Hangi kanıya nerden varıyorum, sorunu tam olarak anlayamadım. Söylediğim şey aslında basitti. Galatasaray'ın yıllardır oynadığı ana oyun anlayışı bellidir, taraftarın beklentisi de bu yöndedir. Hücum futbolu Galatasaray'ın bir kimliği haline gelmiştir. Ancak ülkede kulüplerimiz malesef transferi yaparken bu oyuncu ya da bu teknik direktör bizim bu futbol kültürümüze uygun mudur, oyun anlayışı nedir, artıları eksileri nelerdir vs gibi CV üzerinden değerlendirmeler yapıp mantıklı tercihler yapmıyor. Oysa belli bir felsefe üzerinden uyumlu harket edilmesi gerekir. Oysa bizler hep heterojen yani birbirine karışması mümkün olmayan bir nevi uyumlu olmayan demek istiyorum karışımlar gibi kadro kurup başına da alakasız bir teknik direktör getiriyoruz. Oysa her oyuncu ve teknik direktörün bir oyun anlayışı vardır bunlara çok dikkat etmiyoruz. Şuan elimizde işi olmayan kayda değer birkaç teknik direktör var diye onların peşinden gidiyoruz. Eminim Mancini'n oyun anlayışı futbol taktiği ve elimzdeki kadro uyumu açısından derinlemesine bir analiz yapılarak Mancini'ye teklif yapılmıyor. Kuvvetle muhtemel tercih edilmesinin sebebi kariyerli ve işsiz olması belki de Bülent Tulun futbol anlayışı ya da menajerlerin tavsiyleridir. Demek istediğim ise yukarda izah ettiğim şekilde bir transfer politikamız olmalı.