Ünal Aysal: "Galatasaray’ın Avrupa Süper Ligi’ne katılmak için girişimde bulunması gerek" - Sayfa 9 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Ünal Aysal: "Galatasaray’ın Avrupa Süper Ligi’ne katılmak için girişimde bulunması gerek"


Riva hususunda hiçbir yetki verilmedi şeyi yanlış başka bi izahati vardı onun ->

Tartışma konusu olan konulara değinen başkan Aysal, Riva'daki arazi ve Galatasaray'ın varlık satışları konusunda bilgi vererek, şu ifadeleri kullandı:

"Galatasaray'ın en büyük değerlerinden biri Riva. Göreve geldikten hemen sonra bana her türlü yetki verildi. Satmak, kiralama, inşaat yapmak ve projelendirmek konusunda elim serbestti. Bu çok sıkıntılı günlerimizde dahi Riva'ya dokunmadım. Galatasaray'ın bütün değerlerini, bugüne kadar üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan, hiçbirini harcamadan bugüne getirdim. Benden sonraki başkana da bu şekilde teslim edeceğim. Ama projelendirdim. Benim görevim bir proje yapmaktı. Borçlarımız var. Borçlar bana miras olarak geldi. Borçların aşağı yukarı miktarı her şeye rağmen aynı. Bu borçlardan da kurtulmak görevimiz. Bununla ilgili projelendirme yaptım. Gayrimenkullerimizin bir çatı altında toplanıp, bunun gayrimenkul yatırım ortaklığı veya yatırım fonu formülü üzerinde değerlendirilmesi, böylece 100 liralık arazimizin, projelendirildikten sonra 200 liraya çıkarılması, 100'lük rakamın başka bir haslete çıkarılması ama artı değerin de borçların ödenmesi ve böylece borç yükümüzün hafifletilmesi yönünde çalışmalarımız oldu. 2014'te 13 Nisan'da gerçekleştirilen genel kurula bu şekilde izah ettim."

F. Süren ->

Ünal Aysal, Riva meselesi yüzünden mi gitti?
Hayır, dedikodular var ama... Yetkisi zaten vardı. Benim anlamadığım bir şey var; onu getirdi Divan’a. Bizim şirketin imtiyazlı hisseleri olur. Bu hisseler kulübe ait ve satılamaz, devredilemez, teminat olarak gösterilemez. Bu Divan’da bu imtiyazdan vazgeçme gibi bir teklif oldu. Divan itiraz etti. Bu sebepten mi acaba? Anlayamadım.

10 9 14teki divan kurulunda da rivayla ilgili şu var

Helvacı

Nihayet üçüncüsü, son tercüme. Başkan dedi ki, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı kuracağız. Ne demek, biliyor musunuz? Galatasaray’ın sahip olduğu bütün gayrimenkul, mal varlığını bir anonim şirketin içine koymak ve kanunun mecbur kılması neticesinde, halka açık hâle getirmektir. Çünkü Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın halka açık olmaması mümkün değildir. Kanun gereği, zorunlu olarak halka açılır, % 50’ye kadar. Kontrolü de kaybedersiniz. Yani bu şu demektir. Galatasaraylılar, artık yavaş yavaş kendinizi bu sarı kırmızı, Galatasaray, Galatasaray Adası gibi hayallerden uzaklaştırın, gerçeği görün. Yakın bir zamanda bunların hiçbirisi sizin olmayacaktır demektir.

Helvacıya cvp METE İkizden

Teker teker gidiyorum. Sayın Mehmet Helvacı, tabii ki Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, daha projeyi anlatmadığımız için detayı bilmeniz mümkün değil. Günün sonunda, gayrimenkullerin satılması söz konusu değil. Gayrimenkullerin bir Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı şirketine devri söz konusu ve buradan halka arzla, % 49’a kadar, % 51’i her zaman Galatasaray Spor Kulübü uhdesinde kalmak üzere, detaylı olarak anlatacağımız şekilde bir şey söz konusu. Ama bilmeden yorum yapmanız da hakikaten zor. Tabii ki Divan olarak bunları tartışacağız, konuşacağız. Aranızda belki belli bir görüş oluşturup bunu Galatasaray yönetimine bildireceksiniz. Ama Galatasaray’ın en üst organı olan Genel Kurulda zaten bunlar detaylarıyla tekrar konuşulacak ve Galatasaray Genel Kurulu bunu takdir edecek. İsterse o yetkiyi Galatasaray yönetimine verir, istemezse vermez. Bundan doğalı yok. Her türlü detay anlatılacak. Eğer Galatasaray Genel Kurulu bunu beğenirse bu yetkiyi verir, beğenmezse vermez

sonra haftaya tekrar toplanalım deniyor

17 9 14

Helv:

Gelelim son ve en önemli hadiseye, Gayrimenkul Yatırım A.Ş.’ye. Şimdi, süslü kelimelere hiç gerek yok. Tabii ki isterseniz satmıyorum diyebilirsiniz. Sadece burada soru ve bakılması gereken şudur. Bugün ilgili gayrimenkullerin maliki, sahibi kimdir? Kimin elindedir? Cevap, Galatasaray Spor kulübü Derneği’nindir. İlgili A.Ş. kurulduktan sonra bunların maliki, sahibi kimdir ya da hâlâ Galatasaray Spor Kulübü Derneği midir sorusunun cevabı, hayır, değildir. 28 Artık bu mal sermaye olarak ilgili anonim şirkete konmuştur. Galatasaray Spor Kulübü’nün mal varlığından çıkmıştır. Bir çelişkiye dikkat çekmek istiyorum. Bu bir çelişki, uyarı niteliğinde söylüyorum. Bunu hep duyduğumuz için söylemek zorundayım, çünkü beyan o yönde Deniyor ki, biz her şeyi doğru yaptık, ama ilgili otorite müsaade etmedi. Sebebi tartışmayalım. Dikkat, bahsettiğimiz Gayrimenkul A.Ş., ilgili tebliğ gereği, yani yasa gereği, halka açık olmak zorundadır. Dolayısıyla, endişe duyduğunuz, tereddüt geçirdiğiniz, rahatsızlık duyduğunuz otoriteyi gayrimenkullerinizin içine de davet etmektesinizdir, bunu yaptığınızda. Bunlar çelişkilerdir ve düzeltilmesi gerekir. Gayrimenkul A.Ş. bu mal varlığına sahip olduğunda ne olacaktır? Hisse senedi çıkaracaktır. Yasa gereği, bunun bir miktarını satmak zorundadır zaten. Ve bu şirket de artık halka açık olacaktır. Aslında bakın, belki bazı şeyleri, başka şeyleri de söylemek lazım. Teknik gelebilir, sizi sıkabilir, ama bunları da söyleyeyim. Beni bu kadar dinlediniz, buna da katlanın artık. Bahsettiğimiz gayrimenkullerin bu şirkete konulabilmesi için bunların üzerinde herhangi bir sınırlama olmaması gerekir. Takyidat olmaması gerekir. Bizim bütün gayrimenkullerimizde sınırlamalar, takyidatlar vardır, ipotekler vardır. Peki, hangi gayrimenkullerin üzerinde sınırlama yoktur da bunlar sermaye olarak konacaktır? Ha, bir çözüm var onları sermaye olarak koymak için. Önce buna ortak olacak kişileri bulursunuz, onlar bu gayrimenkullerin üzerindeki takyidatları kaldırırlar. Dolayısıyla, size önceden ortak olurlar. Yani satmayacağım dediğiniz mal varlığının bir kısmını daha başta kaybedersiniz. Ancak öyle sermaye olarak koyabilirsiniz. Bir sınırlama var. 60 milyona kadar % 10 nakit sermaye koyma zorunluluğu var. 60 milyonun üzerinde ise 6 milyon nakit sermaye koyma zorunluluğu var. Bahsettiğimiz sıkıntılar içerisinde bu paraları nasıl temin edeceğiz? Kimden gelecek? Bunlar hep soru işaretledir. Bilinmesi gerekir.


Başkan:


Helvacı gayet güzel, tabii teknik, onun yüksek hukuk dehasına hiçbir zaman erişemeyeceğimiz şekilde açıklamalar yaptı. Teşekkür ediyorum. Ama burada bir ufak soru vardı, o sorunun cevabını vereyim, müsaade ederseniz. Takyidatlı gayrimenkulleri nasıl GYO içine koyacaksınız 33 dedi. Bir kısmını satarsın, parasını alırsın vs. falan. Burada birtakım başka yöntemler de var. Bu yöntemlerden bir tanesi, hangi bankaya borcunuz varsa o banka ile oturursunuz, elinizdeki gayrimenkul garantisini menkul garantisine döndürmek üzere anlaşırsınız. Yani o gayrimenkulü ipotek olarak vereceğinize, o ipoteğin karşılığı kuracağınız GYO’nun hisse senetlerini rehin olarak alır, bunu temlik edersiniz. Sorunu orada da çözme imkânınız var. Bu çözümlerden bir tanesi. Ama biliyorsunuz, ekonomide, maliyede bir sürü başka çözümler de var. Bunlar müzakere ile çözülecek şeyler.
Burda da bitior konuşması

Yani Riva ile ilgili spesifik bir rahatsızlık değil sadece bi kaç soru sorulmuş ztn tutanaklara şöyle üstün körü baktım ana konulardan sadece biri ama öyle yapamazsın değil helvacı gibi teknik sualler formatında. ondan önce ne demiş o da burda eğer okuyosanız tabi bunları

Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Aysal Değerli Arkadaşlarım, Öncelikle konuşan dostlarıma teşekkür ediyorum. Burada Divan Kurulu adına çıktılar, zamanlarını harcadılar. Ve gerçekten de, bazı düşüncelerimi toparlamamda da bana yardımcı oldular. Sağ olsunlar, var olsunlar. Detaylı olarak bazı cevaplar vereceğim. Fazla vaktinizi almak istemiyorum. Ancak geniş bir özeti şurada almam gerekirse, peşinen söyleyeyim; dostlarım, genelinde ne Basketbol A.Ş.’nin kurulmasına, ne GYO’nun 30 kurulmasına ve ne de bu konularda konuşulmasına pek müspet yaklaşmıyorlar. Algılamamız bu. Herhâlde doğru algıladık. Teşekkür ediyorum. Şimdi buna dönük olarak biz böyle bir Genel Kurulu çağırır mıyız, çağırmaz mıyız? Bir kere daha şapkamızı öne koyarız yarınki Yönetim Kurulumuzda, ya görüş değiştiririz, ya Genel Kurulu davet ederiz. Ama sizleri de yormak isteyeceğimizi zannetmiyorum. Şimdi burada bazı arkadaşların ufak notları var, onlara cevap vereyim. Ufak tefek yanlışlıklar büyük yanlışlıklara sebep olur. Değerli Hayri kardeşim, Türk lirası üzerine baskı yaptı. 40 aydır burada Hayri Türk lirası konuşur, 40 aydır ben de burada dolar konuşurum. Sebebi nedir? Orada bir iddialaştık, gidiyor. Şimdi bakın, o Türk lirası konuşur, çünkü Hayri muhasebe rakamlarına çok bağlıdır. Kâğıtlara bakar, kâğıt üzerindeki yazan önemlidir onun için. Benim için netice önemlidir. Ben yöneticiyim, neticede cebimden ne çıkacak, ne ödeyeceğim. Bakın, kur 1.59’muş 2011 senesinde. Bugün 2.20, yani % 40 enflasyon oranı var. Hani % 1, % 2 diyor. Bu rakamı Cumhurbaşkanımız duysa çok mutlu olacak. Böyle değil. % 40 değer kaybetmiş paramız. Onun için de, neticede borçlarımızın büyük bir kısmı da dövize dönük olduğu için, ben hesaplarımı hep döviz olarak getirdim. Çünkü neticede o parayı ödeyecek adam benim burada, yani Yönetim Kurulu. Onun için, mazur görsünler, bundan sonraki 40 ay da, vaktim varsa, ben aynı şekilde yine dolarda devam edeceğim. O da Türk lirasında devam edecek. Böylece geçinip gideceğiz. Bu arada, bu kadar masraf yaptık, bunun karşılığı ne, deniliyor. Arkadaşlar, masrafın karşılığı yukarıdan aşağı bir başarı listesi. Burası bir spor kulübü. Geldiğimiz vakit, başarı diye getirdiniz bizi. Biz de bunu yapmaya çalıştık. Ha, hatalarımız oldu mu? Oldu. Ama neticede, başarıyı da yakaladık. Bir anlamda bence, o kadar da perişan durumda değiliz. Geldiğimiz günkü borçlarımız ne ise bugünkü borçlarımız da o. Kârımız nedir? 3 sene edinilen başarılar, kupalar ve isim hakkımız, marka değerimiz. Bu kârımız. Ama rakam olarak bakarsanız, dolarımız aynı dolar, zararımız, geldiğimiz yer, borcumuz aynı. Yani ben başladığım yerdeyim bugün, rakam olarak. Kimse bana kulübü batırdı filan diyemez. Bunun her zaman cevabını rahat rahat veririm. Açık konuşuyorum. Bu arada, transfer ücretleri sokağa atılmış ücretler değil. Tamam, borçlarımız filan aynı ama transfer ücretleri aktifimizde duran bir rakam. Az evvel arz ettim, bu rakam her an paraya dönüşebilir. O zaman da bir indirim sağlarız, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Sportif A.Ş.’nin projesi içinde bu bir şekilde yerini bulacak. Burada bir şeye karar vermemiz lazım. Divan olarak Genel Kurula tavsiyenize özellikle ihtiyaç olacaktır. Duraklayalım mı, küçülelim mi, büyüyelim mi? Bu çok önemli bir karar. Siz bu kararı verdikten sonra, Yönetim Kurulu gereğini yapar. Tamam, başarı istemiyoruz, biz üçüncülüğe, dördüncülüğe oynayalım, Gençlerbirliği gibi oynayalım, Ankaragücü gibi oynayalım derseniz gereğini yaparız. Veya işi şansa bırakalım, 2006’da olduğu gibi, düşük bir bütçe ile şampiyon olalım. Bu da mümkün. İmkânsız değil. Bu da imkân dahilinde, ama şans. Biz şansa bırakmak istemedik. Bütün derdimiz bu. Futbol kadro maliyetlerine baktığımız vakit, çok yükseldi filan ama aslında bir şeyin de hakkını verelim. 2013-14 maliyetlerimiz 69 milyondayken, 2014-15 maliyetlerinde -yani sadece personel maliyetlerinde değil- futbolda da 66 milyon 553 bin euroya düşmüşüz. Yani orada 31 da karınca kararınca % 5’lik bir indirim sağlamışız. Demek ki çizgisi koyarsak, aşağıya doğru gidiyoruz. Bunda da kararlıyız. Basketbol şirketi kurmanın faydaları, bunları artık konuşmayalım. Görüşünüzü tam olarak aldık. Futbol forma sponsorluğu konusunda, Hayri biraz geç kaldı, çünkü bu tavsiyeyi yaptığı anda, zaten bu anlaşma yapılmıştı, o gün öğleden sonra ben onun müzakeresini bitirmek üzere gidiyordum. Keşke bir gün evvel bana haber verseydi, memnuniyetle yapardım. Şu kadarını da söyleyeyim, hatırımdan da geçti. Sıkıntılı olduğumuz dönemde arkadaşlarıma da bunu önerdim, kendileri buradalar. Ama sonra düşündük, kendisi şirketinin reklamını yapmak için buraya isim yazdırıyor endişesi dolayısıyla da vazgeçtik. Yani aynı şey, bu benim başıma gelecekti. Şu anda başka bir arkadaşımın konuşması dolayısıyla da bunu ben yaşadım. Şu anda da siz de yaşadınız. “Kendi reklamını yaptı, yeteri kadar bu ona ödüldür.” dedi arkadaşım. Şimdi ben Galatasaray’ı yönetirken eğer dikkati çekiyorsam kendi reklamım için çekmiyorum. Galatasaray’ı temsil ediyorum. Ben Galatasaray başkanlığından ayrıldığım gün, ben sadece Ünal Aysal’ım. Reklamımın filan hiçbir değeri yok. Ticari getirisi de yok. Bundan sonra evlenecek hâlim de yok. Yani bana bunun hiçbir getirisi yok. Onun için, lütfen kimse kendi reklamını yapıyor, ediyor diye, böyle bir yaklaşım içinde bulunmasın, kalbim kırılır. Hayri kardeşim, bütün bunlar reddolursa Başkan ne yapar, diyor. Ya arkadaşlar, ben Genel Kurulda, 2016’ya kadar burada kalmak istiyorum, ama ondan sonra kalmak istemiyorum, çünkü artık yaşlandım, dedim. Ama illa 2016’ya kadar da kalırım demedim. Şimdi buradan hareket edersek, Hayri’nin tuzağına düşmüş olmak istemiyorum. Ama size net olarak söyleyeyim, ne yapacağımın kararını yarınki Yönetim Kurulunda arkadaşlarımla konuştuktan sonra, bugünkü gündemi değerlendirdikten sonra, müsaadenizle o zaman arz edeceğim. Burada bir noktayı açıklamak istiyorum. Az evvel sponsorluk konusunda atladım. Yani para versin, sponsor olsun, şuraya koysun... Arkadaşlar, birbirimizi kandırmayalım. Kimse Galatasaray’da 5 kuruş para vermez. Ben geldiğimden beri, bir Allah’ın kulu getirip bir dolarlık bir rakamı önümüze atmadı, bundan sonra da atmayacak. Burada hamasi konuşmalarla sorunları çözemezsiniz. Gerçekçi olalım. Bana geldiği vakit, ben buraya kurumsal yapı için geldiğimi söyledim. Ben buraya para vermeye başladığım vakit, o zaman zaten bu yapıya aykırı hareket etmiş olurum, ki maalesef ettim. Sıkıştığımız dönemlerde, teminatlar verdim, paralar verdim. Ama Galatasaray’ın kimseye borcu kalmaz, bugüne kadar da kalmamıştır. Hiçbir Başkanın. Ama bunu ufak bir sözle bitireyim. Hayriciğim, bir hayvanın hem etini, hem sütünü alamazsın. Ya burada görev alacak, görevle beni çalıştıracaksın, ben sana bütün imkânlarımı kullandıracağım veyahut da bedelini ödeyeceğim. Bunlardan bir tanesini vermek lazım. Ahmet Özdoğan kardeşim, buradaki ifadelerinde diyor ki, Sportif A.Ş.’de bizim söz hakkımız yok, diyor. Evet, Sportif A.Ş.’de söz hakkı almak çok kolay. 25 liraya bir hisse alırsınız, bir lot. Sportif A.Ş.’de bomba gibi sözünüz olur. Burada konuşmanızdan daha fazla konuşma hakkınız olur. Onun için, orada fazla üzülmeyin. Bu hakkınızı hatırlatmak isterim. Bu arada, 875 milyon liralık da hisse senedi varlık kaybından bahsedildi. Arkadaşlar, 875 milyon hisse senedi varlık kaybı. Ya el insaf! Bu hisse senetlerini biz sattık da para mı 32 kaybettik? Hisse senetlerimiz duruyor. Piyasa değerleri genelde düştü. 3 Temmuzdan sonra sadece bizimki düşmedi ki. Ne kadar kulüp varsa hepsininki düştü. Ha, biz bu arada biraz erken davrandık ve hisse senetleri düşmeden bir miktarını sattık. Bunu başarı hanesine değil, başarısız hanesine yazmanız doğrusu beni üzdü. Galatasaray basketbolda A.Ş. kurarsak acaba amatör mü oynar? Hayır, hedef o değil. Az evvel dedim ki, gelirlerimizi artırırsak dış ortaklıkla, hedefimiz yukarısı olur, aşağısı değil. Burada da profesyonel oynarız, hem de daha iyisini oynarız. Getirdiğimiz hiçbir öneri geriye dönük değildir. Değerli Arkadaşlarım, Benim geri vitesim hayatta olmadı, bundan sonra da olmaz. Ben sadece ileriye hamle yaparım, geriye hamle yapmam. Onun için, alacağım kararlar da ileriye dönük hamleleri içerecektir. Bu beğenilmeyebilir, ama sevabıyla, günahıyla benim karakterim bu. Belki de beni bunun için seçtiniz. Murat Ece kardeşim, teşekkür ederim, olaya biraz daha müspet yaklaştı ve bayağı da tepki aldı üzgünüm onun için. Ama burada bir şey söylemek istiyorum. Arkadaşım belirtti, Divan Başkanı, “290 milyon TL girdi sermaye artışından, hisse senedi satışından. Bu para ne oldu?” dedi. Değerli Arkadaşlarım, Lütfen biraz hafızanızı zorlayın, fazla uzağa gitmeyin. Daha bir saat evvelki konuşmada, görevi devraldığımız vakit, önümüzdeki 5 senenin, 3 senenin, bazı konularda da bir senenin gelirlerinin zaten elimizde olmadığını, yalnız borcumuz değil, ama tahsilatlarımızın da olmadığını açıkça izah ettim. Bunu tekrar hatırlatmak zorunda kaldım, kusura bakmayın. Ne yaptık? Bizim senede 190 milyon dolarlık bir genel bütçemiz varsa oraya gidiyor. Personelimiz var, oyuncularımız var, 13 tane amatör şubemiz var, tesislerimiz var. Bunların parası nereden çıkıyor? 295 milyon lirayla mı ödendi bunlar? Hayır, çok daha büyük paralar kazanıldı ve onlarla ödendi. Size şöyle bir örnek vereyim. Bakın, bizim başarısızlıklarımızın arasında gelirlerimizi artırmak var. Bu hep konuşuldu burada; ya bu adamların dünya kadar cebine para girdi, bunu çarçur ettiler, dendi. Geliri artırmak bir başarıdır, başarısızlık değildir. Gider zaten başarıyı yakalamak için yaptığınız bir harcama. Bunun karşılığında kazanıyorsanız, ki biz kazandık, rakamlar burada. O zaman ben başarılı sayılmalıyım. Burada üzerine tükürülecek bir durum yok. Bakın, gelirlerimiz 2010 senesinde 139 milyondan 2014’de 212 milyon TL’ye çıkmış. 2010-13 arası gelirlerimiz 3.5 kat artarken giderlerimiz 1.7 kat artmış. Yani gelirlerimiz giderlerimize oranla daha fazla artmış. Bu kadar net. Eğer siz gelişme istiyorsanız geliri artıracaksınız. Gazlayacaksınız ve korkmayacaksınız. Ne biz -kalırsak biz-, ne de bizden sonra gelecek arkadaşlarıma benim tavsiyem, katiyetle geriye bakmamaları olacaktır. Ya cesursunuz, güçlü gideceksiniz veyahut da cesaretiniz yoksa spor sektöründe çalışmayacaksınız. Sporun tek hedefi vardır, başarı.


burdan neler denmiş hepsi yazıor

Ertesi gün

"Galatasaray yönetimleri her zaman Galatasaray camiasının güven ve desteği ile ayakta durmuştur. 17 Eylül 2014 tarihinde gerçekleşen Olağanüstü Divan Kurulu camiamızın Yönetim Kurulumuza güveni konusunda bazı hoşnutsuzluk ve endişeler olduğunu göstermiştir. Galatasaray çok önemli bir mücadele içindedir. Bu mücadelenin layıkıyla yürütülebilmesi için arkasında tüm camianın güveni olduğu konusunda en ufak bir şüphe bulunmayan bir yönetime ihtiyaç vardır.

şahsi kanaatim her divanda olan eleştiriler ama başkan heralde uğraşmak istemedi
neyse bunu da böyle arz edeyim isteyen okuyup kendi kanaatini oluşturmak suretiynen bize de ifade edebilir
 
Riva hususunda hiçbir yetki verilmedi şeyi yanlış başka bi izahati vardı onun ->

Tartışma konusu olan konulara değinen başkan Aysal, Riva'daki arazi ve Galatasaray'ın varlık satışları konusunda bilgi vererek, şu ifadeleri kullandı:

"Galatasaray'ın en büyük değerlerinden biri Riva. Göreve geldikten hemen sonra bana her türlü yetki verildi. Satmak, kiralama, inşaat yapmak ve projelendirmek konusunda elim serbestti. Bu çok sıkıntılı günlerimizde dahi Riva'ya dokunmadım. Galatasaray'ın bütün değerlerini, bugüne kadar üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan, hiçbirini harcamadan bugüne getirdim. Benden sonraki başkana da bu şekilde teslim edeceğim. Ama projelendirdim. Benim görevim bir proje yapmaktı. Borçlarımız var. Borçlar bana miras olarak geldi. Borçların aşağı yukarı miktarı her şeye rağmen aynı. Bu borçlardan da kurtulmak görevimiz. Bununla ilgili projelendirme yaptım. Gayrimenkullerimizin bir çatı altında toplanıp, bunun gayrimenkul yatırım ortaklığı veya yatırım fonu formülü üzerinde değerlendirilmesi, böylece 100 liralık arazimizin, projelendirildikten sonra 200 liraya çıkarılması, 100'lük rakamın başka bir haslete çıkarılması ama artı değerin de borçların ödenmesi ve böylece borç yükümüzün hafifletilmesi yönünde çalışmalarımız oldu. 2014'te 13 Nisan'da gerçekleştirilen genel kurula bu şekilde izah ettim."

F. Süren ->

Ünal Aysal, Riva meselesi yüzünden mi gitti?
Hayır, dedikodular var ama... Yetkisi zaten vardı. Benim anlamadığım bir şey var; onu getirdi Divan’a. Bizim şirketin imtiyazlı hisseleri olur. Bu hisseler kulübe ait ve satılamaz, devredilemez, teminat olarak gösterilemez. Bu Divan’da bu imtiyazdan vazgeçme gibi bir teklif oldu. Divan itiraz etti. Bu sebepten mi acaba? Anlayamadım.

10 9 14teki divan kurulunda da rivayla ilgili şu var

Helvacı

Nihayet üçüncüsü, son tercüme. Başkan dedi ki, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı kuracağız. Ne demek, biliyor musunuz? Galatasaray’ın sahip olduğu bütün gayrimenkul, mal varlığını bir anonim şirketin içine koymak ve kanunun mecbur kılması neticesinde, halka açık hâle getirmektir. Çünkü Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın halka açık olmaması mümkün değildir. Kanun gereği, zorunlu olarak halka açılır, % 50’ye kadar. Kontrolü de kaybedersiniz. Yani bu şu demektir. Galatasaraylılar, artık yavaş yavaş kendinizi bu sarı kırmızı, Galatasaray, Galatasaray Adası gibi hayallerden uzaklaştırın, gerçeği görün. Yakın bir zamanda bunların hiçbirisi sizin olmayacaktır demektir.

Helvacıya cvp METE İkizden

Teker teker gidiyorum. Sayın Mehmet Helvacı, tabii ki Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, daha projeyi anlatmadığımız için detayı bilmeniz mümkün değil. Günün sonunda, gayrimenkullerin satılması söz konusu değil. Gayrimenkullerin bir Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı şirketine devri söz konusu ve buradan halka arzla, % 49’a kadar, % 51’i her zaman Galatasaray Spor Kulübü uhdesinde kalmak üzere, detaylı olarak anlatacağımız şekilde bir şey söz konusu. Ama bilmeden yorum yapmanız da hakikaten zor. Tabii ki Divan olarak bunları tartışacağız, konuşacağız. Aranızda belki belli bir görüş oluşturup bunu Galatasaray yönetimine bildireceksiniz. Ama Galatasaray’ın en üst organı olan Genel Kurulda zaten bunlar detaylarıyla tekrar konuşulacak ve Galatasaray Genel Kurulu bunu takdir edecek. İsterse o yetkiyi Galatasaray yönetimine verir, istemezse vermez. Bundan doğalı yok. Her türlü detay anlatılacak. Eğer Galatasaray Genel Kurulu bunu beğenirse bu yetkiyi verir, beğenmezse vermez

sonra haftaya tekrar toplanalım deniyor

17 9 14

Helv:

Gelelim son ve en önemli hadiseye, Gayrimenkul Yatırım A.Ş.’ye. Şimdi, süslü kelimelere hiç gerek yok. Tabii ki isterseniz satmıyorum diyebilirsiniz. Sadece burada soru ve bakılması gereken şudur. Bugün ilgili gayrimenkullerin maliki, sahibi kimdir? Kimin elindedir? Cevap, Galatasaray Spor kulübü Derneği’nindir. İlgili A.Ş. kurulduktan sonra bunların maliki, sahibi kimdir ya da hâlâ Galatasaray Spor Kulübü Derneği midir sorusunun cevabı, hayır, değildir. 28 Artık bu mal sermaye olarak ilgili anonim şirkete konmuştur. Galatasaray Spor Kulübü’nün mal varlığından çıkmıştır. Bir çelişkiye dikkat çekmek istiyorum. Bu bir çelişki, uyarı niteliğinde söylüyorum. Bunu hep duyduğumuz için söylemek zorundayım, çünkü beyan o yönde Deniyor ki, biz her şeyi doğru yaptık, ama ilgili otorite müsaade etmedi. Sebebi tartışmayalım. Dikkat, bahsettiğimiz Gayrimenkul A.Ş., ilgili tebliğ gereği, yani yasa gereği, halka açık olmak zorundadır. Dolayısıyla, endişe duyduğunuz, tereddüt geçirdiğiniz, rahatsızlık duyduğunuz otoriteyi gayrimenkullerinizin içine de davet etmektesinizdir, bunu yaptığınızda. Bunlar çelişkilerdir ve düzeltilmesi gerekir. Gayrimenkul A.Ş. bu mal varlığına sahip olduğunda ne olacaktır? Hisse senedi çıkaracaktır. Yasa gereği, bunun bir miktarını satmak zorundadır zaten. Ve bu şirket de artık halka açık olacaktır. Aslında bakın, belki bazı şeyleri, başka şeyleri de söylemek lazım. Teknik gelebilir, sizi sıkabilir, ama bunları da söyleyeyim. Beni bu kadar dinlediniz, buna da katlanın artık. Bahsettiğimiz gayrimenkullerin bu şirkete konulabilmesi için bunların üzerinde herhangi bir sınırlama olmaması gerekir. Takyidat olmaması gerekir. Bizim bütün gayrimenkullerimizde sınırlamalar, takyidatlar vardır, ipotekler vardır. Peki, hangi gayrimenkullerin üzerinde sınırlama yoktur da bunlar sermaye olarak konacaktır? Ha, bir çözüm var onları sermaye olarak koymak için. Önce buna ortak olacak kişileri bulursunuz, onlar bu gayrimenkullerin üzerindeki takyidatları kaldırırlar. Dolayısıyla, size önceden ortak olurlar. Yani satmayacağım dediğiniz mal varlığının bir kısmını daha başta kaybedersiniz. Ancak öyle sermaye olarak koyabilirsiniz. Bir sınırlama var. 60 milyona kadar % 10 nakit sermaye koyma zorunluluğu var. 60 milyonun üzerinde ise 6 milyon nakit sermaye koyma zorunluluğu var. Bahsettiğimiz sıkıntılar içerisinde bu paraları nasıl temin edeceğiz? Kimden gelecek? Bunlar hep soru işaretledir. Bilinmesi gerekir.


Başkan:


Helvacı gayet güzel, tabii teknik, onun yüksek hukuk dehasına hiçbir zaman erişemeyeceğimiz şekilde açıklamalar yaptı. Teşekkür ediyorum. Ama burada bir ufak soru vardı, o sorunun cevabını vereyim, müsaade ederseniz. Takyidatlı gayrimenkulleri nasıl GYO içine koyacaksınız 33 dedi. Bir kısmını satarsın, parasını alırsın vs. falan. Burada birtakım başka yöntemler de var. Bu yöntemlerden bir tanesi, hangi bankaya borcunuz varsa o banka ile oturursunuz, elinizdeki gayrimenkul garantisini menkul garantisine döndürmek üzere anlaşırsınız. Yani o gayrimenkulü ipotek olarak vereceğinize, o ipoteğin karşılığı kuracağınız GYO’nun hisse senetlerini rehin olarak alır, bunu temlik edersiniz. Sorunu orada da çözme imkânınız var. Bu çözümlerden bir tanesi. Ama biliyorsunuz, ekonomide, maliyede bir sürü başka çözümler de var. Bunlar müzakere ile çözülecek şeyler.
Burda da bitior konuşması

Yani Riva ile ilgili spesifik bir rahatsızlık değil sadece bi kaç soru sorulmuş ztn tutanaklara şöyle üstün körü baktım ana konulardan sadece biri ama öyle yapamazsın değil helvacı gibi teknik sualler formatında. ondan önce ne demiş o da burda eğer okuyosanız tabi bunları

Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Aysal Değerli Arkadaşlarım, Öncelikle konuşan dostlarıma teşekkür ediyorum. Burada Divan Kurulu adına çıktılar, zamanlarını harcadılar. Ve gerçekten de, bazı düşüncelerimi toparlamamda da bana yardımcı oldular. Sağ olsunlar, var olsunlar. Detaylı olarak bazı cevaplar vereceğim. Fazla vaktinizi almak istemiyorum. Ancak geniş bir özeti şurada almam gerekirse, peşinen söyleyeyim; dostlarım, genelinde ne Basketbol A.Ş.’nin kurulmasına, ne GYO’nun 30 kurulmasına ve ne de bu konularda konuşulmasına pek müspet yaklaşmıyorlar. Algılamamız bu. Herhâlde doğru algıladık. Teşekkür ediyorum. Şimdi buna dönük olarak biz böyle bir Genel Kurulu çağırır mıyız, çağırmaz mıyız? Bir kere daha şapkamızı öne koyarız yarınki Yönetim Kurulumuzda, ya görüş değiştiririz, ya Genel Kurulu davet ederiz. Ama sizleri de yormak isteyeceğimizi zannetmiyorum. Şimdi burada bazı arkadaşların ufak notları var, onlara cevap vereyim. Ufak tefek yanlışlıklar büyük yanlışlıklara sebep olur. Değerli Hayri kardeşim, Türk lirası üzerine baskı yaptı. 40 aydır burada Hayri Türk lirası konuşur, 40 aydır ben de burada dolar konuşurum. Sebebi nedir? Orada bir iddialaştık, gidiyor. Şimdi bakın, o Türk lirası konuşur, çünkü Hayri muhasebe rakamlarına çok bağlıdır. Kâğıtlara bakar, kâğıt üzerindeki yazan önemlidir onun için. Benim için netice önemlidir. Ben yöneticiyim, neticede cebimden ne çıkacak, ne ödeyeceğim. Bakın, kur 1.59’muş 2011 senesinde. Bugün 2.20, yani % 40 enflasyon oranı var. Hani % 1, % 2 diyor. Bu rakamı Cumhurbaşkanımız duysa çok mutlu olacak. Böyle değil. % 40 değer kaybetmiş paramız. Onun için de, neticede borçlarımızın büyük bir kısmı da dövize dönük olduğu için, ben hesaplarımı hep döviz olarak getirdim. Çünkü neticede o parayı ödeyecek adam benim burada, yani Yönetim Kurulu. Onun için, mazur görsünler, bundan sonraki 40 ay da, vaktim varsa, ben aynı şekilde yine dolarda devam edeceğim. O da Türk lirasında devam edecek. Böylece geçinip gideceğiz. Bu arada, bu kadar masraf yaptık, bunun karşılığı ne, deniliyor. Arkadaşlar, masrafın karşılığı yukarıdan aşağı bir başarı listesi. Burası bir spor kulübü. Geldiğimiz vakit, başarı diye getirdiniz bizi. Biz de bunu yapmaya çalıştık. Ha, hatalarımız oldu mu? Oldu. Ama neticede, başarıyı da yakaladık. Bir anlamda bence, o kadar da perişan durumda değiliz. Geldiğimiz günkü borçlarımız ne ise bugünkü borçlarımız da o. Kârımız nedir? 3 sene edinilen başarılar, kupalar ve isim hakkımız, marka değerimiz. Bu kârımız. Ama rakam olarak bakarsanız, dolarımız aynı dolar, zararımız, geldiğimiz yer, borcumuz aynı. Yani ben başladığım yerdeyim bugün, rakam olarak. Kimse bana kulübü batırdı filan diyemez. Bunun her zaman cevabını rahat rahat veririm. Açık konuşuyorum. Bu arada, transfer ücretleri sokağa atılmış ücretler değil. Tamam, borçlarımız filan aynı ama transfer ücretleri aktifimizde duran bir rakam. Az evvel arz ettim, bu rakam her an paraya dönüşebilir. O zaman da bir indirim sağlarız, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Sportif A.Ş.’nin projesi içinde bu bir şekilde yerini bulacak. Burada bir şeye karar vermemiz lazım. Divan olarak Genel Kurula tavsiyenize özellikle ihtiyaç olacaktır. Duraklayalım mı, küçülelim mi, büyüyelim mi? Bu çok önemli bir karar. Siz bu kararı verdikten sonra, Yönetim Kurulu gereğini yapar. Tamam, başarı istemiyoruz, biz üçüncülüğe, dördüncülüğe oynayalım, Gençlerbirliği gibi oynayalım, Ankaragücü gibi oynayalım derseniz gereğini yaparız. Veya işi şansa bırakalım, 2006’da olduğu gibi, düşük bir bütçe ile şampiyon olalım. Bu da mümkün. İmkânsız değil. Bu da imkân dahilinde, ama şans. Biz şansa bırakmak istemedik. Bütün derdimiz bu. Futbol kadro maliyetlerine baktığımız vakit, çok yükseldi filan ama aslında bir şeyin de hakkını verelim. 2013-14 maliyetlerimiz 69 milyondayken, 2014-15 maliyetlerinde -yani sadece personel maliyetlerinde değil- futbolda da 66 milyon 553 bin euroya düşmüşüz. Yani orada 31 da karınca kararınca % 5’lik bir indirim sağlamışız. Demek ki çizgisi koyarsak, aşağıya doğru gidiyoruz. Bunda da kararlıyız. Basketbol şirketi kurmanın faydaları, bunları artık konuşmayalım. Görüşünüzü tam olarak aldık. Futbol forma sponsorluğu konusunda, Hayri biraz geç kaldı, çünkü bu tavsiyeyi yaptığı anda, zaten bu anlaşma yapılmıştı, o gün öğleden sonra ben onun müzakeresini bitirmek üzere gidiyordum. Keşke bir gün evvel bana haber verseydi, memnuniyetle yapardım. Şu kadarını da söyleyeyim, hatırımdan da geçti. Sıkıntılı olduğumuz dönemde arkadaşlarıma da bunu önerdim, kendileri buradalar. Ama sonra düşündük, kendisi şirketinin reklamını yapmak için buraya isim yazdırıyor endişesi dolayısıyla da vazgeçtik. Yani aynı şey, bu benim başıma gelecekti. Şu anda başka bir arkadaşımın konuşması dolayısıyla da bunu ben yaşadım. Şu anda da siz de yaşadınız. “Kendi reklamını yaptı, yeteri kadar bu ona ödüldür.” dedi arkadaşım. Şimdi ben Galatasaray’ı yönetirken eğer dikkati çekiyorsam kendi reklamım için çekmiyorum. Galatasaray’ı temsil ediyorum. Ben Galatasaray başkanlığından ayrıldığım gün, ben sadece Ünal Aysal’ım. Reklamımın filan hiçbir değeri yok. Ticari getirisi de yok. Bundan sonra evlenecek hâlim de yok. Yani bana bunun hiçbir getirisi yok. Onun için, lütfen kimse kendi reklamını yapıyor, ediyor diye, böyle bir yaklaşım içinde bulunmasın, kalbim kırılır. Hayri kardeşim, bütün bunlar reddolursa Başkan ne yapar, diyor. Ya arkadaşlar, ben Genel Kurulda, 2016’ya kadar burada kalmak istiyorum, ama ondan sonra kalmak istemiyorum, çünkü artık yaşlandım, dedim. Ama illa 2016’ya kadar da kalırım demedim. Şimdi buradan hareket edersek, Hayri’nin tuzağına düşmüş olmak istemiyorum. Ama size net olarak söyleyeyim, ne yapacağımın kararını yarınki Yönetim Kurulunda arkadaşlarımla konuştuktan sonra, bugünkü gündemi değerlendirdikten sonra, müsaadenizle o zaman arz edeceğim. Burada bir noktayı açıklamak istiyorum. Az evvel sponsorluk konusunda atladım. Yani para versin, sponsor olsun, şuraya koysun... Arkadaşlar, birbirimizi kandırmayalım. Kimse Galatasaray’da 5 kuruş para vermez. Ben geldiğimden beri, bir Allah’ın kulu getirip bir dolarlık bir rakamı önümüze atmadı, bundan sonra da atmayacak. Burada hamasi konuşmalarla sorunları çözemezsiniz. Gerçekçi olalım. Bana geldiği vakit, ben buraya kurumsal yapı için geldiğimi söyledim. Ben buraya para vermeye başladığım vakit, o zaman zaten bu yapıya aykırı hareket etmiş olurum, ki maalesef ettim. Sıkıştığımız dönemlerde, teminatlar verdim, paralar verdim. Ama Galatasaray’ın kimseye borcu kalmaz, bugüne kadar da kalmamıştır. Hiçbir Başkanın. Ama bunu ufak bir sözle bitireyim. Hayriciğim, bir hayvanın hem etini, hem sütünü alamazsın. Ya burada görev alacak, görevle beni çalıştıracaksın, ben sana bütün imkânlarımı kullandıracağım veyahut da bedelini ödeyeceğim. Bunlardan bir tanesini vermek lazım. Ahmet Özdoğan kardeşim, buradaki ifadelerinde diyor ki, Sportif A.Ş.’de bizim söz hakkımız yok, diyor. Evet, Sportif A.Ş.’de söz hakkı almak çok kolay. 25 liraya bir hisse alırsınız, bir lot. Sportif A.Ş.’de bomba gibi sözünüz olur. Burada konuşmanızdan daha fazla konuşma hakkınız olur. Onun için, orada fazla üzülmeyin. Bu hakkınızı hatırlatmak isterim. Bu arada, 875 milyon liralık da hisse senedi varlık kaybından bahsedildi. Arkadaşlar, 875 milyon hisse senedi varlık kaybı. Ya el insaf! Bu hisse senetlerini biz sattık da para mı 32 kaybettik? Hisse senetlerimiz duruyor. Piyasa değerleri genelde düştü. 3 Temmuzdan sonra sadece bizimki düşmedi ki. Ne kadar kulüp varsa hepsininki düştü. Ha, biz bu arada biraz erken davrandık ve hisse senetleri düşmeden bir miktarını sattık. Bunu başarı hanesine değil, başarısız hanesine yazmanız doğrusu beni üzdü. Galatasaray basketbolda A.Ş. kurarsak acaba amatör mü oynar? Hayır, hedef o değil. Az evvel dedim ki, gelirlerimizi artırırsak dış ortaklıkla, hedefimiz yukarısı olur, aşağısı değil. Burada da profesyonel oynarız, hem de daha iyisini oynarız. Getirdiğimiz hiçbir öneri geriye dönük değildir. Değerli Arkadaşlarım, Benim geri vitesim hayatta olmadı, bundan sonra da olmaz. Ben sadece ileriye hamle yaparım, geriye hamle yapmam. Onun için, alacağım kararlar da ileriye dönük hamleleri içerecektir. Bu beğenilmeyebilir, ama sevabıyla, günahıyla benim karakterim bu. Belki de beni bunun için seçtiniz. Murat Ece kardeşim, teşekkür ederim, olaya biraz daha müspet yaklaştı ve bayağı da tepki aldı üzgünüm onun için. Ama burada bir şey söylemek istiyorum. Arkadaşım belirtti, Divan Başkanı, “290 milyon TL girdi sermaye artışından, hisse senedi satışından. Bu para ne oldu?” dedi. Değerli Arkadaşlarım, Lütfen biraz hafızanızı zorlayın, fazla uzağa gitmeyin. Daha bir saat evvelki konuşmada, görevi devraldığımız vakit, önümüzdeki 5 senenin, 3 senenin, bazı konularda da bir senenin gelirlerinin zaten elimizde olmadığını, yalnız borcumuz değil, ama tahsilatlarımızın da olmadığını açıkça izah ettim. Bunu tekrar hatırlatmak zorunda kaldım, kusura bakmayın. Ne yaptık? Bizim senede 190 milyon dolarlık bir genel bütçemiz varsa oraya gidiyor. Personelimiz var, oyuncularımız var, 13 tane amatör şubemiz var, tesislerimiz var. Bunların parası nereden çıkıyor? 295 milyon lirayla mı ödendi bunlar? Hayır, çok daha büyük paralar kazanıldı ve onlarla ödendi. Size şöyle bir örnek vereyim. Bakın, bizim başarısızlıklarımızın arasında gelirlerimizi artırmak var. Bu hep konuşuldu burada; ya bu adamların dünya kadar cebine para girdi, bunu çarçur ettiler, dendi. Geliri artırmak bir başarıdır, başarısızlık değildir. Gider zaten başarıyı yakalamak için yaptığınız bir harcama. Bunun karşılığında kazanıyorsanız, ki biz kazandık, rakamlar burada. O zaman ben başarılı sayılmalıyım. Burada üzerine tükürülecek bir durum yok. Bakın, gelirlerimiz 2010 senesinde 139 milyondan 2014’de 212 milyon TL’ye çıkmış. 2010-13 arası gelirlerimiz 3.5 kat artarken giderlerimiz 1.7 kat artmış. Yani gelirlerimiz giderlerimize oranla daha fazla artmış. Bu kadar net. Eğer siz gelişme istiyorsanız geliri artıracaksınız. Gazlayacaksınız ve korkmayacaksınız. Ne biz -kalırsak biz-, ne de bizden sonra gelecek arkadaşlarıma benim tavsiyem, katiyetle geriye bakmamaları olacaktır. Ya cesursunuz, güçlü gideceksiniz veyahut da cesaretiniz yoksa spor sektöründe çalışmayacaksınız. Sporun tek hedefi vardır, başarı.


burdan neler denmiş hepsi yazıor

Ertesi gün

"Galatasaray yönetimleri her zaman Galatasaray camiasının güven ve desteği ile ayakta durmuştur. 17 Eylül 2014 tarihinde gerçekleşen Olağanüstü Divan Kurulu camiamızın Yönetim Kurulumuza güveni konusunda bazı hoşnutsuzluk ve endişeler olduğunu göstermiştir. Galatasaray çok önemli bir mücadele içindedir. Bu mücadelenin layıkıyla yürütülebilmesi için arkasında tüm camianın güveni olduğu konusunda en ufak bir şüphe bulunmayan bir yönetime ihtiyaç vardır.

şahsi kanaatim her divanda olan eleştiriler ama başkan heralde uğraşmak istemedi
neyse bunu da böyle arz edeyim isteyen okuyup kendi kanaatini oluşturmak suretiynen bize de ifade edebilir
Bu yazıyı okuyacağımızı düşünmüyorsun değil mi? Üstelik Ünallan ilgiliyken
 
@Hayri Cund tutanakları göndermişsin uzun uzun, teşekkürler.Kardesim süreçte Divan başkanından tutun da önemli eski yöneticilerin "başkana gidip Galatasaray'in gayrimenkulleri ile tasarrufta bulunmamasini istediklerini, yukarıda yazdığı gibi bunun global şirketler ile ortaklığa dönüşmesinden endişe duyduklarını ve dolayısıyla artık istifa et dediklerini de ben ekleyeyim.Üstelik bu kişiler de Ünal Aysal hiç gündemde yokken onu Belçika'dan kalkıp getiren ve başkan aday yapan kişiler.Her neyse geldi geçti gitti ama Tutankamon gibi nasıl bir devirmiş ki onca zamana rağmen hep onun dönemi konuşuldu.Tarih hakettiği değeri verecektir.
 
Riva hususunda hiçbir yetki verilmedi şeyi yanlış başka bi izahati vardı onun ->

Tartışma konusu olan konulara değinen başkan Aysal, Riva'daki arazi ve Galatasaray'ın varlık satışları konusunda bilgi vererek, şu ifadeleri kullandı:

"Galatasaray'ın en büyük değerlerinden biri Riva. Göreve geldikten hemen sonra bana her türlü yetki verildi. Satmak, kiralama, inşaat yapmak ve projelendirmek konusunda elim serbestti. Bu çok sıkıntılı günlerimizde dahi Riva'ya dokunmadım. Galatasaray'ın bütün değerlerini, bugüne kadar üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan, hiçbirini harcamadan bugüne getirdim. Benden sonraki başkana da bu şekilde teslim edeceğim. Ama projelendirdim. Benim görevim bir proje yapmaktı. Borçlarımız var. Borçlar bana miras olarak geldi. Borçların aşağı yukarı miktarı her şeye rağmen aynı. Bu borçlardan da kurtulmak görevimiz. Bununla ilgili projelendirme yaptım. Gayrimenkullerimizin bir çatı altında toplanıp, bunun gayrimenkul yatırım ortaklığı veya yatırım fonu formülü üzerinde değerlendirilmesi, böylece 100 liralık arazimizin, projelendirildikten sonra 200 liraya çıkarılması, 100'lük rakamın başka bir haslete çıkarılması ama artı değerin de borçların ödenmesi ve böylece borç yükümüzün hafifletilmesi yönünde çalışmalarımız oldu. 2014'te 13 Nisan'da gerçekleştirilen genel kurula bu şekilde izah ettim."

F. Süren ->

Ünal Aysal, Riva meselesi yüzünden mi gitti?
Hayır, dedikodular var ama... Yetkisi zaten vardı. Benim anlamadığım bir şey var; onu getirdi Divan’a. Bizim şirketin imtiyazlı hisseleri olur. Bu hisseler kulübe ait ve satılamaz, devredilemez, teminat olarak gösterilemez. Bu Divan’da bu imtiyazdan vazgeçme gibi bir teklif oldu. Divan itiraz etti. Bu sebepten mi acaba? Anlayamadım.

10 9 14teki divan kurulunda da rivayla ilgili şu var

Helvacı

Nihayet üçüncüsü, son tercüme. Başkan dedi ki, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı kuracağız. Ne demek, biliyor musunuz? Galatasaray’ın sahip olduğu bütün gayrimenkul, mal varlığını bir anonim şirketin içine koymak ve kanunun mecbur kılması neticesinde, halka açık hâle getirmektir. Çünkü Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın halka açık olmaması mümkün değildir. Kanun gereği, zorunlu olarak halka açılır, % 50’ye kadar. Kontrolü de kaybedersiniz. Yani bu şu demektir. Galatasaraylılar, artık yavaş yavaş kendinizi bu sarı kırmızı, Galatasaray, Galatasaray Adası gibi hayallerden uzaklaştırın, gerçeği görün. Yakın bir zamanda bunların hiçbirisi sizin olmayacaktır demektir.

Helvacıya cvp METE İkizden

Teker teker gidiyorum. Sayın Mehmet Helvacı, tabii ki Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, daha projeyi anlatmadığımız için detayı bilmeniz mümkün değil. Günün sonunda, gayrimenkullerin satılması söz konusu değil. Gayrimenkullerin bir Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı şirketine devri söz konusu ve buradan halka arzla, % 49’a kadar, % 51’i her zaman Galatasaray Spor Kulübü uhdesinde kalmak üzere, detaylı olarak anlatacağımız şekilde bir şey söz konusu. Ama bilmeden yorum yapmanız da hakikaten zor. Tabii ki Divan olarak bunları tartışacağız, konuşacağız. Aranızda belki belli bir görüş oluşturup bunu Galatasaray yönetimine bildireceksiniz. Ama Galatasaray’ın en üst organı olan Genel Kurulda zaten bunlar detaylarıyla tekrar konuşulacak ve Galatasaray Genel Kurulu bunu takdir edecek. İsterse o yetkiyi Galatasaray yönetimine verir, istemezse vermez. Bundan doğalı yok. Her türlü detay anlatılacak. Eğer Galatasaray Genel Kurulu bunu beğenirse bu yetkiyi verir, beğenmezse vermez

sonra haftaya tekrar toplanalım deniyor

17 9 14

Helv:

Gelelim son ve en önemli hadiseye, Gayrimenkul Yatırım A.Ş.’ye. Şimdi, süslü kelimelere hiç gerek yok. Tabii ki isterseniz satmıyorum diyebilirsiniz. Sadece burada soru ve bakılması gereken şudur. Bugün ilgili gayrimenkullerin maliki, sahibi kimdir? Kimin elindedir? Cevap, Galatasaray Spor kulübü Derneği’nindir. İlgili A.Ş. kurulduktan sonra bunların maliki, sahibi kimdir ya da hâlâ Galatasaray Spor Kulübü Derneği midir sorusunun cevabı, hayır, değildir. 28 Artık bu mal sermaye olarak ilgili anonim şirkete konmuştur. Galatasaray Spor Kulübü’nün mal varlığından çıkmıştır. Bir çelişkiye dikkat çekmek istiyorum. Bu bir çelişki, uyarı niteliğinde söylüyorum. Bunu hep duyduğumuz için söylemek zorundayım, çünkü beyan o yönde Deniyor ki, biz her şeyi doğru yaptık, ama ilgili otorite müsaade etmedi. Sebebi tartışmayalım. Dikkat, bahsettiğimiz Gayrimenkul A.Ş., ilgili tebliğ gereği, yani yasa gereği, halka açık olmak zorundadır. Dolayısıyla, endişe duyduğunuz, tereddüt geçirdiğiniz, rahatsızlık duyduğunuz otoriteyi gayrimenkullerinizin içine de davet etmektesinizdir, bunu yaptığınızda. Bunlar çelişkilerdir ve düzeltilmesi gerekir. Gayrimenkul A.Ş. bu mal varlığına sahip olduğunda ne olacaktır? Hisse senedi çıkaracaktır. Yasa gereği, bunun bir miktarını satmak zorundadır zaten. Ve bu şirket de artık halka açık olacaktır. Aslında bakın, belki bazı şeyleri, başka şeyleri de söylemek lazım. Teknik gelebilir, sizi sıkabilir, ama bunları da söyleyeyim. Beni bu kadar dinlediniz, buna da katlanın artık. Bahsettiğimiz gayrimenkullerin bu şirkete konulabilmesi için bunların üzerinde herhangi bir sınırlama olmaması gerekir. Takyidat olmaması gerekir. Bizim bütün gayrimenkullerimizde sınırlamalar, takyidatlar vardır, ipotekler vardır. Peki, hangi gayrimenkullerin üzerinde sınırlama yoktur da bunlar sermaye olarak konacaktır? Ha, bir çözüm var onları sermaye olarak koymak için. Önce buna ortak olacak kişileri bulursunuz, onlar bu gayrimenkullerin üzerindeki takyidatları kaldırırlar. Dolayısıyla, size önceden ortak olurlar. Yani satmayacağım dediğiniz mal varlığının bir kısmını daha başta kaybedersiniz. Ancak öyle sermaye olarak koyabilirsiniz. Bir sınırlama var. 60 milyona kadar % 10 nakit sermaye koyma zorunluluğu var. 60 milyonun üzerinde ise 6 milyon nakit sermaye koyma zorunluluğu var. Bahsettiğimiz sıkıntılar içerisinde bu paraları nasıl temin edeceğiz? Kimden gelecek? Bunlar hep soru işaretledir. Bilinmesi gerekir.


Başkan:


Helvacı gayet güzel, tabii teknik, onun yüksek hukuk dehasına hiçbir zaman erişemeyeceğimiz şekilde açıklamalar yaptı. Teşekkür ediyorum. Ama burada bir ufak soru vardı, o sorunun cevabını vereyim, müsaade ederseniz. Takyidatlı gayrimenkulleri nasıl GYO içine koyacaksınız 33 dedi. Bir kısmını satarsın, parasını alırsın vs. falan. Burada birtakım başka yöntemler de var. Bu yöntemlerden bir tanesi, hangi bankaya borcunuz varsa o banka ile oturursunuz, elinizdeki gayrimenkul garantisini menkul garantisine döndürmek üzere anlaşırsınız. Yani o gayrimenkulü ipotek olarak vereceğinize, o ipoteğin karşılığı kuracağınız GYO’nun hisse senetlerini rehin olarak alır, bunu temlik edersiniz. Sorunu orada da çözme imkânınız var. Bu çözümlerden bir tanesi. Ama biliyorsunuz, ekonomide, maliyede bir sürü başka çözümler de var. Bunlar müzakere ile çözülecek şeyler.
Burda da bitior konuşması

Yani Riva ile ilgili spesifik bir rahatsızlık değil sadece bi kaç soru sorulmuş ztn tutanaklara şöyle üstün körü baktım ana konulardan sadece biri ama öyle yapamazsın değil helvacı gibi teknik sualler formatında. ondan önce ne demiş o da burda eğer okuyosanız tabi bunları

Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Aysal Değerli Arkadaşlarım, Öncelikle konuşan dostlarıma teşekkür ediyorum. Burada Divan Kurulu adına çıktılar, zamanlarını harcadılar. Ve gerçekten de, bazı düşüncelerimi toparlamamda da bana yardımcı oldular. Sağ olsunlar, var olsunlar. Detaylı olarak bazı cevaplar vereceğim. Fazla vaktinizi almak istemiyorum. Ancak geniş bir özeti şurada almam gerekirse, peşinen söyleyeyim; dostlarım, genelinde ne Basketbol A.Ş.’nin kurulmasına, ne GYO’nun 30 kurulmasına ve ne de bu konularda konuşulmasına pek müspet yaklaşmıyorlar. Algılamamız bu. Herhâlde doğru algıladık. Teşekkür ediyorum. Şimdi buna dönük olarak biz böyle bir Genel Kurulu çağırır mıyız, çağırmaz mıyız? Bir kere daha şapkamızı öne koyarız yarınki Yönetim Kurulumuzda, ya görüş değiştiririz, ya Genel Kurulu davet ederiz. Ama sizleri de yormak isteyeceğimizi zannetmiyorum. Şimdi burada bazı arkadaşların ufak notları var, onlara cevap vereyim. Ufak tefek yanlışlıklar büyük yanlışlıklara sebep olur. Değerli Hayri kardeşim, Türk lirası üzerine baskı yaptı. 40 aydır burada Hayri Türk lirası konuşur, 40 aydır ben de burada dolar konuşurum. Sebebi nedir? Orada bir iddialaştık, gidiyor. Şimdi bakın, o Türk lirası konuşur, çünkü Hayri muhasebe rakamlarına çok bağlıdır. Kâğıtlara bakar, kâğıt üzerindeki yazan önemlidir onun için. Benim için netice önemlidir. Ben yöneticiyim, neticede cebimden ne çıkacak, ne ödeyeceğim. Bakın, kur 1.59’muş 2011 senesinde. Bugün 2.20, yani % 40 enflasyon oranı var. Hani % 1, % 2 diyor. Bu rakamı Cumhurbaşkanımız duysa çok mutlu olacak. Böyle değil. % 40 değer kaybetmiş paramız. Onun için de, neticede borçlarımızın büyük bir kısmı da dövize dönük olduğu için, ben hesaplarımı hep döviz olarak getirdim. Çünkü neticede o parayı ödeyecek adam benim burada, yani Yönetim Kurulu. Onun için, mazur görsünler, bundan sonraki 40 ay da, vaktim varsa, ben aynı şekilde yine dolarda devam edeceğim. O da Türk lirasında devam edecek. Böylece geçinip gideceğiz. Bu arada, bu kadar masraf yaptık, bunun karşılığı ne, deniliyor. Arkadaşlar, masrafın karşılığı yukarıdan aşağı bir başarı listesi. Burası bir spor kulübü. Geldiğimiz vakit, başarı diye getirdiniz bizi. Biz de bunu yapmaya çalıştık. Ha, hatalarımız oldu mu? Oldu. Ama neticede, başarıyı da yakaladık. Bir anlamda bence, o kadar da perişan durumda değiliz. Geldiğimiz günkü borçlarımız ne ise bugünkü borçlarımız da o. Kârımız nedir? 3 sene edinilen başarılar, kupalar ve isim hakkımız, marka değerimiz. Bu kârımız. Ama rakam olarak bakarsanız, dolarımız aynı dolar, zararımız, geldiğimiz yer, borcumuz aynı. Yani ben başladığım yerdeyim bugün, rakam olarak. Kimse bana kulübü batırdı filan diyemez. Bunun her zaman cevabını rahat rahat veririm. Açık konuşuyorum. Bu arada, transfer ücretleri sokağa atılmış ücretler değil. Tamam, borçlarımız filan aynı ama transfer ücretleri aktifimizde duran bir rakam. Az evvel arz ettim, bu rakam her an paraya dönüşebilir. O zaman da bir indirim sağlarız, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Sportif A.Ş.’nin projesi içinde bu bir şekilde yerini bulacak. Burada bir şeye karar vermemiz lazım. Divan olarak Genel Kurula tavsiyenize özellikle ihtiyaç olacaktır. Duraklayalım mı, küçülelim mi, büyüyelim mi? Bu çok önemli bir karar. Siz bu kararı verdikten sonra, Yönetim Kurulu gereğini yapar. Tamam, başarı istemiyoruz, biz üçüncülüğe, dördüncülüğe oynayalım, Gençlerbirliği gibi oynayalım, Ankaragücü gibi oynayalım derseniz gereğini yaparız. Veya işi şansa bırakalım, 2006’da olduğu gibi, düşük bir bütçe ile şampiyon olalım. Bu da mümkün. İmkânsız değil. Bu da imkân dahilinde, ama şans. Biz şansa bırakmak istemedik. Bütün derdimiz bu. Futbol kadro maliyetlerine baktığımız vakit, çok yükseldi filan ama aslında bir şeyin de hakkını verelim. 2013-14 maliyetlerimiz 69 milyondayken, 2014-15 maliyetlerinde -yani sadece personel maliyetlerinde değil- futbolda da 66 milyon 553 bin euroya düşmüşüz. Yani orada 31 da karınca kararınca % 5’lik bir indirim sağlamışız. Demek ki çizgisi koyarsak, aşağıya doğru gidiyoruz. Bunda da kararlıyız. Basketbol şirketi kurmanın faydaları, bunları artık konuşmayalım. Görüşünüzü tam olarak aldık. Futbol forma sponsorluğu konusunda, Hayri biraz geç kaldı, çünkü bu tavsiyeyi yaptığı anda, zaten bu anlaşma yapılmıştı, o gün öğleden sonra ben onun müzakeresini bitirmek üzere gidiyordum. Keşke bir gün evvel bana haber verseydi, memnuniyetle yapardım. Şu kadarını da söyleyeyim, hatırımdan da geçti. Sıkıntılı olduğumuz dönemde arkadaşlarıma da bunu önerdim, kendileri buradalar. Ama sonra düşündük, kendisi şirketinin reklamını yapmak için buraya isim yazdırıyor endişesi dolayısıyla da vazgeçtik. Yani aynı şey, bu benim başıma gelecekti. Şu anda başka bir arkadaşımın konuşması dolayısıyla da bunu ben yaşadım. Şu anda da siz de yaşadınız. “Kendi reklamını yaptı, yeteri kadar bu ona ödüldür.” dedi arkadaşım. Şimdi ben Galatasaray’ı yönetirken eğer dikkati çekiyorsam kendi reklamım için çekmiyorum. Galatasaray’ı temsil ediyorum. Ben Galatasaray başkanlığından ayrıldığım gün, ben sadece Ünal Aysal’ım. Reklamımın filan hiçbir değeri yok. Ticari getirisi de yok. Bundan sonra evlenecek hâlim de yok. Yani bana bunun hiçbir getirisi yok. Onun için, lütfen kimse kendi reklamını yapıyor, ediyor diye, böyle bir yaklaşım içinde bulunmasın, kalbim kırılır. Hayri kardeşim, bütün bunlar reddolursa Başkan ne yapar, diyor. Ya arkadaşlar, ben Genel Kurulda, 2016’ya kadar burada kalmak istiyorum, ama ondan sonra kalmak istemiyorum, çünkü artık yaşlandım, dedim. Ama illa 2016’ya kadar da kalırım demedim. Şimdi buradan hareket edersek, Hayri’nin tuzağına düşmüş olmak istemiyorum. Ama size net olarak söyleyeyim, ne yapacağımın kararını yarınki Yönetim Kurulunda arkadaşlarımla konuştuktan sonra, bugünkü gündemi değerlendirdikten sonra, müsaadenizle o zaman arz edeceğim. Burada bir noktayı açıklamak istiyorum. Az evvel sponsorluk konusunda atladım. Yani para versin, sponsor olsun, şuraya koysun... Arkadaşlar, birbirimizi kandırmayalım. Kimse Galatasaray’da 5 kuruş para vermez. Ben geldiğimden beri, bir Allah’ın kulu getirip bir dolarlık bir rakamı önümüze atmadı, bundan sonra da atmayacak. Burada hamasi konuşmalarla sorunları çözemezsiniz. Gerçekçi olalım. Bana geldiği vakit, ben buraya kurumsal yapı için geldiğimi söyledim. Ben buraya para vermeye başladığım vakit, o zaman zaten bu yapıya aykırı hareket etmiş olurum, ki maalesef ettim. Sıkıştığımız dönemlerde, teminatlar verdim, paralar verdim. Ama Galatasaray’ın kimseye borcu kalmaz, bugüne kadar da kalmamıştır. Hiçbir Başkanın. Ama bunu ufak bir sözle bitireyim. Hayriciğim, bir hayvanın hem etini, hem sütünü alamazsın. Ya burada görev alacak, görevle beni çalıştıracaksın, ben sana bütün imkânlarımı kullandıracağım veyahut da bedelini ödeyeceğim. Bunlardan bir tanesini vermek lazım. Ahmet Özdoğan kardeşim, buradaki ifadelerinde diyor ki, Sportif A.Ş.’de bizim söz hakkımız yok, diyor. Evet, Sportif A.Ş.’de söz hakkı almak çok kolay. 25 liraya bir hisse alırsınız, bir lot. Sportif A.Ş.’de bomba gibi sözünüz olur. Burada konuşmanızdan daha fazla konuşma hakkınız olur. Onun için, orada fazla üzülmeyin. Bu hakkınızı hatırlatmak isterim. Bu arada, 875 milyon liralık da hisse senedi varlık kaybından bahsedildi. Arkadaşlar, 875 milyon hisse senedi varlık kaybı. Ya el insaf! Bu hisse senetlerini biz sattık da para mı 32 kaybettik? Hisse senetlerimiz duruyor. Piyasa değerleri genelde düştü. 3 Temmuzdan sonra sadece bizimki düşmedi ki. Ne kadar kulüp varsa hepsininki düştü. Ha, biz bu arada biraz erken davrandık ve hisse senetleri düşmeden bir miktarını sattık. Bunu başarı hanesine değil, başarısız hanesine yazmanız doğrusu beni üzdü. Galatasaray basketbolda A.Ş. kurarsak acaba amatör mü oynar? Hayır, hedef o değil. Az evvel dedim ki, gelirlerimizi artırırsak dış ortaklıkla, hedefimiz yukarısı olur, aşağısı değil. Burada da profesyonel oynarız, hem de daha iyisini oynarız. Getirdiğimiz hiçbir öneri geriye dönük değildir. Değerli Arkadaşlarım, Benim geri vitesim hayatta olmadı, bundan sonra da olmaz. Ben sadece ileriye hamle yaparım, geriye hamle yapmam. Onun için, alacağım kararlar da ileriye dönük hamleleri içerecektir. Bu beğenilmeyebilir, ama sevabıyla, günahıyla benim karakterim bu. Belki de beni bunun için seçtiniz. Murat Ece kardeşim, teşekkür ederim, olaya biraz daha müspet yaklaştı ve bayağı da tepki aldı üzgünüm onun için. Ama burada bir şey söylemek istiyorum. Arkadaşım belirtti, Divan Başkanı, “290 milyon TL girdi sermaye artışından, hisse senedi satışından. Bu para ne oldu?” dedi. Değerli Arkadaşlarım, Lütfen biraz hafızanızı zorlayın, fazla uzağa gitmeyin. Daha bir saat evvelki konuşmada, görevi devraldığımız vakit, önümüzdeki 5 senenin, 3 senenin, bazı konularda da bir senenin gelirlerinin zaten elimizde olmadığını, yalnız borcumuz değil, ama tahsilatlarımızın da olmadığını açıkça izah ettim. Bunu tekrar hatırlatmak zorunda kaldım, kusura bakmayın. Ne yaptık? Bizim senede 190 milyon dolarlık bir genel bütçemiz varsa oraya gidiyor. Personelimiz var, oyuncularımız var, 13 tane amatör şubemiz var, tesislerimiz var. Bunların parası nereden çıkıyor? 295 milyon lirayla mı ödendi bunlar? Hayır, çok daha büyük paralar kazanıldı ve onlarla ödendi. Size şöyle bir örnek vereyim. Bakın, bizim başarısızlıklarımızın arasında gelirlerimizi artırmak var. Bu hep konuşuldu burada; ya bu adamların dünya kadar cebine para girdi, bunu çarçur ettiler, dendi. Geliri artırmak bir başarıdır, başarısızlık değildir. Gider zaten başarıyı yakalamak için yaptığınız bir harcama. Bunun karşılığında kazanıyorsanız, ki biz kazandık, rakamlar burada. O zaman ben başarılı sayılmalıyım. Burada üzerine tükürülecek bir durum yok. Bakın, gelirlerimiz 2010 senesinde 139 milyondan 2014’de 212 milyon TL’ye çıkmış. 2010-13 arası gelirlerimiz 3.5 kat artarken giderlerimiz 1.7 kat artmış. Yani gelirlerimiz giderlerimize oranla daha fazla artmış. Bu kadar net. Eğer siz gelişme istiyorsanız geliri artıracaksınız. Gazlayacaksınız ve korkmayacaksınız. Ne biz -kalırsak biz-, ne de bizden sonra gelecek arkadaşlarıma benim tavsiyem, katiyetle geriye bakmamaları olacaktır. Ya cesursunuz, güçlü gideceksiniz veyahut da cesaretiniz yoksa spor sektöründe çalışmayacaksınız. Sporun tek hedefi vardır, başarı.


burdan neler denmiş hepsi yazıor

Ertesi gün

"Galatasaray yönetimleri her zaman Galatasaray camiasının güven ve desteği ile ayakta durmuştur. 17 Eylül 2014 tarihinde gerçekleşen Olağanüstü Divan Kurulu camiamızın Yönetim Kurulumuza güveni konusunda bazı hoşnutsuzluk ve endişeler olduğunu göstermiştir. Galatasaray çok önemli bir mücadele içindedir. Bu mücadelenin layıkıyla yürütülebilmesi için arkasında tüm camianın güveni olduğu konusunda en ufak bir şüphe bulunmayan bir yönetime ihtiyaç vardır.

şahsi kanaatim her divanda olan eleştiriler ama başkan heralde uğraşmak istemedi
neyse bunu da böyle arz edeyim isteyen okuyup kendi kanaatini oluşturmak suretiynen bize de ifade edebilir
Gorunuse gore baskan firsati bulunca topuklamis
 
Gorunuse gore baskan firsati bulunca topuklamis
İşin aslı başkan tıpkı önce"AİG"hisselerinde yaptığı gibi ya da Sportif A.Ş hisselerinde olduğu gibi birtakım finansal işlemler ile (hem kendi finansmanı hem de yatırımcı finansmanı) borsa operasyonu yapıp var olan banka borçlarının bir bölümünü ödemeyi ve bir bölümünü de yapılandırmayı düşünüyordu.Dinazorspor bu operasyona güvenmedi,ya Aysal'a bağlı kalırız ya da anlaştığı finansal ortaklara diye izin vermedi.Aysal'da bu küçük köhne zihniyetleri ikna edemeyeceğini anladığı için görevi bıraktı.Daha öncede söylediğim gibi diğer türlü kısır döngü ekonomisi onun vizyonuna tersti.Nihayet yine günün sonunda "Bankalar Birliği"ne ipotek olduk.
 
O günleri hatırlarsan bütün bunlar konuşulurken başkana her taraftan istifa et, onay vermeyeceğiz mesajları gitti belli üyeler tarafından.Dolayisla alamayacağı yetki için genel kurul bile yapmadı, bıraktı.Ayni kişiler kurtuluş yolu olarak Dursun Özbek'e Riva yanında Florya'yida verdi.Mustafa Cengiz şimdi zor aldı Florya'yi.
Renktasim ikinci olarak Fatih Terim'i de göndermedi Allah aşkına yapmayın Terim Demirören'in bol sıfırlı euro teklifinin üzerine atlayıp kaçtı.Onu da başkana yüklemeyin.
Üçüncü olarak Profesyonel yapı kalıcı başarılar için ona göre zorunluluktu.O kısa vadeli başarı kazanarak önce "üzerimizdeki ölü toprağını atalım"dedi ve başardı.Sonra tam kalıcı başarıya ve kurumsal yapıya kavuşacağı anda 'mekanin sahibi biziz" diyenler çıktı.Bu bir tercihtir, tıpkı ülkemizin başkanlık sistemine geçmesi gibi yeni bir anlayıştır.Bu durum da bazı güç odaklarıni (profesyonel olamayan) rahatsız etmiştir. bugün Avrupalı başarılı örneklerinde olduğu gibiydi(Bayern Münih tarzı).İsi bilen profesyonel isimleri göreve alıp karar verdiği bir yapıda. ama kulüp üyeleri bunu kulübü sermaye odaklarına satmak olarak algılıyor.Hallbuki olay sermaye odakları ile ortaklıkta yönetimin hızlı karar alma olayı idi.


Ok, bol sifirli he. bizde kazandiginin Kac katini kazandi Milli takimda peki ? Para icin gidecek Adam Milli Takimdan ayrildiginda kac para bagisladi cocuk esirgeme kurumuna ?

Profesyonellige gelirsek, bu kurumsal yapiyi biraz detayli anlatman lazim. Böyle cok havada duruyor. Profesyonellikten bahsediyorsun, hadi sabotaj gibi olaylari gectim Ünal Aysal tam olarak hangi konuda profesyonel davrandi ? Bir yandan kurumsalli,, profesyonellik, Vizyon, diger yandan cocuk gibi küsen Baskan. Yahu sen git kulüpte laiki ile görev yapan belki tek Adami gönder, sonra bir sene icinde iki tepki geldi diye cocuk gibi oynamiyorum de. Bunu en kritik sampiyonluk yarisinin icinde yap.


Dursun Özbek´e vermediler o yetkiyi, Adam gitti söke söke aldi. Sonra da dinarzorlara bu pozu kesti. Ünal Aysal ise ibra olurken, bu dinazorlarin yaninda yer aliyordu.



C9cI1HzWsAE60wB.jpg


Taze zafer kazanmis erkek cekiciligi var bu fotorafta...




Anladigim kadari ile kulübe para zaten vermiyor. Ayni zamanda Dursun Özbek kadar direnecek gücü kabiliyeti yok, Federasyon baskisinda siniyior, sadece laf, yaptirim gücü de zaten sifir. Profesyonellik, kurumsallik hak getire. Simdi kim bilir Fatih Terim engeldi diye kafanda kuruyorsundur, adami gönderdi, yönetimin tepesinde kararlari yine profesyoneller vermedi. Öyle cok ta kesin cözümmüs gibi, Ali Koc Fenerbahce´ye direk böyle basladi. Sportif Direktör, Hollanda Liginde cikis yakalamis hoca. Hatta para bile pompaladi sinirsiz sekilde onu da tribünden tribüne hoplattik.
Bence hayalinizdeki Adam Ali Koc gibi bir herif, ama o hayalleri üzerinde kurdugunuz Aysal öyle bir Baskan degil. Bunu bir daha yasamaniz icin gelmesini isteyecem de, olan Galatasaray´a olacak.

Ali Koc bile kurumsallik ile denedi, simdi Fatih Terim´ini ariyor, ama Fenerbahce´nin öyle bir Adami yok. Bizimde kulübe ekonomik olarak ciddi katki saglayacak, Federasyonda ciddi anlamda etkili, ligin Baskanlari üzerinde etkili, uluslarasi anlamda ciddi baglantilari ile ekonomik sinirlamalarin arkasindan dolanabilecek bir Baskan eksik.

Ama Fenerin bir tane Ali Koc´u degil, ona yakin bir cok baska adamda var. Ama futbol yinede sahada kazanildigi icn bizi gecemediler. Ve yine hile hurda ve softpower ile deniyorlar.
 
Ünal Aysal' a gayrımenkuller konusunda yetki verilseydi, her şey bir anda toz pembe olacaktı zannediyor hala bazıları. Yahu anlayın artık, futbol dışı faaliyetlerden elde edeceğin gelirin FFP ile alakası yok; futbol faaliyetlerinde gelir-gider dengesini tutturman gerekiyor ve o manada denizi tüketip gemiyi çoktan karaya oturtmuştu hazret. Bilmiyorsunuz, öğrenmeye de niyetiniz yok, ezbere car car!..

Akil ile yola cikan insan ögrenir ancak, ancak aklini kullanmaya karsi israrlara direnenlere karsi, ancak duvara konusuyoruz. Bir adami aklini kullanmaktan sakinarak sevdiysen eger, cok özel meziyetleri vardir o adamin, kimsenin yapmadigini yapmistir. Ama yok.
Herseyin bir cözümü vardir elbet, ancak bunun cözümü Aysal´da degildi. Ciddi anlamda kendi cebinden para harcamayi göze alirsan, o sinirlamalarin arkasinda dolanabilirsin. Bunu bile yapamayan bir Adamin herseye ragmen bukadar büyütülmesi, acikcasi Galatasaray Tarihi acisindan acinasi bir durumdur. Meziyet gerektirecek kabiliyetler hep eksik, ama iyi laf sokuyor.

Almanlar, Der Kann doch nichts, derler....
 
Terim ne olursa olsun gitmiş tüpçüyle imza atmış ve buna rağmen hala ft diyenler var hayret. Terimin takımdan götürdükleri getirdiklerinden az değil. Ne vardıda gitti İtalyaya ne vardıda sattı gitti takımı milli takıma ne vardıda geldiğinde hep bi enkaz bıraktı gitti. Yapmayın yahu. Fatih Terimi terim yapan Galatasaraydır. Galatasaray'la en ufak münasebeti olmasa terimin yüzüne kim bakardı bu ülkede bu dünyada
 
Ok, bol sifirli he. bizde kazandiginin Kac katini kazandi Milli takimda peki ? Para icin gidecek Adam Milli Takimdan ayrildiginda kac para bagisladi cocuk esirgeme kurumuna ?

Profesyonellige gelirsek, bu kurumsal yapiyi biraz detayli anlatman lazim. Böyle cok havada duruyor. Profesyonellikten bahsediyorsun, hadi sabotaj gibi olaylari gectim Ünal Aysal tam olarak hangi konuda profesyonel davrandi ? Bir yandan kurumsalli,, profesyonellik, Vizyon, diger yandan cocuk gibi küsen Baskan. Yahu sen git kulüpte laiki ile görev yapan belki tek Adami gönder, sonra bir sene icinde iki tepki geldi diye cocuk gibi oynamiyorum de. Bunu en kritik sampiyonluk yarisinin icinde yap.


Dursun Özbek´e vermediler o yetkiyi, Adam gitti söke söke aldi. Sonra da dinarzorlara bu pozu kesti. Ünal Aysal ise ibra olurken, bu dinazorlarin yaninda yer aliyordu.



C9cI1HzWsAE60wB.jpg


Taze zafer kazanmis erkek cekiciligi var bu fotorafta...




Anladigim kadari ile kulübe para zaten vermiyor. Ayni zamanda Dursun Özbek kadar direnecek gücü kabiliyeti yok, Federasyon baskisinda siniyior, sadece laf, yaptirim gücü de zaten sifir. Profesyonellik, kurumsallik hak getire. Simdi kim bilir Fatih Terim engeldi diye kafanda kuruyorsundur, adami gönderdi, yönetimin tepesinde kararlari yine profesyoneller vermedi. Öyle cok ta kesin cözümmüs gibi, Ali Koc Fenerbahce´ye direk böyle basladi. Sportif Direktör, Hollanda Liginde cikis yakalamis hoca. Hatta para bile pompaladi sinirsiz sekilde onu da tribünden tribüne hoplattik.
Bence hayalinizdeki Adam Ali Koc gibi bir herif, ama o hayalleri üzerinde kurdugunuz Aysal öyle bir Baskan degil. Bunu bir daha yasamaniz icin gelmesini isteyecem de, olan Galatasaray´a olacak.

Ali Koc bile kurumsallik ile denedi, simdi Fatih Terim´ini ariyor, ama Fenerbahce´nin öyle bir Adami yok. Bizimde kulübe ekonomik olarak ciddi katki saglayacak, Federasyonda ciddi anlamda etkili, ligin Baskanlari üzerinde etkili, uluslarasi anlamda ciddi baglantilari ile ekonomik sinirlamalarin arkasindan dolanabilecek bir Baskan eksik.

Ama Fenerin bir tane Ali Koc´u degil, ona yakin bir cok baska adamda var. Ama futbol yinede sahada kazanildigi icn bizi gecemediler. Ve yine hile hurda ve softpower ile deniyorlar.
Fatih Terim'i gönderdi deyip daha ilk düğmeyi yanlış ilikliyorsun rengim.Gitmek istemeyen kalırdı bak bugün nasıl da kalıyor hocamız.Lakin daha önce söylediğimiz gibi"tarih hakettiği değeri verecektir".
 
Sırıta sırıta düşman bellediği Yıldırım Demirören'in yanında sözleşme imzalaması ve o ayının bize laf sokarken yanında yer alması Terimcilik konusunda dönüm olmuştur benim için. O zamana kadar azılı bir Terimci idim, buradaki eskiler de bilir. O kare benim içimde öyle bir kırıklık yarattı ki, kalbimden hançerlenmiş gibi olmuştum hâlâ düşündükçe ürperirim.

Milli Takım vatan görevi dış baskılar falan diye geçiştirmeye çalışanlar vardı ama sen Fatih Terim'sin, sen baş koymayacaksan kim koyacak.

Neyse eski hikayeler bunlar ama bu durumda hoca kesinlikle mağdur olan taraf değil. Mağdur olan Galatasaray kulübü ve taraftarlarıdır.
 
İşin aslı başkan tıpkı önce"AİG"hisselerinde yaptığı gibi ya da Sportif A.Ş hisselerinde olduğu gibi birtakım finansal işlemler ile (hem kendi finansmanı hem de yatırımcı finansmanı) borsa operasyonu yapıp var olan banka borçlarının bir bölümünü ödemeyi ve bir bölümünü de yapılandırmayı düşünüyordu.Dinazorspor bu operasyona güvenmedi,ya Aysal'a bağlı kalırız ya da anlaştığı finansal ortaklara diye izin vermedi.Aysal'da bu küçük köhne zihniyetleri ikna edemeyeceğini anladığı için görevi bıraktı.Daha öncede söylediğim gibi diğer türlü kısır döngü ekonomisi onun vizyonuna tersti.Nihayet yine günün sonunda "Bankalar Birliği"ne ipotek olduk.
baktı işler kötüye gidiyor paraşütü giyip atladı uçaktan demek

başkanlık çok güzel iş, istediğin kararı alıp istediğin kadar harcayabiliyorsun eğer harcayabileceklerinde yetki sınırına gelirsen de hadi eyw diyerek çıkabiliyorsun

herkes yapar böyle başkanlığı, sorumluluk 0
 
Sırıta sırıta düşman bellediği Yıldırım Demirören'in yanında sözleşme imzalaması ve o ayının bize laf sokarken yanında yer alması Terimcilik konusunda dönüm olmuştur benim için. O zamana kadar azılı bir Terimci idim, buradaki eskiler de bilir. O kare benim içimde öyle bir kırıklık yarattı ki, kalbimden hançerlenmiş gibi olmuştum hâlâ düşündükçe ürperirim.

Milli Takım vatan görevi dış baskılar falan diye geçiştirmeye çalışanlar vardı ama sen Fatih Terim'sin, sen baş koymayacaksan kim koyacak.

Neyse eski hikayeler bunlar ama bu durumda hoca kesinlikle mağdur olan taraf değil. Mağdur olan Galatasaray kulübü ve taraftarlarıdır.
Bütün bir kariyeri tek kareye indirgeyerek değerlendirmek ve duygusal yaklaşmak yanlış sonuçlar doğurabilir.

Fatih Terim'i sevmek için Terimci olmaya gerek yok Galatasaraylı olmak yeterli.
 
Gayrimenkullerden özellikle riva ve floryanın değerlendirilme zamanı gelmişti çünkü çok dillendiriliyodu borcu kapatıcak şu bu suyu yeterince ısıtmışlardı

döneminde herkese koyup geçtiğimiz için,fbnin sahasında kupayı kaldırmakta ısrar ettiği için,baskette takımı maça çıkarmadığı için vs herkes başta ona sonrada bize düşman oldu,araziler için yetki verilmedi,yabancı sınırları falan getirildi tazeleyin hafızaları sırf arayı açmayalım diye

adamın tayyibe bile eyvallahı yoktu ve dediki biz bu arazileri devlete 3-5 kuruşa peşkeş çekeceğimize gyo(gayrimenkul yatırım ortaklığı) kuralım,ihalemizi kendimiz yapalım en çok para verenide seçelim

bunun akabinde o kulübü satıcak söylemleri,arazileri satıyo bakın kulübüde satıcak algıları o zamanlar hız kazandı,adamın üstüne oynadılar ve tüm camia tuzağa düşüp “sen kulübü satıcan hee” diye adamı alaşağı ettiler

hatta aysal ne dursun,ne de cengiz gibi olağanüstü seçime gidip güven tazelemek için bile aday olmadı çünkü güven duyulmuyodu kendisine,yalmanla yarsuvat yarışmıştı seçime girmedi

sonra dursun pengueni geldi ve aysalın istediği ama alamadığı yetkiyi aldı ve gidip iktidarın kucağına oturdu hemen peşkeş çekti arazileri

dursunun tamda bu arazileri sattığı dönem beyaz futbolda iktidar yandaşları rasimin çakarın falan programlarına iyi bakın sürekli dursunu övdüler,gsliler dursunun kıymetini sonra anlayacak,müthiş adam,gsyi bataklıktan kurtarıyor diye kastılar da kastılar

gs kitlesi dursunun ne olduğunu o dönem bilmediği için bunlar bile birini övdüyse demekki iyi adam yanılgısına düştüler

araziler elden gidince aynı rasimin çakarın ertemin falan yaptığı yorumlara bakın dursunun ne penguenliği kaldı,ne dalga geçilmesi kaldı açık açık aleni aleni istifa etmeli demelerini geçtim t geçtiler adamla,çünkü iş işten geçmişti

süreci doğru okuyun

her boku şu adamın mancini,prandelli ve ara transfer dönemindeki harcamalarına denk getirmeyin

adam manciniyle prandelliyi getirdiği için eleştiriliyor yaw,bunlar başarılı olmayınca eleştirmek kolay tabi,hanginiz eleştirdi mancini gelmesin prandelli gelmesin diye,bu adamları kim getirebilirdi yaw hele manciniyi,mesela bu sezon iyi bakın sezon içindeki fb yorumlarına medyanın,takım efsane değilmiydi yaw,transferler şu bu,şamp ilan edilmişti daha lig başlamadan sonra noldu bunları diyen adamlar şimdi diyoki bu nasıl kadro,kim kurdu bu mal kadroyu,işin doğrusu bu değil,işin başında yanlış diye eleştir sonra dediğin çıksın tebrik edelim,cengiz geçen sene zonzi seri lemina bilmemne efsane kadro kurmadımı herkes cengiz dilosuydu yaw ama olmadı sonradan gördük olmadığını,deniyicen yanılıcan

herkes garip ,adam burda diyoki la bizim niye pilot takımımız yok sonrada aysalın hollanda belçika gibi b sınıfı ülkelerden pilot takım alma fikrini bokluyo gelmiş,lan şu olayın bırak gerçeklrşmesini düşünülmesi bile şahane yaw,pratikte uygulayamadık orası ayrı ama düşünülmesi,prandelli hıyarının bile bu projeyle ikna edilmesi gayet iyiydi

önümüzü kesmek için sınır getirdiler ligde 3-5 yabancıyla oynuyoduk el mahkum selçukla burakla sözleşme uzattı,semihi satamadı,tarığı almak zorunda kaldı,tarık yeni dani alves değilmiydi konusunu kurcalattırmayın şimdi,adam burda tarık transfer edilmeli diyor,tarık alınıyor,sonrada diyorki bir zaman sonra bu malı kim aldı bu ne yaw

tarık maliyetliydi naptı gitti umut gündoğan,oğuzhan kayar gibi 2.lig topçularını aldı scout tavsiyesiyle,o dönem alınan oyuncuların hepsi de çöp değildi,kulüp kaostu ve organizasyonumuz olmadığı için bu adamlardan işe yarayacak 1-2 isim olsa bile onlarda zayi oldu,avrupadan takım almada zayi oldu,ilerletemedik,duygun dursun falanda ilerletmedi bu projeleri üstüne koymadı,ne bilsinler bunlar manciniyi ,prandellyii ,avrupa süper ligini ,avrupadan pilot takımı almayı

aysal 10 sene önce avrupa süper ligi diyor,10 sene sonra lig kuruluyor bizimkilerin haberi bile yok,

3 sene önceki schalke kurasına üzülüp acaba bunlardan kaç yeriz diye bakarken ,şlde schalkeyi çektiğimizde kura anındaki yüzümüzdeki gülücükle elemiştik adamları

herşey toz pembemi tabiki değil,italya ekolünün tutmaması belliyken yine isimli antrenörde olsa da tekrar prandelli gibi italyan ekolünü seçmesi en büyük hatasıdır,uefa cezasının en büyük sorumlusudur

transfer dönemlerinde yanlışları olabilir,hepsinin var ama adam terime toz kondurmuyo transferde hata yapsada kabul etmiyo,aysala gelince tüm şarjörü boşaltıyo

daha geçen haftasonu tutti frutti ekstra basket maçını heyecanla takip ettik yav küme düşmeyelim diye,aysalla wild card alıyodun euroleague e

daha başka saymıyorum bayan basket euroleague i şunu bunu

drogba ve sneijder en şaşalı transferleridir,adam imza törenine katılmıyodu ulan,arıboğan dürüst katılırdı,şimdikiler cavanda,cagne transferlerinde tüm eş dost akrabasını çağırıp gövde gösterisi yapıyo seviyeye bak

neymiş terimi göndermiş,göndermemeliymiş,kopun ulan bundan,bal gibide doğru yaptı,sonraki tercihleri tutmasada,üstüne belimizi doğrultamasakta iyiki o kararı almış,o kovulduğu an aysal dünya üzerindeki en nefret ettiğim insandı,sonra sürece bi baktım hocamın mersin maçı sonrası kan kustuğu,kameralara şov yaptığı,kendine cezalar veren o zorlu diye adlandırdığı oluşumun yanında saf tutması kabul e-di-le-mez


Ulu önder Ünal aysal karşıtları gidin toplaşın,tt falan yapın başkanı tekrar seçime girmeye ikna edin,kendinizi affettirin
 
Bütün bir kariyeri tek kareye indirgeyerek değerlendirmek ve duygusal yaklaşmak yanlış sonuçlar doğurabilir.

Fatih Terim'i sevmek için Terimci olmaya gerek yok Galatasaraylı olmak yeterli.
Sevmediğimi nerden çıkarıyorsun.

Sevgiden gözüm kör olmuş değil sadece. Ayrıca öyle tek bir kare diye küçümsenecek bir durum da değildi o olay.

Duygusal yaklaşım sergileyenler asıl mevcut durumda hocaya laf söyleyetmeyenler ya da hocayı son suçlu olarak görenler.
 
Sevmediğimi nerden çıkarıyorsun.

Sevgiden gözüm kör olmuş değil sadece. Ayrıca öyle tek bir kare diye küçümsenecek bir durum da değildi o olay.

Duygusal yaklaşım sergileyenler asıl mevcut durumda hocaya laf söyleyetmeyenler ya da hocayı son suçlu olarak görenler.
forumdaki genel ft düşmanlığından çıkardım

konuya göre değil kişiye göre pozisyon alınıyorsa herhalde bir hoşlanmama durumundan bahsedilebilir
 
Bak bir ingiliz tv sinde agnelli ile açık oturum yapıyorduk diyor adam.. iyi okuyun beyler agnelliyle diyor ingiliz kanalında diyor. Şimdikileri görüyoruz telefondan cagne 15 milyon yuro??! Gerçekten haksızlık ama bu ya.
 
Üst Alt