Cevap: Geleneksel Beyin Fırtınası-31 l Evrenin Yaratılışı ve Big Bang
Diğer tartıştığınız konuyla ilgili yazacaklarım var ama bodoslama girmek istemiyorum. Mesele din konusuna girmiş madem, o konuyla "merhaba" diyelim.
Birincisi diğer her şeyde olduğu gibi İslam da ikiye ayrılır, hatta üçe ayrılır;
1- Geçmiş,
2- Günümüz.
İkisi arasındaki ilişkiyi bağlayan ince bir çizgi var ve o kadar ince şeritten geçerken trafik oluşuyor, hatlar karışıyor ve sığ düşünceler çoğalıyor. Konumuzda maalesef bu yönde ilerliyor.
Her neyse, şimdi soralım bakalım; zamana ayak uyduramayan hiçbir oluşum, düşünce şekli, ideoloji ayakta durabilmiş midir?
-Bence hayır.
Şimdi İslam'ın ilk zamanları ile şu zaman arasında "şartlardan", "yaşam stillerinden" dolayı oluşan oldukça büyük farklılıklar var. O zamanlarda "medeniyet olgusunu" benimsemiş dediğimiz halklar ve devletler yok kadar azdı. O zamanın şartlarından "hooop" diye günümüzün *hümanist ve demokratik sistemin benimsenmesi, düşünülmesi çok ama çok zordu. Şu an bile insanlık beklenen seviyeye gelememiş, şimdi neden böyle olsun? İslam'da illa "şeriat" olacak diye bir algı var ama bence daha önceden günah sayılan bir çok şey gibi bu da zamanla dönüşüm geçiren olgulardan bir tanesine dönüştü. En azından "faiz haramdır" düşüncesinin "artık şartlar faizsiz kazanca el vermiyor, yapacak bir şey" olayına döndü. Hatta bazı büyük İslamistler "Faiz artık haram değildir" fetvasını bile verdi. Bu da İslam'da bazı algı ve düşünce şekillerini kırdı. Ben olayın doğru ya da yanlışında değilim ama İslam'ın şartlara ayak uydurduğunu/uydurulması gerektiği düşünüyorum.
Şimdi şeriat dediğimiz kavram da sadece "hukuk" terimi ile sınırlandırılamaz. İslam felsefesiyle yoğrulmuş eski bir ideolojidir, hatta şu zamanda bile bazı radikal İslami kesimler tarafından arzulanmaktadır. Şimdi çıkıp Tanrı ideolog mudur kardeşim diyen biri olursa, buradan kafasını gözünü dağıtırım onu söyleyeyim.
Şu anda Şeriatı gerçek manada kullanıldığı bilinen hiçbir ülkede; bu sistem, bu ideoloji iyi işlememiştir. Özellikle İran ile bu düşünce sisteminin sınıfta kaldığı aşikardır. Mesela İran'da ateist sayısı, içki içen sayısı vs. Türkiye'den kat be kat fazladır. Eskiden oluşturulmuş İslam ideolojisi bu zamanki insanlar için, baskıcı bir rejim olarak görünmektedir, kimsenin kolay kolay bu rejimi benimseyeceğini de düşünmüyorum. Bu yüzden bu düşünce şeklinin günümüz ideolojilerine ayak uyduran ve daha sağlam felsefi temellerle donatılan bir sisteme dönüşmesi gerekmektedir.