iyi kadrosuna sahip olduğunu ifade ediyorsun.GS'nin öyle bir kadroya ulaşmasının altında yatan; Akdeniz Olimpiyatlarında Fatih Terim'in kadrodaki Türk futbolculara verdikleridir.Aynı zamanda bu gelişimi ve sistemi GS'ye geldiğinde de oturtmuş ve olağanüstü(elde olan şartlara göre) başarılara imza atmıştır. Yani Rijkaard kadroda bulunan futbolculara gelişimi sağlamış olabilir(Cruyff'un Barça'da oturttuğu total futbol yapıyla beraber), fakat Fatih Terim belki bu gelişimden daha fazlasını GS'de ve dolayısıyla Türk futbolunda sağladı; ve belki de Rijkaard'dan çok daha az destek alarak... Yani içinde bulunulan şartları, destek ve köstekleri,kulüplerin ekonomik yapılarını,futbolcu yapılarını gözönüne alırsak Fatih Terim'in başarıları küçümsenecek ve Rijkaard'la karşılaştırılamaz düzeyde değil.Hatta bana göre fundamental olarak Fatih Terim F.Rijkaard'dan daha iyi bir TD'dir.



Fatih Terim'in kariyeri GS ile de sınırlı değil.GS harici ayrıca milli takımla beraber yaptıkları ortada.

Başarısızlıkları da var.Lümpen tavırları vb. ben de sevmem ama Rijkaard üzerinden Fatih Terim'i eleştirmek;ya da Fatih Terim üzerinden Rijkaard'ı eleştirmek doğru değil(Üzerine alınma sözüm sana değil,genel)

Fatih Terim Milan'a da gitti ve Galliani'nin Ancelotti'yi oraya getirmek için nasıl insafsızca ve şık olmayan şeyler yaptığı sanırım bilgi dahilindedir.

Derwall tabi ki unutulmaz bu süreçte,çekirdek de orada zaten,ama Fatih Terim bu çekirdeğin etrafında bir zar olmadı.Kendi gerçeklerini de ortaya koydu.Bazen aşırıya kaçtı,kendini yedi(2. Fatih Terim Dönemi)...

Devamının gelmesi maalesef Türk futbolunun ekonomik yapısıyla beraber,mantalitesinin oturmuş olmaması ve sistemsizliklerle bayağı bir zordu ki öyle oldu.Ama bu kadar olmamalıydı.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Sorun yapmaya çalıştığı şey ile kadronun uyumu. Hagi'yi göz ardı edemezsiniz. O bir şekilde ortaya çıkan jenerasyonu göz ardı edip, her şeyi td'ye bağlayamazsınız. Sorun burda. O kadro yapısına benzer bir kadro yapısı olmasa bunları gerçekleştirebilir miydi? Ortada bir çok soru işareti var. Rijkaard ve Terim karşılaştırması görecelidir, ben Rijkaard derim. Rijkaard bir şekilde bazı oyuncuları yükseltti Barça'da, onlardan daha iyi verim alabildi, kadro yapısı, sistemine el veriyordu, ve o da alttan iyi oyuncular çıkartıp Barça'ya ve dünya futboluna kazandırdı. Terim'in de istediklerini yapmasına olanak sağlayan bir kadro yapısı vardı. Sorun şu anki kadro yapısı ve Rijkaard.



Gene diyorum Terim'de çok sınırlı kadrolarla başarılara koşmamıştır. Hagi var. Geçmişte o süreci çok iyi bilenler anlatıyordu, Hagi'nin saha içinde eliyle futbolculara top bana geldiğinde sen şuraya sen buraya gideceksin şeklinde talimatları olduğunu. Emre mesala herkes der Hagi çok şey kattı onun futboluna özel olarak ilgilendi vs. vs. İşte Terim'in elindeki kadro ya da yapmak istediği sisteme uygunlukta idi sorun. O kadro uyuyor idi bir şekilde, hepsi yetenekli idi. Sonuçta benzer bir çizgi. Terim'de başarılı olamadı ama ikinci geldiğinde o sınırlı kadro ile. Ya da milli takımı dünya şampiyonasına götüremedi, ki o zaman elinde gene iyi bir kadro vardı.



Sorun kadro yapısının td'nin istediğine ne kadar uygun olup-olmamasında bitiyor. Artı Terim gitti, daha doğrusu Hagi gitti, Türk futbolcular transfer oldu, birşeyler kalmadı. Yani biraz kaotik bir gelişim söz konusu o dönemde. Çok başarılı bir sistem oturtturulsa idi bir şekilde Galatasaray'da bunun devamı gelirdi. Barça'da geldi mesala. Bir td'yi değerlendirirken yapmak istedikleri ve kadro yapısının uygunluğuna çok iyi bakmak lazım.



Farazi olacak ama alt yapıda şu anda Emre, Okan, Suat gibi futbolcular olsa, Tugay olsa, Hagi gibi bir maestro olsa Rijkaard'da bu süreç hızlanırdı. Hatta onu bırakalım bir Emre ve Ernst orta saha merkezde yer alsa gene bu süreç hızlanırdı.

Rijkaard için yapılan eleştirilerin aynısı ben de Terim için yaparım. Yani ortada çok farklı şeyler yok.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Bilgiler için sağol. Derwall'in de çok fazla problem yaşadığını söylemişlerdi bana o yüzden sormuştum. İşte ona da çok fazla eleştiriler yapılmış, medya hemen üstüne gitmiş vs. vs. Zor gerçekten Türkiye'de bir sistem oturtmak , futbolu ileri taşıyacak bir adım atmak gerçekten zor iş. Derwall. Terim'i ne kadar sevmesem ve td olarak iyi olduğunu düşünmesem de bir ara bir yerde okumuştum. Çok ilginçti mesala. 4-4-2'ye geçmek için baya bir uğraş vermış. Bunun için blokları kaydırma vs. vs. bir çok yol denemiş ki en sonunda başarılı olmuş. Ki bence şöyle de bir avantajı vardı, Okan , Suat, Emre, Tugay, Hagi gibi. Bunları kendisi altyapıdan çıkarmış olabilir ki o futbolcuların da altyapıdan çıkıp görülmemesi gibi bir şey olamazdı zaten. Arda gibi. Mesala orda o 4-4-2'ye geçerken ve başarılar alırken bir şekilde kadro yapısı bunu yapmasına müsade etti ve onu gerçekleştirebildi. Terim'i bireysel olarak sevmiyorum. Gene de Derwall, Terim dersek bu çizginin devamı gerekli. Ve bu devam çizgisi Lucescu, tekrardan Terim gibi insanlarla çok zor. Eğer bu 3. halka yakalanamazsa zaten ben uzun vadede gene başarı görmüyorum..



Zico olayı mesala. Bir yıl çeyrek final oynat, Fenerbahçe iyi oynasın, sonra çöküş. Sistem vs. sırf futbolculara kalırsa zor Türkiye'de. Hatta çok uç olacak da öyle bir şeyki istedikleri zaman oynarlar, istemedikleri zaman oynamazlar, bu kadar doruğuna ulaşabilir futbolcuya dayalı sistem..



evet derwall çok eleştirildi.çok sorunlar yaşandı.ama işte tam burda işin püf noktasına dikkat edelim.yönetim arkasında durdu ve inat etti.istikrar yakalandı.sonunda ne oldu sonucu uefa ve süper kupa ile biten bir sürece başlandı.lig şampiyonlukları diğer kupalar...alt yapımızda 4-3-3 oynatılıyor galiba.ve rıjkaarda sabredilmeli.rıjkaard durmasa bile alt yapımız bu sistemde inat ederse geleceğimiz açık.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Biz Türkce'de buna riyakarlik diyoruz.



ben dürüstlük diyorum.derwall futbolda devrimi yaptı bu ülkede.derwall olmasaydı ne terim konuşuluyordu ne mustafa denizli nede avrupa şampiyonu Galatasaray.derwalle başladı bizim avrupa fatihliğimiz.terimi ve mustafa denizliyi eğiten isimde derwaldir.araştır ikisininde hocası derwaldir.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



derwallin mustafa denizliye bıraktığı takım avrupada yarı final oynadı.aynı takımın devamı terime kaldı.bir sistem ve o sistemin devamı ve sistemi yaratan derwalin öğrencilerinin yönettiiği takım.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



derwallin mustafa denizliye bıraktığı takım avrupada yarı final oynadı.aynı takımın devamı terime kaldı.bir sistem ve o sistemin devamı ve sistemi yaratan derwalin öğrencilerinin yönettiiği takım.



Aynı şey Barcelona'da daha fazlasıyla Cruyff döneminin eseridir.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Florya'yı basarak Derwall istifa denmesinin bizim futbol kültürümüzün ne denli üst düzey olduğunun göstergesidir.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Eğer ki futbolculara dayalı futbolu yıkıp,gaz futbolunu,kaos futbolunu yıkıp sistem takımı haline getirecekse,onlarında arkalarında sonuna kadar dururum.Ama bunu yapacak kapasiteye ve bilgiye sahip Fatih Terim dışında onunda eksikleri var ama onun dışında bunu yapabilecek Türk teknik adam yok.



Ki İmparator da sisteme dayalı değil oyuncuya dayalı futbol oynatıyor.Tek iyi yanları pres vs vs.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Florya'yı basarak Derwall istifa denmesinin bizim futbol kültürümüzün ne denli üst düzey olduğunun göstergesidir.



evet ne yazıkki ..biz gelen hoca hemen takımı şampiyon yapsın avrupada fırtına gibi estirsin.alt yapıdan hemen yıldızlar çıkarsın diye düşünürüz.işte bu düşünce tarzımız yüzünden avrupada ülke olarak esamemiz okunmuyor.her sene geriye gidiyoruz.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Ortadaki şu çelişkiyi kimse görmeye çalışmıyor. Rijkaard gelirken yönetim devrim dedi. İşte bu forumda bir ara bulmuştum Rijkaard ilk geldiğindeki yorumları , okumuştum biraz. Orda insanlarda bazıları sabır edilmesi gerektiğini ve kesinlikle futboluna uygun oyuncu getirilmesi, transfer edilmesi vs. vs. üzerinde durmuştu. Şimdi Rijkaard'ı getiriyorsun ve bunun bir şekilde transferlerle ya da diğer yollarla onun arkasında durmuyorsun. Eğer Rijkaard gitsin diyorsanız bu hatayı yapan yönetime de gitsin demeniz gerekir ki o baştan bir çelişki var. Mete herhalde transfer döneminde yazmıştı, teknik direktör ile oyuncu transferleri , gönderilmeyen futbolcular vs. vs. arasında çelişki var diye.



Rijkaard gitsin diyorsanız bu hatayı yapan yönetime de gitsin deyin. Çünkü yönetim biliyordu bunu ve arkasında durmadan, Rijkaard'ın istediği sisteme uygun oyuncular almadan devrim falan olmayacağını da çok iyi biliyordu.. Burda sadece Rijkaard'ı ateşe atmak mantıksız ki şu anki konumda en suçsuz olanı o. Devrim yap, total futbol oynat diyorsun o da bunu yapıyor ve kadro uygun değil, sonra Rijkaard suçlu oluyor. Mantıksız bir şey bu.



Yani Rijkaard'ı getiriş amacınla şimdi yapması istenilen şeyler arasında büyük bir çelişki var. Oyunculara göre sistem kurması bekleniyorsa niye o zaman Rijkaard getirildi.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Derwall futbol anlayisi olarak Galatasaray'a cok sey katmistir ama UEFA kupasiyla filan uzaktan yakindan alakasi yoktur. Derwall ile gelen anlayis hücum futbolu anlayisidir ama Derwall sonrasi gelip hücum futbolu oynatan her teknik direktör Derwall'in mirasini sürdürdü demek cok komik olur. Derwall'in Galatasaray'i birakmasindan, Galatasaray'in UEFA'yi kazanmasina kadar gecen 13 yillik süre icinde Galatasaray'in oyun anlayisinda cok sey degismistir. Derwall'den sonra görevi Denizli almistir. Denizli'den sonra Feldkamp, Holmann ve Saftig Galatasaray'da Alman ekolünü sürdürmeye calismistir. Alman ekolüyle gecen dönemin ardindan Souness ile Galatasaray yeni bir sayfa acmistir. Galatasaray'da Alman ekolü Ali Tanriyar'in baskanligi döneminde baslamis ve Alp Yalman baskanliginda, Adnan Polat'in futbol sube sorumlusu oldugu sürecte devam etmistir. Galatasaray'da Alman ekolüne endeksli dönem yine Alp Yalman zamaninda sona ermistir. 1995/96 döneminde Graham Souness Galatasaray'in basina getirilmis ve 1 sezon takimin basinda kalmistir. Souness'li dönem Galatasaray'da Alman ekolünün ve Alp Yalman döneminin sonu olmustur. Mart 1996'da Galatasaray baskanligina gelen Faruk Süren ile Galatasaray futbolda yepyeni bir sayfa acmistir. Futbol subesinin basina Ergun Gürsoy getirilmis ve takim Hagi, Popescu, Ilie ve Flipescu'yla takviye edilmistir. Takimin basina milli takimi 96'ya götürerek büyük bir basariya imza atan Fatih Terim getirilmistir. Fatih Terim tam anlamiyla bir enkaz devralmistir. Hakan Sükür basarisiz Italya macerasindan sonra oldukca depresif bir dönem gecirmektedir. Adi "torinolu sabana" cikmistir. Popescu ve Hagi'nin emeklilik yasinda oldugu medya tarafindan sikca dillendirilmektedir ve Ergün, Hakan Ünsal ve Suat istaka muamelesi görmektedir. Eldeki dise dokunur yerliler Tugay Kerimoglu, Arif, Bülent ve Okan'dir ama Okan da ciktigi agir sakatliktan sonra bir türlü toparlayamamistir. Fatih Terim takimin basina gelirken milli takimdaki vazgecilmez stoperi Vedat Inceefe'yi de Galatasaray'a getirmisitir. Terim'in gelisiyle birlikte Hakan Sükür, Hakan Ünsal, Suat Kaya(atom karinca lakabini almistir bu dönemde)ve Ergün(Terim dönemine kadar dogru dürüst ilk 11'de oynamamistir kendisi) formlarini zirvesine cikmis, ayrica takima eklenen Emre Belözoglu, Fatih Akyel, Ümit Davala, Hasan Sas gibi oyuncular da futbolculuk kariyerlerinde cok büyük sicramalar yasamislardir. Bitti denilen Hagi, Popescu gibi oyuncularin etrafinda top teknigi, mücadele gücü ve yardimlasmasi üst düzeyde olan bir dinamo mekanizmasi Fatih Terim tarafindan olusturulmustur. O dönemi bilmeyenlar, 1992-1998 yillarindaki maclari izlememis olanlar karsilastirma yapamazlar. Varsa youtube'da bulmaya calisin ve Terim öncesiyle sonrasini karsilastirin. Pas ücgenleri, hücum pres, verkaclar, atak organizasyonlari, kademeye girisler hepsi ama hepsi kusursuz bir makine düzenegindedir. Simdi yere göge sigidiralamayan Hakan Ünsal, Ergün Penbe, Ümit Davala, Emre B., Fatih Akyel, Hasan Sas gibi oyuncularin Terim gelene kadar esameleri okunmuyordu.



Fatih Terim'e gaz futbolu, kaos futbolu oynatiyor diyenlere lafim: Canli izlemeye yasiniz yetmemis olabilir, acin youtube'da izleyin "gaz/kaos" futbolunu. Bu topraklarin gördügü en teknik, en disiplinli, göze en hos gelen ve oyun anlayisi bakimindan en etkili oyununu Fatih Terim'in Galatasaray'i oynatmistir. Bu nasil kaos futboludur ki dönemin Leeds United, Arsenal, Milan gibi takimlarina futbol dersi vermistir. Öyle pres vs. vs. filan degil. Resmen rakip savunmayi maymun eden pas trafigi ve atak organizasyonlariyla. Fatih Terim oyuncuya dayali sistemi yikan kisidir. Oyuncuya dayali sistemi yikmak demek futbolcuyu ezmek, onu hice saymak, onu adam yerine koymamak degildir. Terim'e bütün oyuncular saygi duyuyordu ama bunun ötesinde tüm futbolcular Terim icin "2. babamiz" diyordu. Buna Emre Paragözoglu da dahil.



Rijkaard'in yaptiklari? Elano, Hakan Balta, Servet, Mehmet Topal, Misimovic gibi oyunculari futbola küstürmek. Keita Rijkaard'a isyanin adiydi ve ipi cekildi. Arda direniyor ve ayrica arkasi saglam. Olan yerlilere ve takima birseyler katmak icin cirpinan Baros ve Kewell'a oluyor. Rijkaard'in gelisiyle birlikte Kewell sinir hastasi oldu. Neill de yakinda günah kecisi olacaktir cünkü bu futbol anlayisiyla hata yapmamasi imkansiz, ki o da bolca yapiyor.



Bugün Rijkaard fedailigine soyunan marka cengaverleri, gecen sezon basinda kadroda Kewell, Baros, Keita, Elano, Arda varken "Sampiyonluk kesin, önemli olan Avrupa'da ne yapacagimiz" diyorlardi. Sezon basi "muhtesem" olarak tabir edilen kadro ne oldu da "düzene uymaz" oldu? Simdi futbolcu profesörü kesilenler, o gün neden methiyeler diziyorlardi kadroya? Aranizda 1 kisi var miydi 7. haftadan önce "bu kadroyla total futbol oynanmaz" diyen.



ben dürüstlük diyorum.derwall futbolda devrimi yaptı bu ülkede.derwall olmasaydı ne terim konuşuluyordu ne mustafa denizli nede avrupa şampiyonu Galatasaray.derwalle başladı bizim avrupa fatihliğimiz.terimi ve mustafa denizliyi eğiten isimde derwaldir.araştır ikisininde hocası derwaldir.



Terim Derwall'den nerde, ne zaman ders almis? Meydani bos sanip atip tutmayin. Derwall'in Galatasaray macerasi 87'de bitti, terim 85'de jübile yapti. Teknik direktör olarak Terim'in Derwall'i görmüslügü bile yok, ne ögrenmesi?
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Ben şunu anlamıyorum : Tamam Rijkaard'ı savunsun savunan, ki ben de bazı durumlarda savunurum(özellikle yönetime karşı), ama Fatih Terim üzerinden Rijkaard'ın savunulması nasıl bir mantık(yada tam tersi)?! Zamanlar farklı,olaylar farklı,futbolcu yapısı farklı ve hatta artık futbol farklı.



Derwall bir sistem yaratmış, bu sistem Fatih Terim'e miras kalmış ve Fatih Terim başarılı olmuş.Derwall'in devrimine birşey diyen yok. Büyük bir teknik direktördü. E tamam diyelim doğru bu anlayış,ki bence tamamiyle Fatih Terim bu şekilde başarılı olmamıştır bu olaya fazlaca makro bakmak oluyor,aynı şey hatta aynı değil çok daha fazlası Barcelona'da Rijkaard için oldu. Bu niye söylenmiyor?! Derwall dönemi ile Fatih Terim dönemi arasındaki fark ile Cruyff ve Rijkaard dönemi arasındaki fark iyice bir araştırılsın önce.Ekollerin bariz şekilde farklı olduğu Derwall ve Terim dönemleri nasıl birbirine sokulabilir?! (özellikle ekollerin Terim'e gelinceye kadar 10 kez değiştiği bir yapıda)



Hayır öyle şeyler yazılıyor ki, anti-Rijkaard'çılık resmen yaratılıyor.Bu da iyi birşey değil. Sonuçta adam GS'nin teknik direktörü hala. İstifa etmesi veya bırakması sanki bizi başarıya mı götürecek? 1-2 ay iyi gideriz sonra yine aynı mevzular.



Yönetim mantalitesi değişecek önce.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Derwall futbol anlayisi olarak Galatasaray'a cok sey katmistir ama UEFA kupasiyla filan uzaktan yakindan alakasi yoktur. Derwall ile gelen anlayis hücum futbolu anlayisidir ama Derwall sonrasi gelip hücum futbolu oynatan her teknik direktör Derwall'in mirasini sürdürdü demek cok komik olur. Derwall'in Galatasaray'i birakmasindan, Galatasaray'in UEFA'yi kazanmasina kadar gecen 13 yillik süre icinde Galatasaray'in oyun anlayisinda cok sey degismistir. Derwall'den sonra görevi Denizli almistir. Denizli'den sonra Feldkamp, Holmann ve Saftig Galatasaray'da Alman ekolünü sürdürmeye calismistir. Alman ekolüyle gecen dönemin ardindan Souness ile Galatasaray yeni bir sayfa acmistir. Galatasaray'da Alman ekolü Ali Tanriyar'in baskanligi döneminde baslamis ve Alp Yalman baskanliginda, Adnan Polat'in futbol sube sorumlusu oldugu sürecte devam etmistir. Galatasaray'da Alman ekolüne endeksli dönem yine Alp Yalman zamaninda sona ermistir. 1995/96 döneminde Graham Souness Galatasaray'in basina getirilmis ve 1 sezon takimin basinda kalmistir. Souness'li dönem Galatasaray'da Alman ekolünün ve Alp Yalman döneminin sonu olmustur. Mart 1996'da Galatasaray baskanligina gelen Faruk Süren ile Galatasaray futbolda yepyeni bir sayfa acmistir. Futbol subesinin basina Ergun Gürsoy getirilmis ve takim Hagi, Popescu, Ilie ve Flipescu'yla takviye edilmistir. Takimin basina milli takimi 96'ya götürerek büyük bir basariya imza atan Fatih Terim getirilmistir. Fatih Terim tam anlamiyla bir enkaz devralmistir. Hakan Sükür basarisiz Italya macerasindan sonra oldukca depresif bir dönem gecirmektedir. Adi "torinolu sabana" cikmistir. Popescu ve Hagi'nin emeklilik yasinda oldugu medya tarafindan sikca dillendirilmektedir ve Ergün, Hakan Ünsal ve Suat istaka muamelesi görmektedir. Eldeki dise dokunur yerliler Tugay Kerimoglu, Arif, Bülent ve Okan'dir ama Okan da ciktigi agir sakatliktan sonra bir türlü toparlayamamistir. Fatih Terim takimin basina gelirken milli takimdaki vazgecilmez stoperi Vedat Inceefe'yi de Galatasaray'a getirmisitir. Terim'in gelisiyle birlikte Hakan Sükür, Hakan Ünsal, Suat Kaya(atom karinca lakabini almistir bu dönemde)ve Ergün(Terim dönemine kadar dogru dürüst ilk 11'de oynamamistir kendisi) formlarini zirvesine cikmis, ayrica takima eklenen Emre Belözoglu, Fatih Akyel, Ümit Davala, Hasan Sas gibi oyuncular da futbolculuk kariyerlerinde cok büyük sicramalar yasamislardir. Bitti denilen Hagi, Popescu gibi oyuncularin etrafinda top teknigi, mücadele gücü ve yardimlasmasi üst düzeyde olan bir dinamo mekanizmasi Fatih Terim tarafindan olusturulmustur. O dönemi bilmeyenlar, 1992-1998 yillarindaki maclari izlememis olanlar karsilastirma yapamazlar. Varsa youtube'da bulmaya calisin ve Terim öncesiyle sonrasini karsilastirin. Pas ücgenleri, hücum pres, verkaclar, atak organizasyonlari, kademeye girisler hepsi ama hepsi kusursuz bir makine düzenegindedir. Simdi yere göge sigidiralamayan Hakan Ünsal, Ergün Penbe, Ümit Davala, Emre B., Fatih Akyel, Hasan Sas gibi oyuncularin Terim gelene kadar esameleri okunmuyordu.



Fatih Terim'e gaz futbolu, kaos futbolu oynatiyor diyenlere lafim: Canli izlemeye yasiniz yetmemis olabilir, acin youtube'da izleyin "gaz/kaos" futbolunu. Fatih Terim oyuncuya dayali sistemi yikan kisidir. Oyuncuya dayali sistemi yikmak demek futbolcuyu ezmek, onu hice saymak, onu adam yerine koymamak degildir. Terim'e bütün oyuncular saygi duyuyordu ama bunun ötesinde tüm futbolcular Terim icin "2. babamiz" diyordu. Buna Emre Paragözoglu da dahil. Bu topraklarin gördügü en teknik, en disiplinli, göze en hos gelen ve oyun anlayisi bakimindan en etkili oyununu Fatih Terim'in Galatasray'i oynatmistir.



Rijkaard'in yaptiklari? Elano, Hakan Balta, Servet, Mehmet Topal, Misimovic gibi oyunculari futbola küstürmek. Keita Rijkaard'a isyanin adiydi ve ipi cekildi. Arda direniyor ve ayrica arkasi saglam. Olan yerlilere ve takima birseyler katmak icin cirpinan Baros ve Kewell'a oluyor. Rijkaard'in gelisiyle birlikte Kewell sinir hastasi oldu. Neill de yakinda günah kecisi olacaktir cünkü bu futbol anlayisiyla hata yapmamasi imkansiz, ki o da bolca yapiyor.



Haklısın.Tamam.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



Biraz paragraf yaparsan yazarken iyi olur. Çünkü okumak zorlaşıyorda ortada temel çelişkiyi kimse görmek istemiyor tek suçlu Rijkaard oluyor. Eğer ortada hata varsa yönetimin hatası en büyük hata. Gel Rijkaard, devrim yap, oyuncular bu. Görülmedi mi o oyuncularla başarılı olunmadığı. Sonra gene takım geçen yıla göre daha kötü gitti. Yani ortada temel çelişkiyi kimse görmüyor. Rijkaard'ın getiriliş amacı neydi ve bu amacı yerine getirmesi için neler yapıldı? Rijkaard'ı getirirken total futbol oynat diye getirirken neden şimdi bu durumu değiştirmesi bekleniyor. Maden oyuncuya dayalı sistem kuracaktın niye Rijkaard'ı getirdin ve devrim dedin. Niye arkasında durmadın. Kadro Rijkaard'ın oyun anlayışına ne kadar uygun vs. vs. Rijkaard gitsin diyorsanız yukarıda da yazdım, bu olayda en büyük hatası olan ki bence hata değildi Rijkaard'ın gelmesi sonrasında yapılanlar hataydı, ilk önce yönetime gitsin demeniz gerekir. Sadece Rijkaard'ı görüp o gitsin demekle Galatasaray düzelmez.
 
Cevap: Adı Rijkaard değil Yılmaz - Abdullah veya Fatih Olsaydı!!



@ Ozan. Elano'ya gelince Luce dedi bana sorsalardı hiç almayınız derdim diye. Hakan sigara içiyor artı bence futbolunun düşmesinde parasının da artmasının rolü var. Hatta bence komplo teorisi ama takımı karıştıran Hakan Şükür. Sürekli maaşlara vurgu yapıyor ve neredeyse yabancı düşmanlığı yapıyorki , zaten takımda oynayan Türk futbolcularla konuştuğunu da gizlemiyor. Servet uçmuş zaten onun takımda tutulması hata idi onca açıklamalarından sonra. Halen bu futbolcu iyi bu futbolcu kötü. Robben kötü mü niye Madrit gönderdi, ya da bir çok futbolcuyu gönderiyorlar büyük takımlar da iyi olanlardan İbra kötü mü idi. Sistemine uymayan kişilere td gitsin diyor ya da oynatmıyor.



A sisteminde iyidir, td gelir B sistemi der, oyuncular düşer, oynayamaz vs. vs. Futbola zaten karizma penceresi içerisinde bakan bir futbolcu bence sırf o mantıkta olduğundan dolayı gitsin Gs'den. Dediğim gibi niye o zaman Rijkaard'ı getirdi yönetim, hiç getirmese idi. Tabi yönetim çok akıllı, şimdi süreç iyice kötüye giderse Rijkaard gönderilecek ve bir şekilde yönetim kendi kendini kurtaracak. Zaten bu mandalite her şey td yüzünden diye diye bugünlere geldi Türk futbolu..



Takım maçlarında benim dikkatimi çeken en çok yabancıların mücadele ettiği, en hırslı Kewell, Baroş ve Neill'in olması. Türk futbolcularında var büyük bir problem. İstemedikleri gitti ne de olsa zamanında fakat Rijkaard olunca işler biraz değişti. Tüm suç hemen Rijkaard'a yüklenmedi vs. vs.



O makina düzeni niye benim izlediğim milli takımda yoktu. Avrupa şampiyonası da dahil. Niye ikinci gelişinde bıraktı. Siz de Terim üzerinden Rijkaard'ı eleştiriyorsunuz ki Terim'in de yaptıkları ortada..
 
Üst Alt